“Toplum hafızasındaki Yunus Emre bilgisinin gerçeği yansıtmadığını söyleyen Yusuf Yıldırım, ‘Risâletü’n-Nushiyye ve Divân-ı Yûnus Emre - Karaman Nüshası’ isimli çalışmasıyla tasavvuf şairinin hiç bilinmeyenlerini ortaya koyuyor: “Artık doğduğu ev, tekkesi, işi, ailesi, divanı, camisi ve türbesi hakkında birincil kaynaklara sahibiz.”
Her yıl Yunus Emre’ye dair belki de onlarca çalışma yapılıyor. Sempozyumlar, anmalar gerçekleştiriliyor. Yaşamı ve eserlerine dair hem yeni araştırmalar kaydediliyor hem de yeni romanlar okuyucuyla buluşuyor. Bunların birçoğu bilinenin dışına çıkmıyor, bazılarında ise Yunus Emre’nin kişiliği ve mesleği değişime uğruyor... Ancak Yusuf Yıldırım’ın hazırladığı Duru Bulgur’un yayınladığı ‘Risâletü’n-Nushiyye ve Divân-ı Yûnus Emre - Karaman Nüshası’ ezber bozacak nitelikte önemli bir çalışma. Nüsha’nın 14’üncü yüzyılda yazıldığını söyleyen Yıldırım, “Tüm özellikleri dikkate alındığında Karaman Nüshası’nın en eski Yunus Emre divanı ve asıl esere çok yakın olduğu görülmektedir. Belki de asıl eserdir” diye konuşuyor. Peki bu kapsamlı eser ortaya nasıl çıkarıldı? Diğer çalışmalardan farkı nedir? Yıldırım ile kitabı konuştuk.
Karaman Nüshası nasıl ortaya çıkarıldı? Süreci anlatır mısınız?
Okuyucuya Yunus Emre’yle ilgili yeni neler sunuyor?
Toplum hafızasındaki Yunus Emre bilgisi sağlıklı değildir. Menkıbelerdeki Yunus Emre mit rollüdür. Sosyal kimliği ve kişiliğine dair bilgilerin kıtlığı, etrafındaki sisleri artırmıştır. Buna rağmen menkıbelerdeki bilgilere içten inanan meraklılar hatta araştırmacılar var. Alıç metaforlu menkıbede olduğu gibi. “Yunus’un Hacı Bektaş Veli’ye götürdüğü alıçla geldim” diyerek kendi dünyasını yansıtanlar olmaktadır. Oysa Yunus Emre’nin divan nüshalarından hiçbirinde ne Hacı Bektaş Veli ne de alıç adı geçer. ‘Od’ romanı, ‘Aşkın Yolculuğu’ dizisi gibi yayınlar da sürecin tuzu biberi olmakta, maalesef… Dikkat edin, ikincil kaynaklarda ve güncel yayınlarda Yunus Emre’nin adından öteye bilgi bulamazsınız. Oysa Yunus Emre’nin doğduğu ev, tekkesi, işi, ailesi, divanı, camisi ve türbesi hakkında birincil kaynaklara sahibiz. Güçlü yorum ve açıklamalarla kitabımızın ilk bölümünde hepsine ayrıntılı yer verilmiştir.
Yunus Emre bugüne kadar hep gezgin, fukara bir çiftçi olarak biliniyordu... Bu nüsha ile hayatı hakkında yeni ipuçları var mı?
Özellikle Hacı Bektaş Vilâyetnamesi’ndeki menkıbelerden dolayı Yunus, toplum nazarında; mülayim, suya sabuna dokunmayan bir tip algısındadır. Ama Yunus Emre, şiirleri aracılığı ile bir köylünün, bir çiftçinin kat kat üstünde toplumun yanlışlarını çekinmeden eleştirir. Bu eleştirilerden müftüler, müderrisler, imamlar ve kadılar nasibini alır. Eleştirebilmek birikim ister, vizyon ister. Bu özellikleri gariban ve yoksullarda görebilmek zordur. Tüm birincil kaynaklarda, Yunus Emre’nin mesleğine dair genel bilinenlere aykırı ama çok sağlam ipuçları vardır. Bu ipuçlarını güçlü yorumlarla birleştirince ortaya doğru Yunus Emre tipi çıkmaktadır.
Peki eğitimi, mesleği ve manevi yolculuğu hakkında yeni detaylar belli mi? Kitapta Yunus Emre’nin Kirişçi Baba olarak ünlendiğini belirtiyorsunuz...
‘Aşkın Yolculuğu’ dizisinde Yunus Emre bir müftü olarak kitlelere sunuldu. Müftü kimliğinin kaynağı nedir? İbrahim Has Tezkiresi! 18’inci yüzyılda yazılmış. O nereden almıştır? Yunus Emre’nin hayatına dair kaynak çok az ama bilgi kirliliği dolayısı ile kargaşa çok fazla. Vilâyetname de İbrahim Has Tezkiresi de birincil kaynak değildir. Yani müellifleri duyduklarına, bildiklerine hatta inandıklarına göre duygusal yorumlarla eserlerinde Yunus Emre’yi işlemiştir. İçeriklerinde gerçek çok ama çok az, kurgular tersine fazladır. Bir diğer sorun; araştırmacıların Yunus Emre konusundaki birincil kaynakları değil de alanında isim yapmış ilim adamlarının görüşlerine itibar etmesidir.
Kitapta Yunus Emre’nin medrese ve müderris ortamında istediğini bulamadığını ifade ediyorsunuz. Bunun nedenini nasıl açıklarsınız?
Şiirlerinde ruh eğitimi ile beyin eğitimini imalı olarak karşılaştıran Yunus Emre, bazı dizeleriyle din büyüklerini ve otoritelerini eleştirir. Yunus Emre’nin hayatının büyük bölümünün arayışlarla geçtiği şiirlerine yansımıştır. O, hayatı boyunca insân-ı kâmili yani erdemli insanı aramıştır, kovalamıştır. Onun hayat görüşünde insân-ı kâmil, nefsani özelliklerinden arınmış insandır. Arzularına, duygularına yenik düşmeyen insan, güçlüdür, erdemlidir. Yani kendini yönetebilen insan büyüktür. Bu arayışlarında; koca koca, mevkili makamlı insanların basitliklerini, şekilciliklerini ve çıkarcılıklarını görerek hayal kırıklığına uğramıştır. Dolayısı ile ruh eğitimi, Yunus’un şiirlerinde ön plandadır.
EN ESKİ DİVAN AMA ASIL ESER DE OLABİLİR
Kitapta Risâletü’n-Nushiyye ve Divân-ı Yûnus Emre nüshalarından yaklaşık 40’ının tespit edildiğini, en eskisinin de Karaman Nüshası olduğunu söylüyorsunuz. Nüshanın en önemli özelliği nedir?
Karaman Nüshası’nı diğer Yunus divanlarından öne çıkaran üç önemli özelliği vardır: Öncelikle yazısı Selçuklu nesihidir. Yani Osmanlı döneminden çok öncedir. 40 kadar Yunus Emre divanının çoğunluğu Osmanlı Devleti döneminde yazıldığı için Osmanlı nesihi özelliği taşır. Karaman Nüshası’nın dili, 13 ve 14’üncü yüzyıl Anadolu Türkçesidir. Has Oğuzcadır. Bir başka deyişle 15’inci yüzyıl sonrasında Anadolu’da gelişen yeni Türkçenin izleri ve etkisi görülmez. En önemlisi de bir tekkeye; hem de adı Yunus Emre olan bir tekkeye ait tek nüshadır. Bu arada Yunus Emre’nin adı ile kurulmuş ve işletilmiş dünyada yanlız bir tekke vardır. O da Karaman Yunus Emre Tekkesi’dir. Diğer nüshaların hiçbirinin bir tekke/zaviye ile bağlantısı yoktur. Tüm özellikleri dikkate alındığında Karaman Nüshası’nın en eski Yunus Emre divanı ve asıl esere çok yakın olduğu görülmektedir. Belki de asıl eserdir.
Dil kullanımı nasıl? Dönemin özellikleriyle karşılaştırıldığında nasıl bir sonuç ortaya çıkıyor?
Karaman Nüshası’nın imla, kelime, ses, biçim, ünlü uyumu gibi dil özellikleri tamamen Yunus Emre’nin yaşadığı dönemle örtüşür. Göktürk anıtları metinleriyle uyumluluk gösterir. Ortak kelime sayısı yüksektir. Arkaik kelimelerin tamamı Köktürk anıtlarında geçer. Yedi rakamı; Köktürkçede ‘yiti’, Karaman Nüshası’nda ‘yidi’ en sağlam nüshalardan Fatih Nüshası’nda ‘yedi’dir. Sadece bu örnek bile Karaman Nüshası’nın ne kadar otantik olduğuna yeterli kanıttır.
Yorumlar
Kalan Karakter: