Sevgili dostl!
Dünya tam anlamıyla bir kaosun içerisinde...
İnsanların köleleştiği bir çağda yaşıyoruz. Savaşlar, açlık, adaletsizlik, haksızlık, hırsızlık, ahlaki çöküntü ve her türlü kirlilik hiç hız kesmeden ilerleyip giderken, bunlara bir de salgın hastalıklar eklendi. Bazı bilim adamları bu salgın hastalığın bile şüphelerle dolu olduğunu yazıp, söylemektedirler
Kapitalizmin ve neo-liberalizmin korkunç vahşeti, silah tekelleri, ilaç ve gıda şebekelerinin küresel hegemonyası dünyayı ve insanları yaşanmaz hale getirdi.
Pırıl pırıl bir dünya gibi sunulan bu fotoğraf karesinin neresindeyiz?
İnsan nerede? İnsanlık nerede?
Manevi dünyamız bir çölden farksız. İnsanlık o çölde bir yudum su bulma peşinde.
Tüketen ve tükettikçe tükenen bir insanlık...
Her sabah yorgun argın yatağından kalkan, saatlerinin büyük kısmını yollarda ve trafikte harcayan, akşama kadar koşup koşuşturan, en büyük dostu ve arkadaşı cep telefonları, tabletler ve bilgisayarlar olan, teknoloji tarafından esir alınmış, hiçbir anlam haritası kalmamış, sevgisiz, ümitsiz ve hedefsiz bir insan topluluğu...
Hayatımızda güzele ve refaha doğru bir yaşantı sunacak ve içinde bulunduğumuz çölü ummana çevirebilecek bir gelişmeyi hasret kalmış sevgili gibi bekleyen insan ne zaman bu arzularına kavuşacak...
İnsanlar eskiye göre daha çok mal, mülk sahibi olsalar da, daha mutlu, daha huzurlu olduklarını söylemek mümkün değildir.
Sosyologların yaptıkları bir araştırmaya göre, insanların teknoloji çağından önceki yaşamlarında, şimdikinden çok daha mutlu ve huzurlu yaşadıkları anlaşılmıştır.
Tüm dostlarıma hayırlı, huzurlu ve sağlıklı günler, diler sevgi ve saygılar sunarım.