Ya da doğru yol üzerinde miyiz? İstikbalimizi, geleceğimizi teslim edeceğimiz gençlerimiz hangi yoldalar, onlara iyi bir eğitim verebildik mi? onları güzel ahlaklı olarak donatabildik mi? gençlerimiz kütüphanelere girebilmek için sırada mı bekleşiyorlar, yoksa cafe denilen tembelhaneleri doldurarak okey oynama sırasında mı bekliyorlar? Soruları çoğalmak mümkün, ancak görünen o ki! Gidişat hiç de iyi görünmüyor.
Zinayı suç olmaktan çıkartanlar, okullardan kıyafet yönetmeliğini kaldırarak disiplini yok edenler acaba neyi amaçlamış olabilirler? Disiplin olmayan yerde başarılı olunabilir mi? okullarda öğrencilerin birbirlerine olan sevgileri kalmadığı gibi öğretmenlere olan saygıları da kalmadı.
Anne ve babaların çocuklara olan hâkimiyetleri giderek azaldı ve hatta yok oldu. Çocuklar artık, cep telefonlarının, tabletlerin ve bilgisayarların hâkimiyeti altına girdi.
Sınırsız ve kontrolsüz bir İnter yayınları ile daha okula başlamamış çocuklarımızın beyinleri iğfal edilerek küçücük yaşta ahlakın ne olduğunu düşünmeye ve sorgulamaya başladılar.
Bütün bu kötü gidişatın ilk sorumluları devleti yönetenler, liyakatsiz idareciler, eğitimi yaz-boz tahtasına çevirenler ve bütün bu kötü gidişatı görüp te sesini çıkartmayanlar ve gençlerimizi bu kötü gidişattan nasıl kurtarabiliriz diye düşünüp tedbir alamayanlar, kısaca millet olarak hepimiz sorumluyuz.
Şimdi bütün bunlar yetmiyormuş gibi birde ekonomik sorunlarla milletçe boğuşmak zorundayız.
Geçmişte yaşadıklarımızı nasıl hallettiysek, bu yaşananları da mutlaka halletmek zorundayız, kurulan tuzakları bozup düze çıkmak zorundayız. Bunun için öncelikle akıllı, ehil, tecrübeli, liyakat sahibi insanlarımızı hangi görüşte olursa olsun davet edip onların tavsiyelerini, tekliflerini iyi değerlendirerek bu zorlukların üstesinden gelmek zorundayız.
Yoksa mı? Onu yazmak değil düşünmek bile istemiyorum.
Hayırlı, huzurlu ve sağlıklı günler diler, sevgi ve saygılar sunarım.
Yorumlar
Kalan Karakter: