Dün televizyonlarda; evlendirme programları vardı. Şimdi ise onların yerini aile içindeki ve dışındaki, her türlü uygunsuz, ahlaksız ve çarpık ilişkilerin sergilendiği programlar yer aldı.
Bu edepten ve ahlaktan yoksun yayınların önlenmesi için hiçbir tedbir de düşünülmemektedir. Hani bunları denetlemesi gereken "Radyo ve Televizyon Üst Kurulu" nerelerdedir, ne iş yapar diye merak etmekteyim.
Her insanın başarısının ya da başarısızlığının ana sebeplerinden biri de aile içerisindeki huzur ya da huzursuzluk halidir.
Sabah evinden çıkıp giden bir erkeğin ya da kadının, evinden çıkarken eşiyle ya da çocukları ile ilgili kafasında herhangi bir problemi ve sıkıntısının olmaması gerekir.
Çalışan bir insan akşam iş dönüşü, evine hasretle ve koşarak gelebilmelidir. Evi, onun için yalnız dinlenme yeri değil aynı zamanda huzur bulduğu, bütün yorgunluğunu unuttuğu, mutluluk bulduğu bir yuva olmalıdır.
İnsan, evinde bütün tehlikelerden ve huzursuzluklardan uzak yaşayabilmelidir. Dışarıdaki huzursuzluklara birde evdeki huzursuzluk eklenirse hayat çekilmez hale gelir.
Bunun için karı koca, birbirlerine karşı sevgi ve saygı ile dolu olmalıdır. Evde hoşgörü, güler yüz, tatlı dil hâkim olmalıdır. Şiddet ve aşağılayıcı sözlerden uzak durulmalıdır. Kadın, öncelikli görevinin evi yönetmek, çocukları yetiştirmek olduğunu unutmamalıdır.
Problemlerin babadan kaynaklandığı bir ailede yine de iyi çocuklar yetiştiğini gördüm. Ama problemlerin anneden kaynaklandığı bir ailede çocukların iyi yetişme ihtimali düşüktür.
Bir toplum için en büyük tehlike, huzursuz, ölçüsüz ve disiplinsiz ailelerin çoğalmasıdır. Bunun için TÜRK aile yapısı korunmalı hatta daha da güçlendirilmelidir.
Çocuklarımıza küçük yaştan itibaren TÜRK örf ve adetleriyle, gelenekleriyle ve yüksek ahlakıyla donandırmak, her ailenin en başta görevi olmalıdır. Yine anne ve babaların en başta gelen görevlerinden biri de; çocuklarımızı bilgisayarların, cep telefonlarının ve internetin zararları yayınlarından korumak ve kollamak olmalıdır. Bu konuda en büyük görev yine devlete düşmekte olup çocuklarımızı koruyacak tedbirleri eğitim ve kültür yoluyla derhal almalı, her türlü zararlı yayınları önlemeli ve bunları yapanları en ağır ceza ile cezalandırmalıdır.
TÜRK aile yapımız sarsıntı geçiriyor. Lütfen başta devlet olmak üzere herkes üzerine düşen görevleri yapmalı ve bu iç kalemizin yıkılmasına, yabancılar tarafından ele geçirilmesine müsaade edilmemelidir. Eğer acil tedbirler alınmaz, aile birliğimiz korunmazsa, Milletimizin özü olan, AİLEMİZ yani iç kalemiz yıkılırsa, millet olarak tarih denilen mezarlığa gömülürüz.