Son yapılan istatistik verilerine göre, ülkemizde kanser hastalıkları yüzde bin dört yüz artış göstermiştir.
Artış; özellikle genç kuşak üzerinde daha fazladır. Üç yaşındaki çocuklarda kanser vakaları görülmeye başlamış.
Devletin; özellikle sağlık ve tarım bakanlıklarının görevi, bu artışın sebeplerini araştırmak, bulmak ve gerekli tedbirleri almak değil midir?
Bu hastalığın en büyük sebebi yediklerimiz, içtiklerimiz değil midir? Bunlar neden kontrol edilmezler?
Ufacık çocuklarımızın ellerine tutuşturduğumuz şekerler, çikolatalar, cipsler ve diğerleri ne kadar sağlıklıdır?
Peki; Türk tohumlarını yasaklayıp, İsrail’in ebter, genetiği değiştirilmiş tohumlarını ülkemize sokanlar bu hastalığın artışındaki en büyük sorumluları değil midir? Bu sebeple kanserden ölen insanlarımızın günahı, vebali bunlar üzerinde değil midir?
Neden? İsrail de ve Küba da bu hastalığa rastlanmaz? Neden? Diğer gelişmiş ülkelerde bu hastalık bizdeki kadar fazla değil?
Bütün bu soruların cevabını verecek olanlar, başta sağlık ve tarım bakanlıkları olmak üzere tüm devleti yönetenlerdir.
Artık milletimize yapılan bu biyolojik saldırıları görelim ve tedbirleri vakit geçirmeden alalım.
Anne babalar; lütfen çocuklarınızın eline marketlerden satılan yiyecek adı verilen zehirleri vermeyin.
Çocuklarınızın cebine, fındık, fıstık, ceviz ve kuru üzüm koyunuz. Bu yiyecekler çocuklarınızın bağışıklık sistemi geliştirecek ve kanser illetine karşı koruma görevi yapacaktır.
Lütfen artık uyanalım ve dostlar olarak birbirimizi uyaralım. Milletimizin ve neslimizin yok edilmesinin önüne geçelim.
Bu yazıyı yazmamın en büyük sebebi, dostlarımdan, arkadaşlarımdan ve yakından tanıdıklarımdan her gün bir hastalık haberi almamdır.
Tüm dostlarıma hayırlı, huzurlu ve sağlıklı günler dilerim.
KÜLTÜR VE GENÇLİK
Kültür bir milletin temelini teşkil eden, kıymet hükümleridir.
Kültür tamamen milli olmalıdır. Yabancı kültürlerin, kendi öz kültürümüz üzerine egemen olmalarına müsaade edilmemelidir.
Milletimizin evlatlarını, gençlerimizi ve çocuklarımızı dış mihraklı kültür istilasına karşı koruyup kollamak, başta Milli Eğitim Bakanlığı ve Kültür Bakanlığının yani devletin asli ve en önemli görevidir.
Türk çocuğu kendi müziği olan Türk sanat müziği ve Türk halk müziği yerine dış kaynaklı, rap, rock vs. gibi müzikler dinliyor ve onlarla eğleniyorsa bu bozulmanın ve yozlaşmanın göstergelerinden biridir.
Televizyonda yayınlanan ahlâka aykırı, çarpık ilişkileri halka sunan yayınlar ve yine sosyal medya da yapılan ahlaksız ilişkiler, Türk insanını ve gençlerimizi hızla bataklığa doğru çekmekte hiçbir güzellik ve temizlik bırakmamaktadır.
Gençlerimiz ve insanlarımız en büyük düşmanlarını "CEP"lerinde, yanlarında hatta yataklarında taşımaktadırlar.
Her milletin coğrafi, siyasi ve ekonomik hudutları ve gümrükleri olduğu gibi, kültürel hudutlarının ve gümrüklerinin de bulunması şarttır.
Milli kültürümüzün ve terbiyenin esas amacı; milletimizin öz değerlerine sahip, yüksek karakterli, yüksek ahlaklı, dilini iyi kullanan, edebiyatını, sanatını, müziğini iyi bilen ve temsil eden gençler yetiştirmek, devleti yönetenler başta olmak üzere; öğretmenlerin ve ailelerin en önemli görevlerindendir.
Daha fazla geç kalınmadan en etkili tedbirler derhal alınmalıdır.