Dün,bir
insanın huzurluyum diyebilmesinin dört şarta bağlı olduğunu bu şartların:
Sağlıkta huzur, Aile de huzur, İşte huzur ve ülkede huzur olduğunu yazmıştım.
Bugün ikinci şart olan aile de huzuru sizlerle paylaşıyorum.
A İ L E D E H U Z U R
Her
insanın başarısının ya da başarısızlığının ana sebeblerinden biri de aile
içerisindeki huzur ya da huzursuzluk halidir.
Sabah
evinden çıkıp giden bir erkeğin ya da kadının, evinden çıkarken eşiyle ya da
çocukları ile ilgili kafasında herhangi bir proplemi ve sıkıntısının olmaması
gerekir.
Çalışan
bir insan akşam iş dönüşü, evine hasretle ve koşarak gelebilmelidir. Evi, onun
için yalnız dinlenme yeri değil aynı zamanda huzur bulduğu, bütün yorgunluğunu
unuttuğu, mutluluk bulduğu bir yuva olmalıdır.
İnsan,
evinde bütün tehlikelerden ve huzursuzluklardan uzak yaşayabilmelidir.
Dışarıdaki huzursuzluklara birde evdeki huzursuzluk eklenirse hayat çekilmez
hale gelir.
Bunun
için karı koca, birbirlerine karşı sevgi ve saygı ile dolu olmalıdır. Evde
hoşgörü, güler yüz, tatlı dil hâkim olmalıdır. Şiddet ve aşağılayıcı sözlerden
uzak durulmalıdır. Kadın, öncelikli görevinin evi yönetmek, çocukları
yetiştirmek olduğunu unutmamalıdır.
Proplemlerin
babadan kaynaklandığı bir ailede yine de iyi çocuklar yetiştiğini gördüm. Ama
proplemlerin anneden kaynaklandığı bir ailede çocukların iyi yetişme ihtimali
düşüktür.
Bir
toplum için en büyük tehlike, huzursuz, ölçüsüz ve disiplinsiz ailelerin
çoğalmasıdır. Bunun için TÜRK aile yapısı korunmalı hatta daha da
güçlendirilmelidir. Çocuklarımıza küçük yaştan itibaren TÜRK örf ve
adetleriyle, gelenekleriyle, ve yüksek ahlakıyla donandırmak, her ailenin en
başta görevi olmalıdır.
Yine
anne ve babaların en başta gelen görevlerinden biri de; çocuklarımızı
bilgisayarların, cep telefonlarının ve internetin zararları yayınlarından
korumak ve kollamak olmalıdır. Bu konuda en büyük görev yine devlete düşmekte
olup çocuklarımızı koruyacak tedbirleri eğitim ve kültür yoluyla derhal almalı,
her türlü zararlı yayınları önlemeli ve bunları yapanları en ağır ceza ile
cezalandırmalıdır.
TÜRK
aile yapımız sarsıntı geçiriyor. Lütfen başta devlet olmak üzere herkes üzerine
düşen görevleri yapmalı ve bu iç kalemizin yıkılmasına, yabancılar tarafından
ele geçirilmesine müsaade edilmemelidir.
Eğer
acil tedbirler alınmaz, aile birliğimiz korunmazsa, Milletimizin özü olan,
AİLEMİZ yani iç kalemiz yıkılırsa, millet olarak tarih denilen mezarlığa
gömülürüz.