Geçmiş dönemlerde bir Allah dostu hacca gider ve kendi, kendine şöyle düşünür!" Acaba Allah katında bu insanlardan kaçının haccı kabul olmuştur" ve bu düşünce içerisindeyken uyur kalır. Rüyasında bir melek gelir ve der ki; "yüce Allah sen dahil buraya gelenlerin hiçbirinin haccını kabul etmediğini yalnız niyet ettiği halde gelemeyen Bağdat şehrinde yaşayan Ahmet efendinin haccını kabul ettiğini bildirdi" der.
Bunun üzerine Allah dostu Bağdatlı hacılara bu adamın kim olduğunu sorar, öğrenir ve yola koyulur.
Bağdat'a varınca sorar, soruşturur ve adamı bulur ve sorar! "Sen ne hayır işledin ki yüce Allah o kadar çok kişinin haccını kabul etmeyip de sen gitmediğin halde senin haccını kabul etti?"
Adam der ki! Yıllarca ayakkabı tamirciliği yapıp evimin geçimini temin ettikten sonra biriktirdiğim parayla bu sene hacca gidecektim fakat dükkân komşum vefat edince eşi ve çocukları çok zor duruma düştüler bende hac için biriktirdiğim parayla bu ailenin geçimini temin etmeye çalışıyorum."
Bunu şunun için yazdım! Bugün şehrin en büyük caddelerinden birinde sabah saatlerinde gördüğüm manzaralar beni çok üzdü. Şöyle ki; 10-12 yaşlarında İKİ kız çocuğu elinde kâğıt mendil ve yalvarırcasına "lütfen alır mısınız" dedi, ayaklarına baktım, çorapsız lastik terlik üzerinde ince bir penye giyecek ve hava sıcaklığı 7 derece. O an ki duygularımı anlatmaya kelimeler kâfi gelmiyor. Belki yüzlerce kişi önünden gelip geçti, belki yerel yönetimden de gelip geçenler olmuştur.
Yüce peygamber şöyle buyuruyor :"Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir"
Bu hadisi sadece açlıkla yorumlamak eksikliktir. Şu anda evinde odun ve kömürü olmayan, sobası yanmayan, çocuklarının ihtiyaçlarını göremeyen kaç aile vardır? Ayakkabısı olmadığı için lastik terlikle okula giden ya da gidemeyen kaç çocuk vardır? Hiç düşünebildik mi?
Bir şehirde açlıktan, susuzluktan, yokluktan, soğuktan ölen olursa, o şehirde yaşayan tüm insanlar Allah katında sorumludurlar.
Demem o ki!
Bir ülkede işsizlikten, yokluktan, soğuktan, açlıktan ölenler varsa, o ülkedeki insanların yapacakları hac ve umrelerinin yüce Allah tarafından kabul edilip edilmeyeceğini oturup düşünmeleri gerekir. Artık bu memlekette insanlarımız soğuktan, açlıktan ölmesin. İşsiz kaldıkları için insanlarımız intihar etmesin.
Unutmayalım ki! Kâbe insanın kalbidir.
Yüce Allah şöyle buyuruyor:" Ben size şah damarınızdan daha yakınım."
Hacca, umreye gitmeyi düşünenler, bir kere değil bin kere düşünün, gidince kabul olunacak varsa bir hac sevabınız, yanı başınızda makbul ve kabul olunmuş yüz hac sevabı sizleri bekliyor.
Tercih sizlerin.
Hayırlı, huzurlu ve sağlıklı günler geçirmenizi diler, sevgi ve saygılar sunarım.