Atina’da önemli bir soruna çözüm
aranırken kürsüye fikrini söylemek için
filozof Demostenes çıkar!
Ancak kekeme
olduğundan sözünü dinletemez.
İnsanlar sürekli kendi aralarında
konuşmakta, filozofu dinlememektedir.
Bunun üzerine Demostenes, Size
“Bir hikaye anlatıp ineceğim” diye bağırır
ve sessizlik olunca anlatmaya başlar:
Bir yolcu Atina’dan
Megara’ya gitmek için bir eşek kiralamış.
O eşeğin üzerinde,
kiralayan eşeğin sahibi de yayan
olarak yanlarında beraber yola çıkmışlar.
Derken öğle sıcağı bastırmış,
biraz dinlenmek ve öğle yemeği yemek için durmuşlar ama hiç gölgelik yokmuş.
Eşeğin sahibi hemen eşeğinin gölgesine sığınmış. Eşeği kiralayan, ‘Sen çekil gölgede benim oturmam gerek’ demiş.
Eşeğin sahibi itiraz etmiş:
‘Tabi ki ben oturacağım, çünkü eşek benim.
Yolcu; " Ama eşeği kiraladım’ deyince de,
‘Ben sana eşeği kiraladım gölgesini değil’ cevabını almış ve tabi sonunda aralarında kavga çıkmış.
Hikâyeyi dinleyen herkes
dikkat kesilmiş ve hikayenin sonunu bekliyormuş ama Demostenes bu noktada kürsüden inmiş ve uzaklaşmaya başlamış.
Dinleyiciler,
" Hey ne oldu sonunda?
Hikâyenin sonunu anlat” diye bağrışmaya başlayınca Demostenes kürsüye dönmüş ve demiş ki;
-Ben sizin için çok önemli bir konuda bir
şeyler anlatmaya çalışıyorum ama siz eşeğin gölgesini merak ediyorsunuz.
Artık ne fikrimi söyleyeceğim
ne de öykünün sonunu” ve yürüyüp gitmiş.
Yukarıdaki EŞEK Anısını
yazan size bize hepimize diyor ki;
Sosyal medyada milyonlarca
Lay lay lom.! Yazı, fotoğraf ve karikatürler
Çok beğeni alıyor. Çok paylaşın yapılıyor.
Sayfalarda hepimizin yapmış olduğumuz paylaşımlarda da emek harcanmış, nitelikli
ve bilimsel içerikli paylaşımlarımız da maalesef eşeğin gölgesi kadar hiç ilgi görmüyor.
Popüler paylaşımlar, okumak ve anlamak
için emek ve çaba gerektirmeyen içerikler daima paylaşım rekorları kırıyor.
Buda gösteriyor ki! Ülke olarak, millet olarak okumaktan, öğrenmekten, bilgi edinmekten, bilimle uğraşmaktan ne kadar uzak olduğumuzun bir delili, bir işaretidir, gençlerimiz kütüphanelerin önünde değil, cafe adı verilen tembel hanelerin önünde sıra olmakta, bu yüzden ülkemizde hapishaneler ve hastaneler hızla çoğalmaktadır.
Hızla yeni bir Milli Eğitim ve Kültür planları, programları hazırlanıp gençlerimizin önüne konulmalıdır. Çok geç kalınmış olmakla birlikte hâlâ bir ümit vardır. Bunu yapabilecek, başarabilecek bir yönetim tarihe altın harflerle yazılacaktır.
Hayırlı, huzurlu ve sağlıklı günler geçirmenizi diler, sevgi ve saygılar sunarım.