BAŞIMIZA KAR YERİNE TAŞ YAĞARSA ŞAŞIRMAYALIM..!

Bir TV Kanalında 60 yaş üzerindeki bir kadın 28 yaşındaki sevgilisine para kaptırdığından bahisle utanmadan, sıkılmadan, arlanmadan kameraların önüne çıkmış.
Geçen gün paylaştığım "Allah’ım başımıza kar yağdırdığın gibi biraz da AR yağdır" demiştim. 
Caddeler şu kış gününde bile, göbeği ve sırtı açık, bacakları yarıya kadar çıplak genç bayanlarla dolu. 
Televizyon kanallarında ise sabahtan akşama kadar yapılan programlarla gençlere kötü örnek olunmakta, hızla ahlaki yapımız çökertilmekte, sunucular dahi kılık, kıyafetleri ile bu kötü gidişata destek olmaktadırlar. Peki, bütün bunlara bir tedbir düşünen var mı? Tabii ki yok şimdi tek derdimiz var o da seçim. Peki, bu durumun, zinanın suç olmaktan çıkarılması ve okullardan kılık kıyafet yönetmeliğinin kaldırılması ile ilgisi var mı?
İslam tarihi ve İnsanlık tarihi; yok edilen ve tarih sahnesinden silinen milletlerin, yok edilişlerindeki ortak sebebin "AHLAK ÇÖKÜNTÜSÜ" olduğunu bildirmektedir.
Türk milleti olarak; orta Asya’da sahip olduğumuz ve genlerimizde taşıdığımız yüksek ahlaki değerlerimize, örf ve adetlerimize sahip çıkarak onları tertemiz bir şekilde gelecek nesillerimize aktarmalıyız.
Bu görev; Türk milletinin ilelebet tarih sahnesinde kalmasını sağlamak üzere TÜRKÜM diyen herkesin asli görevidir.
****
İlk okuyuşta biraz ağır gelse de şöyle der Dostoyevski;
“Bu devir, sıradan insanın en parlak zamanı; duygusuzluğun, bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen bir kuşağın devridir. 
Kimse bir şeyin üzerinde durup düşünmüyor. Kendisine bir ülkü edinen çok az. 
Umutlu birisi çıkıp iki ağaç dikse herkes gülüyor: ‘Yahu bu ağaç büyüyünceye kadar yaşayacak mısın sen?’ 
Öte yanda iyilik isteyenler, insanlığın bin yıl sonraki geleceğini kendilerine dert ediniyorlar. 
İnsanları birbirine bağlayan ülkü tümden yitti, kayıplara karıştı. 
Herkes, yarın sabah çekip gidecekleri bir handaymış gibi yaşıyor. 
Herkes kendini düşünüyor. Kendisi kapabileceği kadar kapsın, geride kalanlar isterse açlıktan, soğuktan ölsün, vız geliyor...”
Dostoyevski ( Budala Kitabından)
Hayırlı bir gün olması dileklerimle...