Camide beni etkileyen ilk şey, imamın vaazda anlattığı ve ders verdiği Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kur'an-ı Kerim Meali idi. İkincisi, mezarlıkta bulduğum Karamanlı bir dededen buranın hikayesini dinlemek olmuştu. Ben sormadan ilk anlattığı şey ise bu eski yapının cami olduğu, Rusların işgalinden sonra burasının okula çevrildiği ve 1992 yılında tekrar camiye çevirdikleri idi. Cami avlusunda bu köyden şehit olan bir asker için anıt şadırvanlı havuz ve mezarlıkta ise mezarı vardı. Ama caminin karşısında ana yol kenarına ise şehitlerin resimleri altta dizilmiş ve üstte “HER ŞEY VATAN ÜÇÜN” yazısı idi.
Demek ki, bu söz burada da kullanılıyordu.
Buradan Bakü'ye kadar düşündüğüm tek şey vardı. Neden biz Karamanlılar olarak özellikle Karaman Belediyesi kendi geldiği yerlerin şehri olan "ŞİRVAN" şehrini kardeş şehir olarak ilan etmiyordu. Bunda bizlerinde sorumluluğu vardı. Bilgilendirme yapıp teklif etmemiştik. Gerçi tamda bu yıl Azerbaycan'ın Şeki şehrini kardeş şehir ilan etmişlerdi. çok güzel bir gelişme idi aslında. Ama kayıtlarda geçen ve Karamanoğlu Mehmet Bey'in Konya'daki Selçuklu Sultanına cevabı netti ve şöyleydi:
"Sen ‘Alâüddin bin Keykubâd bin Keyhusrev bin Kılıc Arslan bin Ertuğrul bin Âl-i Selçuk isen, ben dahi Oğuz Hân bin Gelencân ibn Alp Arslan bin İbrahim Hân, Sa’adeddin, Nûreddin, Karaman Hân bin Mehemmed Hânım; hân oğlu hânım. Şirvân Kûh-ı Elburuz’dan gelmiş idi benim aslım."
Şimdi bu bilgiler ışığında ŞİRVAN Şehrini kardeş şehir olarak görmek istememiz hayal olmasa gerektir.
KAYNAKLAR:
1-Metin Sözen, Şikari Tarihi, 2005, s.124
2- M. Mesud Koman, Şİkari’nin Karamanoğulları Tarihi, s.11, s. 38






Yorumlar
Kalan Karakter: