Bizi şok eden olaylar karşısında bazen deriz ya; “Ölseydim de bu günleri görmeseydim”
Tam bu söze uygun günleri idrak ediyoruz.
Bir parti başkanı çıkıyor bir diğer partinin mensuplarına kardeşlerim” diyor. Muhatabı olan partinin başkanı da “hayrola ne zaman kardeş olduk?” diye sözde karşılık veriyor.
Kaynar sular dökülmez mi başımızdan aşağıya? Ölseydik de böyle bir şeyi koca koca bildiğimiz liderlerin ağızlarından duymasaydık.
Ben de soruyorum. “Ne zaman düşman olduk?”
Senin siyasetçi olarak görevin milletin kardeşliğini pekiştirmek değil midir? Zaten milleti yeterince ayrıştıran unsurlar var, sana ne oluyor? Size ne oluyor?
Ben düşman olacak bir neden göremiyorum ama kardeşimiz diyeceğim yığınla neden var.
Birincisi, her Türk kardeştir.
İkincisi, her Müslüman kardeştir.
Üçüncüsü, Türk ve Müslüman olmayan ama cebinde Türk kimliği taşıyan her yurttaş kardeştir.
Dördüncüsü, Anayasal Vatandaşlık bağıyla birbirine bağlanan herkes kardeştir.
Bu kadar geniş bir kardeşlik açısından niye rahatsızsınız?
Bu saydığım unsurların içinde Atatürk’ ün söylemiyle “kişisel ikbalini müstevlinin siyasi emelleri ile tevhid etmiş” olanlar çıkabilir mi?
Çıkabilir.
Sadece bir kesimden mi çıkabilir bu ihanet ocakları.
Hayır, bizzat sizlerin de yanı başında olabilirler.
Olmadılar mı?
Oldular.
Sen niye devletsin?
O odakları, milleti ürkütmeden, birbirine düşmanlaştırmadan, siyasi çıkar malzemesi yapmadan etkisiz hale getirmek ve cezalarını vermektir. Bilinçli olarak da ihanetin tesirini azaltmak için sorunu ayağa düşürmeden ve mahalle carcarına çevirmeden halletmektir.
Peki, zehirli gazlar gibi sabah akşam milletin üzerine püskürttüğünüz bölücü, ayrıştırıcı, düşmanlaştırıcı ve partileri toptan terörist ilan edici söylemlerinizle bu milletin topyekûn kardeşliğini neden dinamitliyorsunuz?
Ben söyleyeyim. Demokratik iklimi bozarak yerine korku iklimini yapılandırmaktır. Millet korkuya esir hale getirilmeli ki, yaratılan kaos ortamında farklı arayışlara daldalanmasın.
Bu siyasi tavır ve tercihinizle büyük vebal altındasınız. Yüz yıldır bütün farklılıklarımıza rağmen, güçlü bir milli yapı oluşturduk. Kurucu felsefenin ve gücün bu işi doğru planlamasının bu başarıda büyük rolü vardır.
Bu yapıyı bozuyorsunuz.
Hem yangını çıkarıp hem de itfaiyecilik yapamazsınız. Sizin göreviniz yangın ihtimallerini ortadan kaldırmaktır.
Vebaliniz büyüktür bilesiniz.