Millet İttifakı aday dâhil her konuda anlaştıklarına dair bir mutabakat bildirisi yayınladı.
Ayrıca, üç gün içinde Saadet Partisi ev sahipliğinde aday tanıtımı yapılacağını duyurdu. Öyle anlaşılıyor ki aday Kemal Kılıçdaroğlu olacak.
Bu duruma çekince niteliğinde, özellikle İyi Parti ileri gelenleri tarafından bazı paylaşımları gördüm.
Baştan beri İyi Parti’ nin kazanacak aday söyleminin bu sürecin yumuşak karnı olduğunu ifade ettim. Bir taraftan 13. Cumhurbaşkanının Millet İttifakının adayı olacağını söylerken, diğer taraftan “kazanacak aday” tartışması yaratarak süreci zehirleyecek eylem ve söylemlerde bulunmanın yararlı bir davranış olmayacağını ifade ettik.
CHP kurmayları da süreci iyi yönetemediler. Özellikle İmamoğlu davası sürecini ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Sayın Akşener, çok haklı olarak sitemde hatta eleştiride bulundu. Bu durum zaaf değil, aksine epeydir görmediğimiz için unuttuğumuz ve özlediğimiz demokratik bir tutumdur.
Neyse konumuz onlar değil.
“Kazanacak aday” diye bir şey yoktur. Demokrasi tarihimizde, kişinin alınan genel oya farkı yüzde üç dolaylarındadır.
Yani, kişinin karizması, toplam oyları en fazla yüzde üç oranında artı veya eksi olarak etkiliyor. Bir seçimde Tayyip Bey bu durumu ileriye doğru biraz zorladı ama diğer seçimlerde ortalamanın içinde kaldı.
Diyeceğim odur ki, “kazanacak değil, kazandırılacak aday” vardır.
Bunu sağlamanın yolu da dili iyi kullanmaktan ve akıllı olmaktan geçer. Önceden kazanamayacağını ilan ettiğiniz bir kişiye, sonradan biraz zor oy istersiniz. Böyle bir siyasi dil olmaz.
Siyasette söylenecek her şey kapı önünde söylenmez. O kapının bir de arkası vardır.
Maalesef o kapının arkasında baştan beri ciddi bir uyum var ve bu durum son yayınlanan mutabakat metnine de yansımış görünüyor ama kapının önü o kadar serinkanlı değil.
Bu durum sokağa derin anlaşmazlık olarak yansıyor.
Seçim sonrası yönetim süreçleri için de halkta haklı tedirginlikler oluşturuyor.
Derhal bu zehirli söyleme son vermeli ve “kazanıyoruz, kazanacağız ve tek yumruğuz” söylemine geçilmelidir.
Bu seçim kaybedilirse bulunacak suçlunun yakasına yapışacak takatimiz kalır mı sanıyorsunuz?
İyi Parti ve CHP demokratik hak talepleri ile meşru bir zeminde bir araya gelmişler, iddialarını ve kardeşliklerini buraya kadar taşımışlardır. Bu durum, Türk Demokrasisinin olgunlaşmaya başladığının da ilanıdır.
Herkes aklını başına toplasın ve bir an evvel kazanma yarışında yerini alsın. Dile dikkat!