MESELÂ; SPOR 1?
Osman Nuri Koçak
Spor deyince ne anlıyoruz?
Elinize mikrofonu alın ve sokağa çıkarak sorunuz. “SPOR” deyince size söylenecek sözlerin çoğunluğunu, profesyonel futbol veya takımları, profesyonel basketbol veya takımları, yarışma, şampiyon olma, şike, olimpiyatlar, Avrupa ve Dünya Kupaları gibi şeyler oluşturacaktır.
Kimse, “Eğitilmiş bedenlerin ölene dek sürdürdüğü bir işlev, okullarımızdan mezun her bireyin istisnasız yaşam boyu hem kendilerinin ve hem de spor yapmaya ikna ettikleri birçok insanın, sağlıkları için yaşam boyu sürdürdükleri beden etkinlikleri” demeyecektir.
Halkın, hangi yaş grubundan olursa olsun çok önemli bir bölümünün “spor” konusunda ilgili insanlardan ve devletten şöyle veya böyle bir talepleri oluyor mu?
Sanmıyorum.
Peki neden?
Çünkü o bilinç yok.
Bilinç neden yok?
Okullarımızda spor bilinci verilemiyor da ondan. Okullu olmayan geniş kesimlerin ise “yaşam boyu ve sağlık için spordan” haberi bile yok.
Meselâ;
-Siz, hiç falan mahalleden geçerken, “mahalle meydanında(!)” (canımız da neler istiyor) toplanmış ellili yaşlardaki insanların voleybol oynadıklarına tanık oldunuz mu?
-Meselâ;
Her mahallenin uygun yerlerinde oluşturulmuş aletli spor sahaları görebilir misiniz? (Geçen dönem bir iki deneme yapıldı ve takdir de topladı)
Meselâ;
-İllâ ve mutlaka galip gelme arzusu içinde olmadan Karaman’ ın bütün mahallelerinden gelen takımlar ile her yıl, futbol, basketbol, voleybol veya masa tenisi vb. gibi alanlarda coşkulu turnuvalar düzenlendiğini gördünüz mü? (Elbette bunun için her mahallede bir uygun alanın saha yapılması, oralar ile ilgilenilmesi, bilinç yaratılması gibi temel sorunlar çözülmeden turnuva gibi sonuçları elde etmek mümkün değildir.)
-Meselâ,
Mahalle veya köy meydanında toplanan insanların hem spor niyetine, hem de folklorunu yaşatmak için hep birlikte Harmandalı oynadığını gördünüz mü?
Meselâ;
-Sade bir yürüyüş yapmak için stadyuma doluşan onlarca insan yerine, geniş bir rekreasyon (eğlendinlen) alanının yürüyüş parkurlarında ve yemyeşil doğası içinde ve günün her saatinde yürüyüşler yapılırken hiç gördünüz mü? (Kentimiz bu türden alanların yapılabilmesine en uygun yerleşkelerden birisidir)
Boşuna uğraşmayınız. Göremezsiniz. Bunlar tatlı birer hayâl olarak sizi okşayıp geçecek cümlelerden ibarettir.
Bizim eğitim sistemimiz spor bilincini insanımıza öğretemiyor. Kültürünü oluşturamıyor.
Tıpkı yabancı dili öğretemediği gibi…
Tıpkı doğayı sevmeyi ve korumayı öğretemediği gibi…
Tıpkı hayvanları sevmeyi öğretemediği gibi…
Tıpkı insanları cinsiyet, dil, din, ırk ayırt etmeden sevmeyi ve eşit görmeyi öğretemediği gibi… (Yunus ile Mevlana’ yı içselleştirerek tanıtsa yeter.)
Saysam sayfalar almaz.
Hemen yoldan bir delikanlı çevirin ve sekiz adet çiçek adı sorun bakalım size ne diyecek? Çiçeği bilmeyen ve sevmeyen vatanı da, ana babayı da, tanrıyı da eksik bilir, eksik sever.
Devletin spora bakışı sakat…
O nedenle de gerçek spora yaptığı yatırım ve çektiği emek neredeyse sıfır noktasında.
Onun bildiği devasa bütçelerle yapılan beyhude uğraşılardan ibaret. Spor diye de ona diyor. Onlar spor olmaktan çıkıp kumara ve mafyatik yapılanmalara dönüşmüş uğraşılar. Devlet sporla değil, kumarla uğraşıyor.
Spordan devletin anlaması gereken, vatandaşlarını beden olarak sağlıklı tutabilme aracı ve bu aracın da herkesin ulaşabileceği hale getirilmesidir.
Gerisi lâf…
Milyonlarca dolarlar futbolda, basketbolda havalarda uçuşsun, iyi bir şey demiyoruz ama biz de halk olarak hakkımızı istiyoruz.
-Devlet kardeş! Bize de bir baksana.
Hepimiz göbekli tembeller olduk. Çoğumuz kalp damar hastası. Şeker toplumu esir almış. Tansiyonlar zirve yapıyor. Sindirim sistemlerimiz bozuk mu bozuk. Kafalarımız dağınık.
Çalıştığım okulumda, bankamda, dükkânımda, büromda zorunlu tembelim. Ne olur sanki oralardan çıktıktan sonra birkaç saat keyifle spor yapabilsem.
Düzenli spor yapabilsek bunlarla biraz olsun baş edeceğiz ama bizde de o bilinç te yok, o imkân da yok.
Sevgili devletim, senin bu duruma diyeceğin bir şey yok mu?
Halkımızın da diyeceği bir şey varsa bekliyorum. Bu sütunlar onlara açık.
Sahi, pikniklerde mangal partilerinde rahat oluyor maksadıyla alınmayan, gerçekten sağlık için spor yapayım diye edinmiş olduğumuz eşofmanlarınız var mı?
Bu günlerde bir tane edinin, giyinin ve yetkililerden keyifli spor uğraşıları için uygun yerler isteyin. Bu belki aşağıdan yukarıya bir talebin T’ si olur.
Devlet yapmıyorsa siz hakkınızı arayarak yaptırın. (Aaah!)
Not: Yarın, “Özel ve bireysel sporlarda durum farklı mı?” Konusunu işlemeye çalışacağım.