Gelişmiş ülkelerde artık görkemli, cam giydirmeli, gökdelen yapılara rastlayamazsın, onlar binalardan çok doğaya uyumlu, insan odaklı tarihe saygılı yapılar inşa etmektedirler. Önemli olanın yapı değil insan ve doğa olduğunu kavramış bulunmaktadırlar.
Gelişmekte olan, geri kalmış, diktayla yönetilen ülkelerde halkın gözünü boyamak, güçlü devlet, gelişmişlik hissi vermek için dünyanın en büyük binasını, en büyük otelini, en büyük otobanını, en büyük hastanesini inşa ederler. O binaların içerisinde gibi hizmet verilir pek ilgilenmez, sadece görkemliliği ne bakar. Saf övünür! En büyük binalar, en iyi yollar, köprüler parklar bizim ülkemizde diye...
Doksanlı yıllarda benim köyüme de üç katlı bir bina yapıldı, kerpiç evlerin orta yerine betonarme bir bina yapıldı. Ne kadar çirkin gözüküyordu, köye karşı taraftan baktığın zaman estetikten uzak bir beton iskelet gibi belediye binası olarak yapıldı. O kadar masraf edildi ama hiçbir zaman faaliyete geçemedi, sadece bir katı kullanıldı. Belediyemiz bile kaldırıldı ama o bina hala atıl bir durumda sadece bir katı ile hizmet veriyor muhtarlık olarak.
Hizmet vermek için yeni ve sağlam binalara ihtiyaç vardır insan onuruna yakışır, çevreye uyumlu, tarihi dokusu olan yapılara evet, ancak günümüzde öyle binalar yapılıyor ki özel veya kamu binaları estetikten, doğallıktan uzak içi boş binalar.
Karaman’a taşındığımda ilk dikkatimi çeken şey milli eğitim bakanlığının karamandaki okul yatırımları olmuştu. İlköğretim okul binaları sanki bir kampüsü andırıyordu, geniş bahçeli ağaçlandırılmış, insanın ruhunu okşayan renkli binalar. Bu dışarıdan gözlemim, eğitimi nasıldır bilmiyorum, inşallah eğitimi de görünüşü kadar güzeldir.
Hastaneler, Adliye, SGK, Defterdarlık çoğu kamu binaları da dış görünüş olarak devlete yakışır binalar; inşallah yapılan hizmetlerde iyidir.
Bunlar içerisinde en büyük eleştiriyi hastaneler almaktadır. Sosyal medyada Karaman’da şu branşta, yok bu branşta bölümler açıldığı! Karaman’a uzman doktor atandığı yolunda haberler yapılıyor ancak bunların boş olduğunu yapılan hizmetlerden anlıyoruz.
Şahidim, doktor hastasını muayene ediyor, senin ameliyat olman gerekiyor ve eylül ayına randevu veriyor. Hasta yakını yalvarıyor, bu ay içerisinde olması için çünkü çaresiz olduğunu hastaya bakacak kimsenin olmadığını, doktorun cevabı ameliyat yapacak alet edevatın yokluğu ve yapacak bir şeyin olmadığını, isterse başhekime, cimere, siyasi partilere şikâyet edebileceği telkininde bulunuyor. Bu doktorun çaresizliği, yani bina değil içerisinin dolu olması gerektiğini kanıtlıyor.
Hastane binası yapıyorsun, o kadar para harcıyorsun sadece acil servis görevi yapıyor, en ufak bir ameliyat için Konya hastanelerine sevk ediyorsun insanları mağdur ediyorsun...
Önemli olan Hastane, Adliye binaları yapmak değil, o binalarda insanlara en iyi imkânları sunarak sorunlarına çözüm üretilebilmesidir.
Aynen öyle. Ziraat odası binası yaptırıyor yaprak analizi için Adana'ya gidiyoruz. Boooş.