Dünyanın gözü sizin üzerinizde.
Her göze göre, şirin görünme gücü, hiçbir insana verilmemiştir.
Bakan gözlere yaranmak için hiçbir şey yapmayın; Hakkın rızası için halka, Hakkın koyduğu kriterleri uygulayınız.
Hak razı olursa, dilediği anda halkın teveccühünü size çevirir.
Şu anda dünyada yaşayan örneğiniz yok.
Siz, İslam’ı esas alarak örnek olacaksınız.
Gâvur sevicilik hastalığına tutulduğunu bildiğiniz arkadaşlar, şu anda yanınızda iseler, dikkatli olmada yarar vardır; bulaşabilir.
Meydanlarda, kürsülerde, basına ve halka konuşacakların geçmişinde kâfirlik hayranlığı varsa biraz geriye çekmeli ve içiyle dışı kâfirlik mikrobundan temizleninceye kadar garantina uygulamalı.
Temizliğe çok çok dikkat edilmeli.
Kelime-i Tevhid’deki “La İlahe” derken “La” kılıcıyla kendisini Firavun gibi Rab zannedenler, Nemrut gibi “Ben öldürür ben yaşatırım” diyenler, denizi ve göğü maviye boyayan, yağmuru yağdırıp güneşi doğduran Doğa tanrısını yüreklere dikenler, “Yeri göğü yaratan Allah’tır ama, biz atalarımızın izinden gideriz” diyen Ebucehil gibilerin, size kafirlik mikrobu saçmalarına izin vermeyiniz ve gönül tahtınızı “İllallah” yaratan, yaşatan, yöneten ve donatan yalnız Allah’tır” kelamıyla süslenen kalbinizi her gün ve anda temiz tutunuz.
Size akıl vermek için sağdan, soldan, doğudan, batıdan gelenler veya gönderilenler olacak.
Adlarından, kıyafetlerinden, unvanlarından, rütbelerinden… korkmayın; Allah’tan korkun.
Sekiz milyarı ve onların akıllarını yaratan Allah celle celalühtür.
Kuzu postuna bürünmüş, kurtlar gelecek.
Derviş kıyafetinde, berduşlar dolacak.
“Gâvurluk mikrobundan korkmayın, bakın biz denedik, faydasını gördük” diyenlerden uzak durun; bulaşır.
Ezandaki Kelime-i Tevhid’le kulağınıza aldığınız, cennet kokulu çocuklarınızı bu inkar mikrobuna bulaştırmamak için Eğitim Bakanlığını, bütün bakanlıkların en önünde tutunuz.
Allah’ın ve Rasülünün, Kur’an-i Kerimin ve Hadisi şerifin önüne hiçbir insanın, kurum ve kuruluşun kararını, kriterini, kanununu, yasasını, tüzüğünü… geçirmeyiniz.
Ey iman edenler, Allah ve Rasülü'nün önüne geçmeyin ve Allah'tan sakının, şüphesiz Allah her şeyi işiten, her şeyi bilendir.” (Hucurat süresi ayet 49/1)
Böyle yanlış ve her türlü …..istlik hastalığını içeren teklifleri, kim getirirse getirsin, getirenin kılık kıyafetine aldırmayınız, aldanmayınız.
Kusura bakmayın, biz aldandık da ondan söyler ve ağlayarak yazarım.
Kur’an- Kerimde kafirlik hastalığının belirtilerinden bazıları:
“Ey iman edenler, kendinizden aşağı olanı (kâfirleri) sırdaş edinmeyin.
Onlar size kötülük yapmada kusur etmezler.
Sıkıntıya düşmenizi isterler.
Onların (size olan) kinleri ağızlarından taşmaktadır.
Göğüslerinin gizlediği ise daha büyüktür. Size ayetleri açıkladık eğer akıl ederseniz.
İşte siz, onlar sizi sevmezken onları seven ve kitapların hepsine iman edenlersiniz.
Onlar size rastladıklarında "İman ettik" derler. Yalnız kalınca da size olan kinlerinden parmaklarının uçlarını ısırırlar. De ki: "Kininizle geberin" şüphesiz Allah göğüslerdeki özü hakkıyla bilir.
Size bir iyilik dokunsa onları tasalandırır.
Size bir kötülük dokunsa onunla neşelenirler.
Eğer sabreder ve sakınırsanız onların hilesi hiçbir şeyle size zarar veremez. Şüphesiz Allah yaptıklarını kuşatmıştır.” (Al-i Imran süresi ayet 3/118-120)
“Ey iman edenler, eğer inkâr edenlere itaat ederseniz, sizi ökçeleriniz üzerinde geri çevirirler de, siz kayba uğrayanlara dönersiniz.
Hayır sizin dostunuz Allah’tır. O yardım edenlerin en hayırlısıdır.” (Al-i Imran süresi ayet 149-150)
Korunma maskesi olarak beş vakitte Ezan-i Muhammediyi, gür ve güzel sesli, yanık yürekli, Ezandaki manayı sese yükleyecek İslam aşığı insanlara okutmalı.
Halkımızın da bu Ezanı tekrarlaması için çağrıda bulunmalı.
Sevgili peygamberimiz, Medine’ye hicret ettiğinde onu karşılayanlara yaptığı konuşmanın ilk cümlelerine dikkat ediniz:
Yusuf aleyhisselamın neslinden, İsrail oğullarından, Beni Kaynuka’ Yahudilerinin Hahamı olan Husayn isimli zat anlatır:
“Peygamber (Allah’ın selamı onun üzerine olsun) Medine’ye gelince insanlar koşarak onu görmeye gittiler.
Koşarak gidenler arasında ben de vardım. Ben onun yüzünü araştırdım. Bildim ki, onun yüzü yalancı yüzü değildi.
Ondan ilk duyduğum söz:
“Selamı yayınız,
Yemek yediriniz,
Akrabalık bağlarını kuvvetlendiriniz,
İnsanlar uyurken gece namaz kılınız,
Ve Cennete selam/selametle giriniz.”
(Tirmizi Sünen, K. Sıfat’ül-Kıyamet ve’r-Rikak bab 42, İbni Mace, Sünen, K. İkamet’üs-Salat, bab 174, K Et’ıme, bab 1, Nesai, Hakim Müstedrek, Ahmed Müsned, Abdullah bin Selam hadisi)
Haham Husayn, hemen Müslüman olur ve sevgili peygamberimiz onun adını Abdullah bin Selam olarak değiştirir.
İran’ın, Kudüs’ün fethinde bulunur ve Hicri 43, miladi 663 yılında Medine’de vefat eder. (Allah ondan razı olsun)
Selamı yayınız, her şehir, mahalle ve köylere uğrayınız, camilerinde namaz kılınız.
Yediriniz, aç yatan insan kalmayıncaya kadar, her evden haberdar olunuz.
Akrabaları gözetiniz.
Her Müslüman sizin din kardeşinizdir.
Her kafir, Hazreti Adem’den kardeşiniz olduğu gibi, Müslüman kardeşiniz olma adayıdır.
Farz namazlara dikkat ediniz; Farz namazları koruyandır nafilelerimiz.
Bunları yaparken ayrım yapmayınız.
Koruma almadan gidiniz, gittiğiniz yerlere.
Eceliniz gelmişse, korumanız öldürür sizi.
Koruma olarak seçeceğiniz de, sizin gibi yönetme gücüne sahip olması için, eğitime ağırlık veriniz.
Allah, yardımcınız olsun.
Yorumlar
Kalan Karakter: