Bir çuval cevizin içinde, birkaç tane çürük ceviz bulunduğu gibi, her toplulukta da çürük insan/münafık bulunur.
İslam’ın ilk yıllarında Mekke’de münafık hiç yoktu.
Medine’de devlet kurulunca çıkarcılar, siyaset hırsıyla hareket edenler hemen Müslüman kılığına girip ifsat hareketine başladılar.
Münafık olması normal. Oran önemli. Çoğunluk çürük olursa tehlike var demektir.
Suç işlenmeyen bir toplum tarihte görülmemiştir.
Asr-ı saadet dediğimiz, peygamber eğitiminden geçen ashab-ı kiram ki, (Allah hepsinden razı olsun) bazı günahları işlemişler ve Sevgili Peygamberimiz’in onlar hakkındaki hükmü de bize örnektir.
Suç işleyenlerin sayısının işlemeyenlerden daha fazla olduğu bir toplumu Allah Rasülü, tebliğiyle en az suç işleyen bir topluma dönüştürmüş.
Suç ve suçluları teşhir veya cezalandırmayla övünmek yerine, “Bu sene şu kadar suçluyu yakaladık” haberi yerine, “Şu kadar suçluyu ıslah ettik ve suç işleme kanallarını kuruttuk” demek daha kestirme yol olacaktır.
Eğer biz kendimizi ve çocuklarımızı, bizi yaratanın öğrettiği usul ve erkâna göre yetiştirirsek suç işleyenler azınlıkta kalırlar.
Bize düşmanlık yapanlar da bizim imanımıza zarar veremezler.
Cevizin en az çürükle yetişmesini sağlamak için çiftçi, toprağına, suyuna, gübresine, ilacına ve bunları yaparken takvimine dikkat ederse çürük oranını en aza indirir.
İnsan yetiştirilmesi de aynen öyledir.
Onun için Sevgili Peygamberimiz, doğan her çocuğun kulağına ezan okumayı sünnet haline getirmiştir.
Bu dünyanın en tehlikeli mikrobu, kendisini Firavun gibi Rab kabul edip, kendisini yaratan Allah celle celallühün indirdiği İslam dinine bütün kapıları kapatıp, kendi kurallarına tapınmayı dayattığından bu dünyanın en zehirli, ifsat edici, bozgunculuk çıkarıcı, kan dökücü, sömürücü, saldırgan, tacizci, tecavüzcü insanları üreterek bu dünyayı yaşanmaz hale getirdiği gibi, ölünce kendisine uyanların başkanı olarak hepsini cehenneme sevk ettiğinden en tehlikeli mikroptur inkâr.
Rabbimiz buyurur:
“Eğer Allah’tan size bir fetih olursa sizi gözetip duran (münafıklar), "Biz sizinle beraber değil miydik" derler. Eğer kâfirlerin bir payı olursa, (münafıklar) "Size yardım edip mü'minlerden korumadık mı?" derler. Allah kıyamet gününde aranızda hükmedecektir. Allah, mü'minler aleyhine kâfirler için asla herhangi bir yol vermeyecektir.” (Nisa süresi ayet 4/141)
Dışarıdan kâfirler, içerden münafıklar, bizim uyanık olmamızı sağlıyorlar.
Hani doktorlarımız, vücudumuzda zararlı mikropların varlığının bizi diri tuttuğunu ve faydalı mikropların onlara galip gelmek için hep idmanlı olduğunu söylerler. Eğer o zararlı mikroplar olmasa, faydalılar yatarlar ve her taraftan hastalıklar sökün edermiş.
Miladi 623 yılından 1699’a kadar bin yetmiş altı yıl hiçbir yerde Müslümanlar, insan ve toprak kaybına uğramadan hep ilerlemiş.
Ne zaman başkalarına hayranlık başlamış, gerileme de beraberinde çullanmış.
Ayette Rabbimiz:
“Allah, mü'minler aleyhine kâfirler için asla herhangi bir yol vermeyecektir” buyuruyor.
İmam Ebu Hanife hazretleri, “Müslüman’ın gönül ülkesini hiçbir zaman kâfirler işgal edemez” demiş ve Daru’l-Küfrü kabul etmiş ve ona göre ne yapılması gerektiğini de bildirmiş.
1699’dan bu yana tarih İmam Ebu Hanife’nin tefsirinin doğruluğunu olaylarla da desteklenmiş oldu.
Mehmet Akif Ersoy merhum, Çanakkale Savaşı’nı anlatırken:
“Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat îman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te’sîs-i İlâhî o metîn istihkâm.” Diyor.
İstiklâl Marşı’nda da:
“Garb'ın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim îman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boğar,
“Medeniyyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?”
Yedi yüz elli milyonluk Amerika ve Avrupa Birliği’nin Euro ve dolarıyla silahları Filistin’deki, işgalci terör örgütüne aktığı halde, 55 bine yakın Müslüman şehit edildiği halde imanlarından zerre kadar ödün vermedikleri gibi dine bağlanmaları bütün dünyadaki düşünen beyinlerden birçoğunun Müslüman olmasına sebep oluverdiler.
Ülkemizde de sağcısıyla, solcusuyla, dervişiyle, berduşuyla, sanayicisiyle, sanatçısıyla… Bütün halkımız, kefere grubunun kâfirlik kanserine tutulmuş röntgenini gördüler ve iğrendiler.
Anlaşıldı ki, Müslüman’ın gönül ülkesi işgal edilemez.
Yorumlar
Kalan Karakter: