Bşk. İbrahim YILDIRIM
Karaman Yetimler Eğitim Derneği
Sevgili
dostlar,
Neredeyse
Ramazan ayının yarısına geldik. Pek çoğumuz oruç tutuyoruz. Bir önceki bilgi
paylaşımımızda Allah’ın ibadetlerimize ihtiyacı yoktur dedik. İbadetlere ve
Allah’a kulluğa yani onun buyruklarını yerine getirmeye muhtaç olan insanın
kendisinin olduğunu, ibadetlerin faydasının yapana olduğunu, Yapılana
olmadığını vurgulamıştık. İbadetler genelde insanı fiziksel, ruhsal ve zihinsel
gelişimini sağlayacak ameller/eylemler olmalıdır diye de ilave etmiş idik.
Şimdiye
kadar tuttuğumuz oruçlar bizim iyilik üretmemizi, kötülüklerden kaçınmamızı,
davranışsal bozukluklardan kurtulmamızı ve ahlaki bir düzelme sağladı mı,
sağlıyor mu?!
Bu
soruya ‘evet’ yanıtı almak toplumumuza ve İslam dünyasına baktığımızda oldukça
zor.
Neden
zor?
Zira
1400 yıldır İslam dünyasında oruç üzerine derinlemesine düşünce oluşturulup,
uygulamalı bilimsel bir çalışma yapılmamıştır. Bu ilahi buyruğun hikmeti üzerine
hiç kafa yorulmamış, oruçla ilgili hakikatler Müslümanlara bilimsel bilgi
olarak anlatılmamıştır. (Batıda özellikle Rusya da bilimsel çalışmalarla oruçla
diyabet, kanser, ruhsal hastalıklar şizofreni gibi ağır vakaları ve pek çok
rahatsızlığı oruçla bilimsel yöntemler kullanılarak tedavi etmekteler).
Oruç
için yıllardır hocalar hutbelerden, vaizler kürsülerden, gazeteler ramazan
sayfalarında birçok hikmet üzerinde konuşurlar, yazarlar çizerler: MİDEMİZİ
DİNLENDİRİR ( iftarlarda ve sahurlarda patlarcasına yemekle mi?), VÜCUDUMUZDAN
ZEHİRLERİN ATILMASINI SAĞLAR (iftardan sonra içtiğimiz o sigara ve çaylardan,
tükettiğimiz tatlılardan sonra mı?), FAKİR FUKARAYI ANLAMAMIZI, ONLARA DAHA BİR
EMPATİ İLE YAKLAŞMAMIZI SAĞLAR (bütün gün aç durduktan sonra iftarda bir kuzuyu
tek başımıza yiyerek mi?). Dücane Hoca şöyle der bir konuşmasında: RAMAZANDA
FAKİRLER ZENGİNLERİN HALİNDEN ANLAR, ZENGİNLER FAKİRLERİN HALİNDEN DEĞİL.
FAKİRLER ZENGİNLERİN SOFRALARINI GÖRÜNCE NELERDEN MAHRUM OLDUKLARINI ANLARLAR.
Başka
neler öğretirmiş oruç bize?:
NEFSİMİZE
HAKİM OLMAYI BİZE ÖĞRETİR (haberlerde izlemişinizdir şu ramazan gününün de bir
erkek sürücü kadın bir sürücüye kocaman bir sopa ile öldürürcesine vuruyordu
trafiği birbirine katarak bu nasıl oruç ve oruçluysa ?), BÜNYEYİ DAHA SAĞLIKLI
YAPAR (iftarda, sahurda yenen bunca şeye rağmen mi? hiç sanmıyorum dünyada
şeker/diyabet hasta artış hızı Müslüman ülkelerde istatiki olarak diğer
ülkelere göre daha fazla!) vs vs…
Bu
hikmetler, evet orucun içinde olabilir vardır da. Fakat biz neden o hikmetlerle
pek az karşılaşıyoruz? Neden oruçlu insanları genellikle sinirli, huzursuz,
kavgacı vb. bir ruh hali içinde görüyoruz? Oruçta bir sorun olmadığına göre bu
insanların orucunda eksik olan nedir?
Eksik
olan ortada: aklımızı kullanıp işletmiyoruz, bilimsel düşünüp bilimsel
yöntemlerle çalışmıyoruz, derinlemesine tefekkür ederek doğru fikir
üretemiyoruz. Kendi oluşturduğumuz tabulara zebun olmamız.
Körü
körüne inanıyoruz, sorgusuz ve yargısız bize aktarılan bir bilginin peşine
takılıyoruz. Düşünmüyoruz, düşünme yöntemlerini bilmiyoruz.
Daha
iyi anlaşılabilmesi için şu düşünmenin tanımını yapalım:
‘’DÜŞÜNMEK,
BİZE AKTARILAN BİLGİYE BİLİMSEL BİR KUŞKUYLA YAKLAŞARAK SORGULAMAK; DEĞİŞİK
BAKIŞ AÇILARIYLA O BİLGİLERİ İRDELEYEREK ZENGİNLEŞTİRMEKTİR.’’
En
vahim olanı ise yukarıda BÜYÜK HARFLERLE yazılmış olan doğruları parantez
içindeki yazılan yanlışlarla gerçekleşeceğini zannederek beklentiye girmek.
Yanlışlarla ve yanlış çalışmalarla doğru bir sonuç almaya çalışan hikmetten bi
haberdir. Hikmeti tanımlamaya çalışırsak:
HİKMET;
DOĞRUYLA YANLIŞI BİLGECE BİR BİRİNDEN AYIRA BİLME DEMEKTİR.
Büyük
mütefekkir ALİ ŞEREATİ diyor ki: Tuttuğun Oruç seni kötülüklerden alıkoyup
iyiliğe yöneltmiyorsa, sen oruç tutmadın sadece öğünlerin yerini ve zamanını
değiştirdin.
Saygı,
sevgi ve muhabbetlerimle. İnşallah tekrar görüşmek dileğiyle