Sevgili dostlar,
Genelde paylaşımlarım farklı konu ve alanlarda bilgi aktarımlı paylaşımlardır. Bu günde yüzeysel de olsa sizlere yararlı olacağını düşündüğüm bilimin gündeminde olan, gelecekte de gündemde olacak kuantum bilgisayar hakkında bildiklerimi paylaşmak istiyorum.
Ankara merkezli TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nde (ETÜ) 21 Kasım 2024 günü Türkiye'nin beş Qubit kapasiteli ilk kuantum bilgisayarıyla Türkiye kuantum bilgisayar teknolojisine sahip az sayıda ülke arasına girmiş olduğumuzun müjdesini vermişlerdi. Bu beş Qubit satın mı alındı yoksa kendimiz mi geliştirdik bununla ilgili bilgilendirme yoksa da bu girişimin tüm katılımcılarını içtenlikle candan tebrik etmek gerekir. Zira tüm seyahatler ilk ve tekbir adımla başlar. Bu atılan ilk adım sadece daha büyük ve daha hızlı bilgisayarlar üretmekle ilgili bir çaba değil, bildiğimiz fizik kurallarının geçerli olmadığı tamamen yeni bir bilişim teknolojisiyle yeni bir çağa adım atmaktır. Oldukça sayıda bilim insanı bu çağı KUAKTUM ÇAĞI olarak nitelendirmektedir.
Önemli bir gerçeği hiç göz ardı etmememiz gerek. Zira kuantum bilgisayara sahip olmak yetmiyor. Kuantum bilgisayara donanım ve yazılımını becerebilen insanlara ihtiyacımız var; onların hem bilgisayar bilimini, yazılımı ve donanımı hem de kuantum fiziğini çok iyi anlamaları gerekiyor. Şu anda bu insanlardan çok az sayıda var. Ancak onlar olmadan en iyi kuantum bilgisayarın pek bir faydası olmayacak. Sevindirici olan şu ki geçen günlerde YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, “2024 yılında 20 üniversitede, 70’i aşkın dijital beceri odaklı ön lisans ve lisans programı açıldı. Yazılım, yapay zekâ, siber güvenlik ve kuantum teknolojisi gibi alanlarda insan kaynağı ihtiyacını karşılamayı hedefliyoruz” dedi. Ülkemiz için oldukça ümit verici bir durum.
Kuantum bilgisayar dünyada ve ülkemizde geleceğin teknolojik altyapısını şekillendirecek, aynı zamanda ülkemizin teknolojik gelişimine de önemli katkılar sağlayacağı için dışa bağımlılığımızın azaltılmasına vesile olacaktır.
PEKi, biz böyle bir bilgisayarı dizüstü veya masaüstü bilgisayar gibi/ yerine kullanabilecek miyiz? HAYIR. Kuantum bilgisayarlar belirli hesaplama görevlerini klasik bilgisayarlara göre çok daha hızlı çözebilse de tüm görevlere uygun değildir. Ayrıca kuantum bilgisayarlar genellikle yalnızca aşırı koşullar altında (örneğin EKSİ -273 DERECE VE HİÇ SARSINTISIZ ORTAMLARDA) çalışır. Böyle bir cihazı asla akıllı telefon gibi ön görülebilir bir zamanda cebimizde taşıyamayacağız.
Kuantum bilgisayar teknolojinin konum ve uydu hizmetlerinin kesin sonuçlar vermesini sağlamada, günlük yaşamda trafik sorununu çözecek yöntemler üretmede, enerji üretiminde yeni yol ve yöntemlerinin keşfinde, hesaplama sürelerini azaltarak enerji tasarrufu sağlamada, karmaşık sistemleri modellemek ve malzeme biliminde pek çok üretim süreçlerinin sevk ve kontrolünde, daha etkili ilaçlar ve tıbbi tedaviler geliştirmede, siber güvenliği ve iletişimleri, ayrıca yapay zeka uygulamalarını, otonom araç navigasyonunu ve finansal modellemeyi dönüştürmede vs. farklı alanlarda oldukça etkin olacaktır.
Tüm bu olumlu katkıların yanında kuantum bilgisayar teknolojisinin gelişimini ‘kuantum kıyameti’ olarak ve kuantum çağının nükleer silahı olarak görenler de var.
Google Sycamore adını verdiği kuantum bilgisayarın dünyanın en hızlı süper bilgisayarının ancak 10 BİN yılda çözebileceği bir problemi 200 SANİYEDE çözdüğünü ileri sürerek Kuantum üstünlüğüne ulaştığını iddia etmişti. Çinli araştırmacılar boş durmayıp yarışta yeni prototiplerinin Google'ın kuantum bilgisayarından 10 MİLYAR kere daha hızlı olduğunu ileri sürüyor. Görüldüğü gibi kuantum bilgisayar kapasitesinin büyümesi KIYAMET RİSKİNİ de gün geçtikçe büyütüyor.
Kuantum bilgisayarın en öngörülebilir uygulaması ne yazık ki aynı zamanda en büyük tehlikedir: günümüzde kullanılan şifreleme yöntemlerinin çoğunu kırabilir. Bu ne yazık ki olumsuz anlamda bir devrim olacaktır. Bilindiği gibi tüm devletler ve kurumlar bilgilerini dijital ortamda şifreleyerek koruma altında tutuyorlar. Kırılamayan şifrelemeyi beceremeyen uluslar, kurumlar pek çok işlemi aynı anda hızla yapabilen kuantum bilgisayarlar, bu problemlerin üstesinden saniyeler içinde gelebildiği zaman en büyük devlet sırlarından bireylerin kripto veya banka cüzdanlarına ya da sosyal medya hesaplarına kadar her şey bir anda çaresiz ve savunmasız kalabilir. İşte o zaman; al sana dijital kıyamet veya dijital dünyanın nükleer bombası.
Kuantum fizikçi Renato Renner diyor ki “Bugün tüm para elektroniktir, tüm bankalar güvensiz. Bir kuantum bilgisayar tüm ekonomimizin çökmesine neden olabilir.”
Yaşadığımız şu anda dahi internet dönemindeyiz, her şey internete bağlı, yolcu uçakları, savaş uçakları, ihalar, sihalar, yarın otonom platformda olacak, gemiler aynı zamanda uydular aklınıza ne geliyorsa her şeyi bir anda yere indirilebildiğini düşünebiliyor musunuz?
Yapay zekâyla kuantum bilgisayarı birleştirdiğimizde; başımıza gelecekleri ellerimizle ürettiklerimizi görüp yaşayıp, en sonunda başlarım sizin teknolojinize deyip pek çok ülke ile birlikte yavaş yavaş geriye doğru çekilip ve manuel sistemlere dönmek beklide hiç şaşırtıcı olmayacaktır.
Teknolojik ve dijital imkânların insanlığa sağladığı büyük faydalar elbette yadsınamaz, reddedilemez. Tıpkı, bu imkânları kötücül amaçlar için kullananların varlığının da küresel güvenlik ve istikrar ortamına tehdit oluşturduğu gerçeğinin yadsınamayacağı gibi. Düşünen insan mutlaka bu kötücül amaçlı eylemlere karşı güvenlik sistemleri geliştirecektir.
"Akıl parayla satın alınmaz, düşünerek, öğrenerek işleterek artırılır, elde edilir. Merak; bilme İsteği, öğrenme arzusu demektir. Bilme İsteği, öğrenme arzusu aklın ve başarmanın olmazsa olmazıdır.
Tekrar buluşmak dileğiyle! Hoşça, dostça ve sevgiyle kalın.