Sevgili dostlar,
Bir önceki yazımızda/ paylaşımımızda; söverek, kızarak, baskıyla öğretilen, eğitilen çocukların ve gençlerin özgüvenlerinin ve özsaygılarının güçlenip gelişmediğini vurgulamıştık.
Gerek aile içinde gerekse okullarda, eğitimin tüm safhalarında çocuklarımızı kızarak, baskıyla öğretme ve eğitme; KORKU KÜLTÜRÜ İLE EĞİTİM VE ÖĞRETİM zihnimize bünyemize eğitim sistemimize yerleşmiş gibi gözüküyor.
Korku kültürü ile eğitilen çocuğun, gencin (insanın) vicdanı gelişmiyor, bilakis; yalakalık zekâsı gelişiyor. Çocuğunuz sizinle, öğrenci öğretmenle, çalışan yönetici ile korkarak iletişim kurduğu zaman iletişimi vicdana yönelik yapmıyor. Korkan insan korkulan kişi ile yalakalık/riyakârlık moduna girerek iletişimi sürdürmeye çalışır. Hatta söylenenlere inanmadığı halde inanmış gibi davranır. “Evet” efedimcidir.
Aile çocuğu, eğiticiler öğrenciyi korku kültürü ile yetiştirdiği ve eğittiği zaman çocuğun, öğrencinin vicdani zihni değil de yalakalık, sahtekârlık ve riyakârlık zihni gelişiyor. O zaman da çocuk, genç veya öğrenci yalan dolan gibi şeylere başvurarak istediğini elde etmek için her tür davranış, hırsızlık ahlaksızlık dâhil her şey onlara mubah/normal geliyor.
Yapılan bilimsel araştırma ve çalışmalar her hangi bir şeye bağımlılık (uyuşturucu da dahil), çocuğu anne babanın özellikle babanın korku kültüründe büyütmesi ile yakından alakalı olduğunu tespit etmişlerdir. Okul hayatında da korku kültürü ile eğitim öğretim devam ediyor ise her tür bağımlılık daha da artmakta hatta içinden çıkılmaz hal almaktadır.
Bir eğitim sistemi, okullarımızdaki yöneticilerimiz, öğretmenlerimiz çocuklarımızın ve gençlerimizin bilgi ve zihinsel gelişimine önem verirken, çocuklarımızın ve gençlerimizin SOSYAL SORUNLARINA özellikle okulda yaşadıkları SOSYAL SORUNLARIN çözümüne önem vermeli. Vermez ise; yaşamda her an şiddete meyilli bir hal ve de okuldaki arkadaşlarını ve öğretmenlerini mermi yağmuruna tutmaları hiç te yadırganacak durum olmuyor.
Bu durumda ailelere, velilere, öğretmenlere, özellikle okul yöneticilerine çok büyük sorumluluklar düşmekte. Çocuklarımıza, gençlerimize, öğrencilerimize doğru davranışı öğretmeden onlardan doğru davranış beklemek doğru olmasa gerek.
Koku kültürü ile eğitilen nesil yarınlara ışık tutacak projeler ne de yararlı fikirler üretemez. Çünkü bilince ve bilinçaltına yerleşen korku duygusu insanda doğuştan var olan tüm yetilerin açığa çıkmasını bloke eder. Aklımız dahi iğdişleşip, işlevselliğini yitirir.