Sevgili dostlar, Böyle bir başlıkta nerden çıktı şimdi diye size ters gelebilir ve de doğru da gelmeyebilir ve dahi hoşta gelmeyebilir. Bu durum biz Müslümanların müktesebatının /tarihi bilgi birikiminin oluşturduğu tarihsel bilincin laiklik adına ülkemizde inananlara faşistçe yapılan zulmün sonucudur.
Laikliği Kur’an’a arz ettiğimizde dini müktesebatımızın laikliğin İslam’a ters gelir yargısı ve algısı Kur’an’dan onay almamaktadır.
Neden ve niçin almamaktadır böyle bir yargıyı Kur’an?
Çünkü Kur’an dinin özü gereği siyasal ve toplumsal bir kurum olduğunu bilir, her toplum içerisinde farklı dini guruplara ait insanların olduğu gerçeği olduğunu hiç göz ardı etmez.
Kur’an’ın 109. Kâfurun suresinde deniliyor ki: “De ki ey kâfirler/ey inanmayanlar ben sizin tapındığınız dininize ve taptığınıza tapıcı değilim, siz de benim dinime taptığıma tapıcı değilsiniz o halde sizin dininiz size, benim dinim bana.”
Bu da demek oluyor ki; hiç kimse kimseye zorla kendi inancımı ve dinini kabul ettiremez. BUNA GÖRE İSLAM EN LAİK VE LAİKLİĞE DEĞER VEREN BİR DİNDİR. Böyle bir buyruğu teyit edercesine kutsal kitabında15 asır öncesinde yazıyla kayıt altına almıştır. Laiklik tanımı en güzel yüce kitabımız Kur'an'da apaçık gözükmektedir. Kur’an’da kayıt altına alınan bu tanım modern dilde inançların birbirine karşı korunmasının adı laikliktir diye tanımlanır.
İslam laikliği hukuk kurallarının dayandığı sosyolojik zeminlerden biri olarak değerlendirir. Bunun için de kutsal kitapta senin dinin sana, benim dinim bana inanç özgürlüğü temelinde dinde zorlama yoktur buyruğunu tüm insanlığa sunmuştur.
Başka bir surede ise dinde zorlama yoktur buyruğu inanç hürriyetini gösteren en büyük delildir. Kur’an’daki bu buyruk laikliği inançların birbirini değiştirmeye zorlamasına “Adalet” yoluyla engel olmaktadır. Böylece toplumun birlikte yaşamasında ortak değerleri hukuk belgesi ne çevirmektir. Kur'an yazılı hukuk belgesini en güzel şekliyle buyruk olarak Bakara Sûresi(2) 256. Ayet “DİNDE ZORLAMA YOKTUR”- LA IKRAHE FİDDİN diye yazılı kayıt altına almıştır.
Sevgili dostlar,
Ben de diyorum ki kardeşim hangi dinden olursan ol ister Atatürkçü ol ister putperest ol ister, Budist ol ister kâfir ol ister, deist ol ister, agnostik ol, hangi mezhepten olursan ol, ister şii ol ister sünni ol, hangi neye inanıyorsan ne şekilde inanıyorsan inan seni İslam'dan başka Allah'ın kitabından başka koruyacak hiçbir şey yok. O seni en güzel şekilde korur. Neye inanırsan inan onun teminatı Kur’an’dır. Kur'an’dan başka yeryüzünün hiçbir yerinde, hiçbir dininde, hiçbir ideolojisinde; başka dinleri, başka din mensuplarını korumak inanca endekslenmiş İslam'dan başka bir din gösteremezsiniz. Bu sadece İslam'da vardır. Bakın İslam'da bir müslümanı, bir mümini öldüren demiyor; bir İNSANI taammüden/bilerek/ isteyerek/ bilinçli/ öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir diyor. Bu sadece İslam'da vardır başka bir dinde yoktur.
AHLAKSIZLIKTA, ADALETSİZLİKTE, ZULÜMDE ÖZGÜRLÜK LAİKLİK DEĞİL; İNANÇ SEÇİMİNDE ÖZGÜRLÜK LAİKLİKTİR.
Gerçekten İslam’a ve Resul Muhammed’in(selam, saygı ona) getirdiği Kitaba gerçekten inanıyor ve bildirilen ilkelere ve değerlere göre yaşıyor muyuz? CİDDİ MİYİZ?
Yoksa Rahmetli Ozan Arifin dediği gibi miyiz????
İslâm'ın şartı beş, imanın altı,
Diyerek işleriz her türlü haltı…
Aklımıza gelmez toprağın altı.
Emaneti sağlam koruyor muyuz?
Kitabımız Kur'an ilim kokuyor,
Kaç müslüman günde açıp okuyor?
Okuyan da işte öyle okuyor.
Mânasına kafa yoruyor muyuz?
Hoşça,dostça , sevgiyle kalın!
Tekrar buluşmak dileğiyle inşallah!