Hemşehrimiz Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan Bey, 4 Kasım 2021’de Turkuaz Medya’nın düzenlediği “ Türkiye 2023 Vizyon “ toplantısına konuşmacı olarak katıldı.
Sayın ELVAN, ülkemizin içinde bulunduğu şartları bir hükûmet başkanı sorumluluğu havasında, değerlendirerek tarımdan enerjiye, dış ticaretten turizme kadar bütün diğer bakanların da çalışma alanı olduğu konulara, omuzundaki ağır yükün etkisiyle değinmeyi bir devlet adamı sorumluluğuyla kamuoyuna açıklamalarda bulundu. Şöyle ki:
“ Yılın ilk yarısını yüzde 14,3'lük büyüme ile kapattık. Bu büyümenin yaklaşık yüzde 60'ını yurt içi yatırımlar ve net dış talep oluşturdu. Bu sağlıklı bir büyüme, dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme demektir. 2021 yılını yüzde 9'un üzerinden bir büyüme ile kapatmayı ön görüyoruz. Muhtemelen çift haneli bir rakamla kapatabileceğimizi düşünüyoruz. Savunma Sanayiinde gösterdiğimiz başarıyı diğer alanlara da yaymanın gayreti içindeyiz. Yılı yüksek büyüme, düşük cari açıkla kapatacağız. Türkiye dalgalı kur rejimi uygulamaktadır. Kurun değeri piyasada belirlenir. Yüksek büyüyen ihracatı artan istihdam oluşturma kapasitesi ivmelenen ekonomimizin arkasındaki motor güç kamu politikaları ve bütçemizdir.
Bütçemizi ekonomiye ve ihtiyaç sahibi sosyal kesimlere destek vermek için 20 yıldır esnek bir yaklaşımla yönetiyoruz.
Türkiye ekonomisi, kamu maliyesi kaynaklı bir risk yaşamadı ve yaşamayacaktır. Dünyada bütçe açıklarının çift hanelerini gördüğü bir ortamda biz bu yılı yüzde 3,5'un altında bütçe açığıyla kapatacağız.”
Pandemiden etkilenen kesimleri desteklediklerini, enflasyonla mücadelede kamu maliyesini seferber ettiklerini, buğday ve arpa gibi temel tarım ürünlerine ilave destekler verdiklerini söyleyen ELVAN,.
”Pandemide verdiğimiz destek toplam 734 milyar liraya ulaşacak. Enflasyonla mücadelede vergi indirimleri ve fiyat ayarlamalarıyla 25 milyarlık kamu maliyetinden vazgeçtik. Bahsettiğim bu tutara Doğalgaz ve elektrik alanındaki destekler dâhil değildir.
Maruz kaldığımız kuraklık neticesinde hidroelektrik santrallerinin elektrik üretim payı yüzde 30'dan yüzde 19'a düştü. Söz konusu maliyet artışlarını da vatandaşlarımıza en az düzeyde yansıtıp aradaki farkı biz ödüyoruz. Isınma amaçlı yurt dışından 100 birime mal ettiğimiz doğalgazı 4'te 1'i fiyata yani 25 birime vatandaşlarımıza satıyoruz. Elektrik ise üretim maliyeti yüzde 50'nin altında satıyoruz.
Un fabrikalarına, yem fabrikalarına ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımıza 800 ila bin TL arasında destek veriyoruz.
İlgili bakanlıklarımızla güçlü bir iş birliği içinde çalışıyoruz, asgari ücret başta olmak üzere bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceğiz." dedi.
Enerji fiyatları ve taşıma maliyetlerinin hızla arttığını, arz-talep dengesizliklerinin küresel enflasyonu beslediğini, pek çok ülkede kamu maliyesi alanında yaşanan bozulma ve artan borç stokunun rekor seviyelere ulaştığını anlatan Elvan, normalleşme sürecinin zaman alacağını düşündüklerini ifade etti.
Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak, kararlarını günübirlik gelişmelere göre almadıklarını ve yönlerini tayin etmediklerini belirten Elvan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu sene için öngördüğümüz yüzde 9'luk büyümeyi, milli gelire oran olarak yüzde 2'nin altında bir cari açıkla gerçekleştireceğiz. Yani yılı, geçmiş eğilimlerin aksine yüksek büyüme ve düşük cari açıkla kapatacağız. Uluslararası emtia ve enerji fiyatları aleyhimize işlese de bu başarılı performansta 4 faktör rol oynuyor. Bunlar:.
- Yapısal cari açığı azaltıcı yatırımlara öncelik veriyoruz.
- Artan dış talebin de etkisiyle güçlü bir ihracat performansı gösteriyoruz.
- Altın ithalatına ilişkin aldığımız önlemler, güçlü bir şekilde etkisini ortaya koydu.
- Turizmde, 2020'ye kıyasla çok daha iyi bir performansa imza attık."
"Bunları yaparken de mali disiplin şiarımızdan asla vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Şunu çok net ifade edeyim; Türkiye ekonomisi, kamu maliyesi kaynaklı bir risk yaşamadı, yaşamayacak. Dünyada bütçe açıklarının çift haneleri, borçluluk seviyelerinin ise üçlü haneleri gördüğü bir ortamda biz yine sağlam ve ihtiyatlı kamu maliyesi politikalarımızla ayrıştık. 2021 bütçemizde yüzde 4,3'lük bir bütçe açığı öngörmüştük. Bu yılı yüzde 3,5'in altında bir bütçe açığıyla kapatacağız.
Salgın nedeniyle 2020'den bu yana vatandaşlar için sundukları desteklerin yıl sonunda 734 milyar liraya ulaşacağını aktaran Elvan, "Enflasyonla mücadelede vergi indirimleri ve fiyat ayarlamalarıyla 125 milyar liralık kamu gelirinden vazgeçtik, maliye politikası kararlılığını çok net bir biçimde gösterdik. Bahsettiğim bu tutara doğal gaz ve elektrik alanında verdiğimiz destekler dâhil değildir." dedi.
Lütfi Elvan, uluslararası enerji fiyatlarındaki artış ve Türkiye'nin kuraklık nedeniyle hidroelektrik santrallerinden ürettiği elektrikte yaşanan düşüşe işaret ederek, bu maliyet artışlarını vatandaşlara en az düzeyde yansıttıklarını, maliyetin önemli bir bölümünü kendilerinin üstlendiğini söylese de;
SONUÇ OLARAK;
Ülkemizin genel durumu malum. fiyatlar almış başını gidiyor. Tarım üretimi yeterli değil, çiftçi emeğinin karşılığını alamadığından bıkkın ve bezgin, seneye tarlaya gitmeyecekleri şeklindeki isyankâr tutumlarına şahit oluyoruz.
Enerji fiyatlarında olağanüstünün ötesinde bir artış olduğu gibi ailelerini gelirleri ile giderler arasındaki aleyhteki fark gittikçe açılıyor. Bu da vatandaşı geçim sıkıntısına sokuyor. Sorun da buradan başlıyor.
Muhalif medyayı izliyorum, Sayın Elvan hakkında bakanlık görevi gereği en ufak bir eleştiri yok gibi. Kendileri bu konuşması ile Hazine ve Maliye Bakanı olarak omuzlarındaki olanca yüke ek olarak, tarım, enerji, dış ticaret, turizm, aile ve sosyal politikalar bakanlıklarının da üzerine düşen görevleri üstleniyor görülmesi ve üzerine alması bir başbakan sorumluluğu dâhilinde olan bir konuşmadır. Bir takım arkadaşlığının ötesinde 20 yıllık yıpranmış kadroları savunmak, kendisine ve ülkemize bir kazanç sağlamaz. Denilebilir ki bu 20 yıllık süreçte en az yıpranan, hatta denilebilir ki üstlendiği görevleri en iyi yapan bir bakan olarak şu ana kadar mevcudiyetini koruyor. Temennimiz bu kritik günlerde Sayın Bakan’ın ve ülkemizin kazasız belasız en kısa zamanda daha güzel günlere ve yıllara kavuşmasıdır.