18 maden işçisinin 28 Ekim 2014 tarihinde yaşamlarını kaybetmesinin 7. yılını önümüzdeki günlerde dolduruyor olacağız. Ermenek’te Kömür Ocakları kapalı çalıştırılmıyor, Ruhsatı yenilendiği söylenene Cenne Madencilik İflas etmiş. 18 Maden Şehidi’nin eşleri çocukları, haklarını alamadıkları gibi ocaklar da işletilmiyor, işletmeye kapalı. Yöre halkı ocakların işletilmesini bekliyor.
Baraj altında kalan yerlerin kamulaştırılması ile ödenen paraların bitmesi ve kömür ocaklarındaki faaliyetlerin durdurulması Ermenek ekonomisini çökertmiş durumda iken KOVİD-19’un da beklenenden uzun sürmesi yöreyi ciddi anlamda geçim sıkıntısına sokmuştur.
11 Ekim 2014 tarihinde faciadan 17 gün önce aşağıdaki yazıyı yazmış ve maden işletmecilerini uyarmıştım. Aşağıda bu uyarı yazımızı okuyacak ve devamı yazılarımda, neler yapılması gerektiği üzerinde duracağız.
“Yeşil Ermenek gazetesinden öğrendiğimize göre “ Madenciler Torba Yasasına Tepkili “ , Bu nedenle Ermenek ilçe sınırları içinde bulanan 9 maden ocağı işletmesinde 12 Eylül 2014 tarihinden beri üretim yapılmıyor. İşçiler süresiz izine çıkarılmış. Ermenek’teki kömür işletmelerinin tamamında işveren temsilcisine göre 1500, bizim öğrendiğimiz sağlam kaynaklara göre 1100 civarında işçi çalışıyor. 1500 olsun ister 1100 olsun en azından 5-6 bin nüfusu besleyen bir işçi kesimi, şu an işsiz, küçümsenemez.
Ocak sahiplerini temsilen gazeteye bir açıklama yapan Sayın Abdullah Özbey’e göre “ Yeni yasanın , yerel madencilerin üzerine balyoz gibi indiğini, bu şartlar altında üretim yapmanın mümkün olmadığını ,madencilerin yükümlülüğünün arttırıldığını, yeni yasa ile birlikte madencilere getirilen şartların altından kalkmanın mümkün olmadığını devamla, Ermenek’te 1965 yılından beri linyit kömürü üretimi yapıldığını 1990’li yıllarda kömür ocağı işletme sayısının 20’nin üzerinde olduğunu ,üretilen kömürlerin çevre il ve ilçelere yakacak ve sanayi kömürü olarak pazarlandığını, bugün yaklaşık tüm madenlerde 1500 kişi çalıştığını, maden işçiliğinin ağır iş sınıfına girdiğini, tehlike derecesinin en yüksek iş kolu olduğunu, üretim esnasında bir ton kömür maliyetine işçilik % 45, maden direği % 10, elektrik % 5, sarf malzemeleri % 30, , yemek ve servis % 10, etki etmektedir. Son yıllarda doğalgaz kullanımın artması, ithal kömürün fiyatlarının giderek düşmesi, yeni çıkan yasa ile birlikte satışların durma noktasına geldiğini bu nedenle işçileri işten çıkarma, uzun süreli ücretsiz izinler gündeme gelecektir.” demektedir.
Hükümetten talepleri: ürettikleri yerli kömürde KDV oranın düşürülmesi, ithal kömüre fon konulması, yer altında ocaklarda çalışan işçilerin SGK primlerinin düşürülmesi ve kaldırılan teşvik primlerinin yeniden verilmesi gibi talepleri var.
Yeşil Ermenek’in haberine göre, sigorta primi ikiye katlanırken ücretlerinde 1100,00 TL maaş alan bir işçinin maaşı torba yasası ile 1.927,00 TL’ye çıkıyor. İşverenin tepkisi, işçi maliyetlerini yeni yasa ile yükselmesi nedeniyle işçileri 12 Eyülde uzun süre ücretsiz izine çıkartmak ve üretimi durdurmak oluyor.
Ermenek’te kömür ocaklarında çalışan işçiler örgütlü değil, sendikaları yok, haklarını savunacak durumda değiller. Bugün 11 Ekim 2014 tarihi itibarı ile işletme sahipleri ocaklar açık gelin çalışın diye işçilere çağırı yaparken, öbür yandan da iş yerine geliş gidişleri ve yiyeceklerinizi kendiniz sağlayınız deniliyor. Bu teklif ocak sahiplerinin klaslarına pek uymuyor. İşçilerin düzenli olarak işe geliş gidişi ve
yiyeceğini sağlamak işveren pek yük getirmez. Aksine üretimde verimliliği artırır. İşçilerin bu konudaki hassasiyetlerini anlamaları gerekir. Servis ve yemek ücretinin ton başına % 10 olarak tespiti de gerçekçi bir hesaplama değildir. Buna bakarak ton başına üretilen kömür maliyetlerinin biraz abartı olduğu görülür.
Sonuç olarak, yer altında kömür ocaklarında çalışan işçilerin ayda net olarak 1927,00 TL almaları büyük bir rakam değildir. Yer altında maden ocaklarında şimdiye kadar hiçbir işletme sahibinin göçüklerde kaldığı ve can verdiği görülmüş ve duyulmuş değil. Sözü edilen madenlerde çalışan işçiler sağ olarak emekli olsalar bile emeklilik yaşamının uzun süre olmadığı gerçeği de göz önüne alınmalıdır. İşin derinlemesine girmek istemiyorum. Kömür ocaklarında üretimin durdurulması işverene, işçiye, Ermenek esnafına ve ülke ekonomisine ağır kayıptır. İşçilerin yaşam şartlarının iyileştirilmesi keyfi bir durum değil yasanın gereğidir. İşveren lehine bir durumdur, işçilere baskı ve zorlama ileriki yakın bir zamanda sendikalaşmayı getirir. Sendikalaşma işverene daha ağır yük getirir. Yasa ile işçilere verilen haklar nedeni ile ocak sahiplerinin güç denemesi yapması gelecekte iyi sonuçlar vermeyebilir. Şeriatın kestiği parmak acımaz. Ermenek’teki kömür işletmelerin yasaya harfiyen uyması işçi ve işveren açısından memnuniyet yaracaktır. İleriye dönük bakıldığında işçilere servis ve yemek giderinin işveren tarafından eskiden olduğu gibi sürdürülmesi iş memnuniyeti ve iş güvenliği açısından da önem arz eder. Önümüz kış kömür tüketiminin artacağı bir mevsime giriyoruz, tez elden üretime geçilmesi temennimizdir. Unutmayalım ülke genelinde ve dünyada katmerli kazanç dönemleri bitmiştir. Kömür ocaklarına girip de sağ olarak çıkmanın ülkemiz maden ocaklarında çıkmanın hiçbir garantisi yoktur. Devletin hesap kitap yaparak yer altında enerji için çalışan işçiler 1927,00 TL takdir ederek yasa çıkartması ( 1 )çok görülmemeli. Bir an önce sosyal barışın sağlanması ve ocakların çalışması herkesin dileğidir. 11.10.2014. “
Gelecek yazımızda Ermenek Maden Ocaklarının neden çalıştırılmadığını, işletilmesi için vatandaşların, siyasilerin, belediyelerin ve devletin neler yapması gerektiği üzerinde düşüncelerimizi açıklamaya çalışacağız.
1) Sözü edilen yasa 6552 sayılı “İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun”