Kişisel yazılar beni hep sıkmıştır.
Sahsımız adına da olsa başka bir tek kişi adına da olsa yazı yazarken hep zorlanırım. Tarzım değildir. Ama bugün biraz duygusal bir ortamda bir kaç kelam etmeme lütfen katlanınız…
Ağustos Türk’ün zafer ayıdır. İçinde tarihimizin şanlı sayfaları vardır. Gurur ayımızdır.
Bizim tüm bu gurur sayfalarına ilave bir sayfamız daha vardır. UYANIŞ…
Aslında bu sadece bizim değil Karamanın bir gurur sayfasıdır.
Uyanış bana “gazeteci” diye bir sıfat hediye etmekle kalmadı, bir hayat okulu oldu. Edebiyata dalmam sebep oldu. Binlerce kitap okumam ve Türkiye’nin en iyi okulunda basın yayın bilgisi almama vesile oldu.
Bu gün Karaman’ın cadde ve sakaklarında gezerken sevgi ve saygı karışımı bir samimiyet içinde insanların gülen gözlerini görememe vesile oldu. Karaman için ve belki de tüm memleketim için güzelliklere hizmet etmeme, yanlışlara engel olmama vesile oldu.
Karamanda yayın yapan çeşitli gazetelerde, radyolarda ve televizyonlarda hizmet etme imkânı oldu.
Tüm hayatımı huzurlu yaşama ve kafamı yastığa koyduğumda temiz bir vicdanla derin uykularıma vesile oldu.
Bundan 55 yıl önce Karaman yeni bir gazeteye kavuştu. Yıl 1 Sayı 1 olarak başlayan çok sayıda yayın organı yer aldı Karaman basın tarihinde, Ama Uyanış bugün 14.400 sayının da ötesinde 55 yılı doldurup 56. Yıla giriyor.
Tarihimize hep leke olarak işlenen darbe ve ihtilallerden birisinden hemen sonra toplumun toparlanma dönemi idi. Sağ/Sol diye iki kavramı haçlı bizlere bir ayrımcılık olarak dayatmış dâhili satılmışlarla ve gizli güçlerle de çok büyük desteklerle, o ateşi körüklüyordu.
Karaman gençliği içinden bilinçli bir grup da bir arayış içinde idi. Anarşi ve şiddetin bir çözüm değil yıkım olacağını düşünüyorlardı.
Aslolan fikirler ve toplumun kendi benliği idi.
Bunun için fikirlerin ulaşmasında yazılı bir sisteme ihtiyaç vardı. Uyanış ismi ile bir gazete doğdu.
Şahsımız da aynı arayışlar içinde biraz erken olgunlaşmış, oyundan oynaştan elini çekmiş bir yapıda idik. Bu fikri uygulamaya koyan grubun içinde tanıdık hısım akraba çoktu.
Kendimizi işin içinde bulduk.
Önce ayak işleri getir/götür, dizgi baskı derken günlük işyeri ve şehir dışına nakillerden dolayı azalan kadrodan bize de görev düşüverdi.
Bir hata, iki yanlış derken doğruları aradık bulduk ve uyguladık.
O günlerde adımız gazeteciye çıktı.
Teknik yetersizlikler bile bize modern ve lüks gelirdi o zamanlar. Hevesimiz vardı.
Ama tüm bunlardan daha güzeli kamplaşmaya başlayan toplumda saygı ve izan vardı.
Uyanış iki konuda çok güzel temel atmıştı.
1-Haberler doğrulanmış, kesin bilgilere dayalı, okuyucuya yeterli bilgiyi tam sunan, düzgün bir dille yazılmış, haber sekretaryasına uygun olmalı idi.
2-Fikir yazıları kendi fikrini açıklayan mahiyette, geleneksel yapımıza uygun saygı sevgi ve hoşgörü içinde olmalı idi. Ayrımcılık, bölücülük ve ötekileştirme yerine birleştirici olmalı idi.
Muhalefet edilse bile bu muhalefetin haddi hududu olmalı, haksızlık edilmeden nezaket kuralları içinde olmalıydı. Ayrıca eleştiri yapılan konuda kesinlikle doğrular öneri olarak sunulmalı idi.
Ne güzel insanlardı o abiler… Ebediyete intikal edenlere rahmet diliyorum. Sağ olanlardan Sevgili ağabeylerim, Mahmut Toptaş, Muzaffer Can, Ömer Karayumak, İbrahim Ünal, Ramazan Divleli, Ahmet Sağkaya başta olmak üzere o gün bu yolda yürüdüğümüz için kendilerine teşekkürler ediyorum.
Uzun yıllar finans ve yönetim konusunda gayreti olan Rahmetli Kadir Mangırcı,yı, fikri ve teknik katkılarından dolayı Rahmetliler Birol Kuytan ve Abdullah Sertan’ı rahmetle anıyorum.
Kadromuzda çalışan, Rahmetli Mehmet Öktem ve hayatta olan kardeşlerim, Durmuş Ali Gültekin ve Adem Duran’ı da sevgi ile anıyorum.
Devletlerin anayasası varsa Uyanış Gazetesinin de bir yazılı olmayan anayasası vardır. Daha sonra gazeteyi devralması ile bizleri mutlu eden Dostum Ahmet Küçükcicibıyık da bu anayasaya harfiyen uymakla kalmadı, daha olumlu ve güzel maddeler ilavesi ile Uyanış’ı tüm Karamanın gazetesi yaptı.
Canparem liyakatli bir gazeteci olan evladım Murat Özünal ve yine liyakatli diğer elemanlarla Uyanış ailesi, sadece Ahmet Küçükcicibıyık’ın Eşi ve evlatlarndan oluşan bir aile değil geniş bir UYANIŞ ailesi oluverdi.
Uyanış bu gün hala tam doğruları yazan, tüm fikirlere saygılı olsa da temel fikirlerinden taviz vermeyen ve gazeteciliği mihnet borcu yükünün altına sokmayan çizgisi ile inşallah daha çok uzun yıllar Karamana hizmet edecektir.
Bu geçen 55 yılın hikâyesini katkılarımız ile ölümsüzleştiren Değerli Başkanım Osman Nuri Koçak da bu 55 yılın en kalıcı eserini bir kitap ile ortaya koydu. Saray Holding adına Sami Özdağ Beyefendi de bu kitabı Seka-Sar Kültür Hizmeti olarak envanterine aldı. Kutluyor Teşekkür ediyorum.
Bu gün toplumda siyasi görüşü ne olursa olsun, Vatan sevgisi ile çarpan yürekleri ile çok seçkin bir yazar kadrosu ile UYANIŞ Karaman gündemi için bir mihenk taşıdır.
56. Yılın kutlu olsun Uyanış, Karaman’da Uyanış… Nice 56 yıllara…