Gitti gidiyor İki Bin Yirmi Dört.
Kapının hemen önünde bir kargo paketi gibi hazır Yirmi Beş.
Neler gördük neler yaşadık ki bu son 12 ay, 52 hafta, 365 günde…
Hangi saatleri bir ay kadar sürdü, hangi günleri bir dakika gibi geçiverdi.
Hangi gözyaşlarını gördük tüm dünya yangınlarını söndürecek mutlulukla akan, hangi gözyaşlarını gördük bir asit yağmurundan daha fazla yakıcı ve hüzün dolu.
Tıpkı geçen yıl ve ondan öncekiler gibi…
Hangi mutlulukları kaçırdık, önümüzden bir dere gibi şırıl şırıl akarken…
Hangi fırtınalara yakalandık, yalancı güneşlere kanıp da…
Hangi gülücükleri gördük, tüm dünyayı bahar, tüm dünyayı cennet yapan, hangi sırıtışları gördük, arkasında bin bir karanlığı saklayan.
Hangi olmayacak dualara âmin dedik, umutlandık, hangi imkânları bahaneler bulup da çöpe attık.
Hangi değerleri beşlik simitler gibi harcadık, hangi değersizleri başımıza taç ettik.
Tıpkı geçen yıl ve ondan öncekiler gibi…
Bir gün önce var olup nefes alan, ertesi gün yok olanın bıraktıkları sayesinde kaç sefer hayırla yâd ettik, ya da yanlışları nedeni ile edebimize vurup yutkunduk.
Kaç sefer, güzelliklere methiyeler düzdük, kaç sefer çirkinliklere laf ettik, buğuz ettik. Kaç sefer yapılanı beğenmeyip daha iyisini yapmak için harekete geçtik.
Kaç sefer, gelecek nesiller için gölgesine sığınılacak, meyvesinden gıdalanacak, havasından solunacak dalları, tohumları toprağa emanet ettik.
Tükettiğimiz kadarını üretip de fazlasını topluma hediye ettik mi?
Tıpkı geçen yıl ve ondan öncekiler gibi…
Hangi gün ağlayan veya acıdan kıvranan bir yüze mecal olabilmek için çaba sarf ettik.
Dünyanın bir köşesinde birilerinin masa başı planlarına feda edilen sabilerin, supyaların sesleri bize kadar geldi mi? Bizi rahatsız etti mi? Onları engel olan çabalara ne kadar destek verdik, katkıda bulunduk?
Bir şehrin çöpe atılan artık gıdalarının, bir köyün, bir kasabanın bir günlük gıda ihtiyacını karşılayacağının hesabını yapıp onlara ulaşamayanların halini hayal ettik mi?
Tıpkı geçen yıl ve ondan öncekiler gibi…
Geceleri yok olan, sabahı iple çeken ve hastane duvarlarından bile medet umanların halini düşündük mü?
Her gün bin bir çeşit sunan, yemek programlarındaki yenilikleri denediğimiz sofralarımızda, o adını bile söylemekte zorlandığımız yemekleri atıştırırken, sokağımızda, mahallemizde dert kaynayan tencerelerin varlığından haberdar olabildik mi?
Her birisinde, lüksün uç noktalarını günlük hayat tarzı gibi gösteren, toplumun temeline dinamit koyan filimleri, dizileri seyredip de onlara özenirken bankaya borçlarımızı hesap ettik mi?
Bir zamanlar maddiyatın maneviyat terazisinde tartılıp değerlendirildiğini konuşmanıza rağmen, maneviyatı bile maddiyatla ölçmeye başladığımızı fark ettik mi?
İnanıyorsak inancımızın temel kurallarını, inanmıyorsak bizi inançsızlığa sevk eden şartların muhasebesini yapabildik mi?
Daha dün insan içine çıkılmayacak kadar ayıp sayılanları, çok rahat bir şekilde yaşayanları ikaz etmenin, ayıplamanın, kınamanın ayıp sayıldığı günleri yaşadığımızı fark ettik mi?
Her geçen gün büyük kayıplarla yok olan temel değerlerimizden uzaklaşıp, doludizgin bir felaket uçurumuna gittiğimizi, bu gidişe belki de katkı koyduğumuzun farkında mıyız?
Şampanya, havai fişek, geri sayım, Noel Baba ve sivri külahlı kutlamalar yaparken bu sorular aklımıza geldi mi?
Tıpkı geçen yıl ve ondan öncekiler gibi…
Yeni Sene Hayırlara Vesile Olsun. Güzel ve mutlu günleri yaşamak için bizlere ilham olsun.
“Yeni yılda da aynı ay, aynı güneş.
Değişen takvimdeki yapraklar mı sadece?
Eski bir yıl, bir yeni yıla olacaksa eş
İşte o zaman hayat bomboş
Belki de insanlığa yeni bir işkence…
İki bin yirmi dört, çöp sepetinde bir takvim,
Bir kargo İki bin yirmi beş, kapı önünde.
Neler getirdi bilinmez, sürprizlerle dolu,
Dileriz açacaktır güzelliklere giden yolu.
En çok sevgi artmalı yeni bir yılda
Alın teri, bilek gücü, üretim,
Önce sağlık sonra eğitim,
Tüm bunlara harç olmalı sevgi…
Bu kış gününde bahar meltemi estirsin,
Diliyorum bütün Dünyada sevgi artsın…
İnsanlık dışı katliamları artık bitirsin,
Tüm kötülükleri önceki yıllarda bıraksın.
Saygı ile beslenen sevgi olursa
Dünya olur adeta cennete bir eş
Bize sevgileri, güzellikleri yaşat İki Bin Yirmi Beş…
NOT: 31 Aralık 2024 günü Saat: 22.00 de kaleme alınmıştır.
20241231