Niccolo Machiavelli, (1469-1527) Tarihe mal olmuş bir söz sarf etmiş. Prens adlı kitabında prense tavsiyelerde bulunurken “Başarıya giden her yol mübahtır” mealinde öğütlerde bulunuyor. “Siyasette başarı kazanmak isteyen yalandan, ihanetten ve entrikadan kaçmamalıdır. Gerektiğinde cinayet de işlenebilir. Tek önemli olan siyasi emellere ulaşmaktır” diyor.
Şüphesiz siyaset arenasında en çok tartışılan sözlerden birisidir.
Üstelik bizim yapımıza ise hiç mi hiç uygun bir yöntem değildir.
Ama acı bir gerçek var ki son yıllarda gerek dünya siyasetinde ve gerekse bizde bu söze uygun davranışları görmekteyiz…
Elbette azınlıkta. Ama maalesef şahit olduğumuz ve üzüldüğümüz hadiseler her geçen gün çoğalmaya başladı.
Karaman özelinde şükür seviye hiç çok kötü duruma düşmedi.
Çeşitli görüşlerden aday adayı olup da listelerde yer alamayanlardan büyük bir çoğunluğu, iftihar vesilesi sayabileceğimiz açıklamalar ile bu tür çirkinliklere adeta meydan okudular. Kendilerini tebrik ediyoruz.
Dahası bir moral bozukluğu olsa bile şu ana kadar, listelerde yer alamamış aday adaylarından yanlış bir harekete, söze bizzat şahit olmadık.
Siyasetin ne olduğunu da sorgulanması gereken günler yaşıyoruz.
Millete hizmet etmesi gereken devleti yönetecek kadroların seçimi diye özetleyebiliriz.
Bu seçimler için belirli bir tüzük çerçevesinde ama daha çok da bir görüşler manzumesi ile kurulmuş partiler bu işe talip oluyor. Yurdumuzda da bunların sayısı azımsanmayacak kadar çok.
Bunların nerede ise hepsi geçmişin siyasi mirasını sahiplenerek yol alıyor.
Türkiye’nin etnik, kültürel, coğrafi, ekonomik yapısı gibi temel değerleri analiz ederek bir plan, program ve amaç ortaya koyan nerede ise yok gibi.
Türk Siyaseti bir demagoji siyasetine dönmüş durumda. “Dediydim, dedin, dedi” tarzında veya “Yaptıydım, yaptın, yaptı” tarzında sürüp gidiyor.
Mikrofonu eline alınlardan, “sorunlarımız şunlar, çözümleri de şöyle olmalı ve şu yollardan çözüme gidilmeli” diyenleri duymaz olduk.
Karaman özelinde de kampanyalar başladı sayılır. Çarşı pazar, köy kasaba ziyaretleri veryansın devam ediyor.
Bahsettiğimiz siyasi olgunluğa bir güzellik daha katılabilir mi acaba?
Seçilme şansı yüksek olsun olmasın tüm adaylar, tespit ettikleri sorunlar, bu sorunların çözüm yolları ile vatandaş karşısına çıksa ne güzel olur.
Çok sık kullanılan “Halka hizmet, Hakk’a hizmettir” sözünün bir gereğidir de bu aslında.
“İktidar olamazsanız bunları nasıl yapacaksınız” sorusuna da verilecek bir cevap elbette var. “Biz sorunları ve çözümlerini ortaya koyalım da biz olamasak da iktidar olanlara bir fikir vermiş oluruz” cümlesi kazanmak kadar önemlidir.
Eğer siyaset halka hizmet Hakk’a hizmetin bir aracı ise, bu siyaset görevi, bu davranışla biraz da olsa yerine gelmiş olmaz mı?
Geçmişte Karaman tüm seçimlerde olgun bir dönem yaşadı.
Bu seçimlerde de bunun tekrarını ve belki daha da tekâmül etmiş halini görmek arzusundayız. Kavgaların kazananı olmaz. Azdan az, çoktan çok gider.
Üstelik halkımız da sakin ve gerginliklerden uzak bir ortamın beklentisi içinde.
Karaman uzun süredir bir durgun dönem yaşadı ve kalkınmasında bir aksama gözleniyor. Başlanmamış veya yarım kalan pek çok yatırımın harekete geçmesi arzusu tüm kesimlerde mevcut.
Ayrıca Ankara başta olmak üzere Karaman dışındaki Karamanlılar sayesinde güçlü bir lobimiz ve hemşeri potansiyelimiz de var. Bunun Karaman’a yansıması maalesef çok ama çok zayıf kalıyor.
Mecliste de güçlü ve liyakatli bir temsili Karaman fazlası ile hak ediyor.
Vatanımız, Milletimiz ve hassaten Karamanımız için hayırlısını diliyor, bu mübarek günlerde dualarımızı bu yönde yoğunlaştırıyoruz…
Diliyoruz ilgili kişiler tarafından bu beklentilere en güzel cevap verilir.