Mermer Organize Sanayi Bölgesi fikrini ilk defa Prof. Birol Mercan’dan duymuştuk. Detayları ile çalışılmış bir proje idi.
Karamanın o tarihlerde yönettiğimiz FERMAN Gazetesi bürosu, bir fikir arenası idi. Çok sayıda Karaman sever ve Karaman Hizmetkârı bir mektep talebesi rahatlığı ile toplanır, samimi, bol kahkahalı ama mutlaka Karaman sorunlarını içeren sohbetler edilir ve harika fikirler oluşurdu. Uygulayıcılara da o fikirleri uygulamak düşerdi. Çok sayıda proje o fikri arenasında şekillenmiş ve uygulanmıştır.
Öyle bir toplantıda ele alınmıştı bu proje. Üniversitede Tıp Fakültesi de dâhil pek çok verimli hizmete imza atan Prof. Ercan Oktay da bu ve diğer projelerin detaylı araştırmalarını yapanlar arasında idi.
Karaman mermer yatakları açısından dünyanın en önemli merkezlerinden birisi. Ne var ki bu madenin arama ve çıkarılma işlemleri vahşi yöntemlerle yapılmakta. Dahası Karamandan çıkarılan mermerler başka illere giderek oralarda işlenmekte ve dünya pazarlarına sevk edilmekte.
Bir tıra yüklenen 20-30 tonluk bloklar çok fazla bir maliyet ile işleneceği fabrikalara ulaştırılıyordu. Üstelik işlendikten sonra kalan ürün taşınan blokların yarısından da az bir ağırlığa düşüyordu. Yani tırlar yarıdan çok fazla moloz taşıyordu. Bu tırlar trafik yoğunluğu ve ağır tonajları ile yollara zarar vermesi ile de olumsuzluk oluşturuyordu.
Bu mermerlerin işlenmesi için Karaman’da tesisler kurulmalı idi ki bunların prosedürleri ayrı ve özellikleri olan tesisiler idi. Dolayısı ile ayrı ve kontrollü bir organize bölgesi şartı vardı.
Yerel basın bombayı patlattı. Yer tespiti için karar alınmış. Ne mutlu…
Dileriz gelen uzmanlar liyakatli olur, uygun bir alan seçilir, ahbap çavuş ve siyasi ilişkiler göz önüne alınmadan gereken kıstaslar tam olarak yerine getirilir.
Kısa zamanda o bölgede modern tesislerde mermerlerin işlendiğini, blok mermer taşıyan tırların ve hızlı yük trenlerinin işlenmiş mermerleri ihracat için Mersine taşıdığına şahit olur daha da mutlu oluruz.
Bu arada şehrimizin meşhur bir Urganı var. Bölgede daha çok et üretimi için besicilerimiz var. Yıllar önce ileri görüş olarak o bölgeye toplanan besi ahırları gelişen şehir yapısına göre yetersiz ve olumsuz bölgede kaldı. Üstelik binlerce konutun arasında ve yılan hikâyesine dönen çevre yolu kenarında kaldı…
Bölgede hızla üretilen TOKİ konutları binleri buldu ve bu ahırlara komşu oldu.
Elbette ahırlardan yayılan gübre kokularına da ortak oldu.
Türkiye’nin değişik yerlerinde örneği olan ihtisas besi bölgeleri var. Modern tesislerde ve bir arada çok sayıda hayvanın rahatlıkla beslenebileceği tesisler. Tesis sakinlerinin ortak olduğu süt işleme tesisleri, yem tesisleri, kesimhaneler ve hatta et işleme tesisleri bir arada çok mükemmel bir fikir.
Mermer konusunda geleceğinden umutlu olduğumuz bir çalışma başlaması güzel bir haber ama yeteli mi?
Bu hızla; Organize Besi Bölgesi, Lojistik Merkez, Kargo Hızlı Tren ve yılan hikâyesine dönen Karaman Havaalanı da bir ivme kazansa ve projeler uygulamaya konulup hayata geçirilse.
Eskiler doğacak bir bebek haberi aldıklarında sevinçlerini anlamı bir cümle ile noktalardı: “Sofraya bir boğaz daha geliyor, bir kaşık daha eklenecek ama o kaşığa aş lazım. Daha fazla üretmek lazım”
Hızla artan nüfusun yeni nesillerinin ilk hedefi devlet kadrosunda bir masa başı ve akşama kadar internette oyun oynamak. Bu düzen böyle gitmeyecek birileri devlet kadrolarında bu hantal yapıyı siyasi rant amacı ile kullanmak yerine verimli kullanmaya başlayınca yeni nesillere iş ve aş lazım.
Bu projelerin hepsi de üretime yönelik ve aynı zamanda iş ve aş kapısı.
Bu mutlu haberi yakında yeni güzel ve mutlu haberler takip eder umudundayız.
Beklentisi içindeyiz.
Onlarca yıldır ısrarındayız.
Ve bu gün de takibinde ve talebindeyiz.