Gönlümüz başlığı “Türk Dil Bayramı ve Yunus Emre’yi Anma Törenleri” olarak yazmak isterdi. Ama Koca Yunus bu etkinliklerden bir iyi niyet gibi gösterilerek çıkarıldığından isim kısaldı.
Değerli dostlar bu yılki kutlamaların yapılmaması üzerine güzel şeyler yazdılar.
Bir açıdan iyi oldu gibi. Çünkü bu yıl siyasi şovlardan geçilmeyecek, tatsız bazı olaylar bile olabilecekti. Kırılan dökülen olmaması için bu karar bir açıdan iyidir.
Ama seçimi bahane edip de bu yılki kutlamaları tamamen yok saymak da biraz garip oluyor.
Geçmişe şöyle bir göz atarsak bu törenler her zaman 13 Mayıs Günü yapılmadı ki…
Madem seçim nedeni ile birtakım olumsuzluklardan kaçınmak için programlar yapılmadı Rabbimizin günü bitmedi ki…
Geçmişte farklı günlerde kutlandığı gibi bu yıl da farklı bir gün tespit edilerek kutlanabilir.
Henüz vakit de geçmiş değil…
Hem de her zaman tekrar ettiğimiz çerçevede kutlanabilir.
Bu törenlerin amaçlarına bakacak olursak:
Öncelikle Türk Dilinin Önemi…
Türk Dili ve Karaman bağlantısı…
Türkçemizin korunması ve yaşatılması…
Yeni nesillere dilimizin önemini ve koruma yollarının aşılanması…
Türk Dünyasındaki farklı lehçelerin tanınması ve yapısı bozulmamış değerlerin ortak değer olarak yaygınlaştırılması.
Akademik kesimin bu konuya dikkatinin çekilmesi.
Elbette halkın eğlence beklentisi var. Bu konuda da kantarın topuzunu kaçırmadan kültürel ağırlıklı eğlenceler…
Bu konuda Devletimizin güzel projelere katkısı her zaman oldu. Ayrıca Karaman sanayici ve iş adamları bu kutlamalarda oldukça cömert ve bilinçli davrandılar.
Ne yazık ki her geçen yıl halktan uzaklaşıp bir burjuva yapısı içinde, ağır protokol kurallarına boğdurduğumuz kutlamalar kapitalist mantığa yenik düşmeye başladı.
İnsanımız kendisinin içinde bulmadığı konulara sıcak bakmaz. Beklentilerine uymayan konuları duymamazlıktan gelir. Tuzu olmayan ve buz gibi soğumuş çorbaya kimse kaşık salmaz.
Bilimsel ve kültürel etkinlikler çok güzel harman edilip, eğlence tadı tuzu ile sunulsa elbette ilgi ve katılım çok daha fazla olacaktır.
Esnaf, sanatkâr, çiftçi, köylü, işçi ve özellikle de eğitim çağındaki tüm öğrencilerimizin dahil olmadığı hiçbir program kutlama sayılamaz.
Kendimiz çalar kendimiz oynarız.
Beş kuruşluk davetiyeyi düşünemeyip, lütfetmeyip unuttuğumuz çok saygın kişilikler bile kırgın, buğuz dolu bakışlarla uzaktan seyrederler…
2023 yılının daha 5. ayındayız. Yıl bitmedi.
Eğitim takvimi de düşünülerek uygun bir tarih tespit edilip pekâlâ kutlamalar yapılabilir.
Hatta kalan aylara öyle farklı etkinlikler konulur ki dolu dolu bir yıl olur.
Tabi KMÜ nün birkaç gün önce boş salonda yaptığı toplantılar gibi değil. Çok büyük bir hevesle karşıladığımız umutlandığımız, büyük beklentiler içine girdiğimiz, hemşerimiz Sayın Rektör; bu ziyaret, kabul kutlama ve kare kare fotoğraf furyasından kurtulabilirse Üniversitemize de bu konuda çok büyük iş düştüğünü fark edebilir. Umudumuza sahip olmaya çalışıyoruz.
Valilik ve Belediye arasında bazen paylaşılamayan bazen de birbirlerine ikram ettikleri bu kutlamaları bu yıl bir STK ya devrederek tarafsız bir çizgide yardımcı olmaları da en güzel çözümdür.
Gün bugün değilse bile seçim telaşından sonraki günlerdir.
Vebalini de hatırlatmak gerekir mi bilmiyoruz.