Yapımcı azimli…
Öyle bir film olmalı ki gişe rekorları kırmalı.
Klasikler arasına girmeli.
Sinema tarihinin başyapıtları arasında yer almalı…
Para için tüm muslukları açıyor. En iyi yönetmeni ve ekibi buluyor.
Film çekimleri çok iyi gidiyor ve milyonlar su gibi harcanıyor. Harika sahneler kaydediliyor.
Filmin sonuna doğru büyük bir köprünün bir patlama ile yıkılması var. Yönetmen harika bir maket hazırlatıp yapımcının fikrine sunuyor.
Yapımcının kafasına yatmıyor. “Bu kadar masraf ettik, filmin can damarı olan sahne maketle olmaz” diye çıkışıyor.
Hesap kitap yapılıyor, harcanan bütçeden çok daha fazlası gerçek köprü sahnesi için harcanacak. Yapımcı son bir gayretle tüm varlığını ortaya koyuyor ve talimatı veriyor.
Gerekli izinler alınarak uygun bir yere köprü inşa ediliyor.
Artık son gün. Patlayıcılar yerleştiriliyor, fitiller ateşe hazır.
Yönetmen çok ileri görüşlü, bu büyük olay için bir iki kamera olmaz. Çeşitli konumlara onlarca kamera yerleştiriyor. Hem işi garantiye alıyor, hem de değişik açılardan görüntüler elde edip en iyilerini kullanmak niyetinde.
Derken geri sayım başlıyor ve “ateş” komutu ile müthiş bir patlama yaşanıyor. Toz duman, yer yerinden oynuyor, enkazlar havalarda uçuşuyor.
Ortalık durulunca yönetmen büyük bir merakla telsizini eline alıp kameramanlarla konuşmaya başlıyor…
Soru “Ne yaptın sonuç nasıl”
Kamera 1 “Sarsıntı çok fazla idi kameram sabit kalamadı çekemedim”
Kamera 2 “Kafama bir taş çarptı yaralandım çekemedim”
Kamera 3 “Patlamadan dolayı sular bastı ve kamera kullanılamaz halde ve çekimler de tabi yok oldu”
Sondan bir öncekinden kamera: “Kameraya film takmayı, (kaset koymayı) unutmuşum. Özür dilerim.”
….
Cevap 10 -15 derken tek bir çekim yok. Umut son kamerada… O da çekmedi ise tonlarca para ve filmin diğer çekimleri mahvolacak.
Yönetmen merakla, son kameramanın kanalını açıp titreyen bir sesle soruyor: “Hey dostum nedir durum?”
Son kameraman sakin ve keyifli bir sele cevaplıyor:
“HER ŞEY YOLUNDA VE HARİKA…
Hazırım PATLAMAYI BEKLİYORUM”
Bazı konulara müdahil olması gerekenlere, her türlü imkânları olan ve “biz yetkeniz, başarılıyız, her türlü ortama hazırlıklıyız” deyip de, çok çok büyük, pek çok patlamadan haberi olmayanlara İTHAF olunur…
Hele bir de kamerasına film takmayı, kaset koymayı unutanlar var ki… Onlara edilecek lafı edebiyat içeriyor da edep kapsamı içermiyor.
20250408