Gün geçmiyor ki ÖMK (Öğretmen Meslek Kanunu) ile ilgili bir haber internet sitelerine düşmesin.
Vay efendim, öğretmenler sosyal medyada; öğrenci, okul görüntülerini paylaşırsa ceza alacak…
Vay efendim, yetersiz öğretmenler görevden atılacak…
Vay efendim, idareciler tekrar eğitimden geçirilecek…
Vay efendim, Eğitim Akademisi kurulacak…
Vay efendim, falan filan…
İnsan üzülüyor.
Öğretmenle ilgi haberler, ısıtılıp ısıtılıp gündemde tutulmaya çalışılıyor.
Her bir haber öğretmenin motivasyonunu bozma temelli…
Korku, kaygı verici; tedirgin edici, incitici idi…
Nedir bu öğretmen düşmanlığı!
Anladık, her zaman olduğu gibi kürekle verip kepçeyle alacaksınız.
Birkaç olumlu adım, ardından baskılar, yasaklar…
Hatırlayın referandumları…
Şaşalı konuşmalar, hoşa gidecek laflar…
Özgürlük, demokrasi…
Araya sıkıştırılmış, hak gaspları…
Aynısı ÖMK’de!
Öğretmeni, bir sürü sınavdan, mülakattan geçireceksin sonra da “Dur ben iyi seçememişim, gözümden kaçırmışım.” diyecek, öğretmeni yetersiz bulup, görevine son vereceksin.
Olacak iş mi?
Neden öğretmen?
O kadar meslek gurubu var, hiçbirinde böyle bir uygulama yok!
Kimse seni atadık ama sen yeterli misin, değil misin, demiyor.
Öğretmene gelince, elli tane kriter koyuyor; kritere uyup uymadığını kendinizce ölçmeye çalışıyorsunuz.
Öğretmene dokunma!
Öğretmenin gereğinden fazla çözüm bekleyen sorunu var, kendi derdi kendine yetiyor!
Öğretmenin çalışma koşulları cidden çok zor.
Dışarıdan göründüğü gibi hiç değil.
Kırk, kırk beş kişilik sınıflarda ders anlatmaya çalışıyor…
Velilerin baskısı haddini aşmış durumda, öğretmeni veliler yönetir olmuş.
İdarenin başarı beklentisi dersen, o ayrı bir sorun…
CİMER şikâyetleri, demokrasinin kılıcı gibi…
Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de meclisten geçirilmek istenen ÖMK!
Kaşıkla verip, kepçeyle geri almak, buna denir.
Bir sürü mesleki yeterlilik kriterleri gündemde…
Zorlaştırılmak istenen atama süreçleri…
Sırat köprüsünden geçmek daha kolay sanki…
Öğretmenleri rahat bırakın!
Bu kadar baskı çok fazla!
Öğretmenler bu şartlarda görev yapmazlar.
Şikâyetler çığ gibi…
Kafasına esen öğretmeni şikâyet ediyor.
Neymiş, öğretmen çocuğuna notu az vermiş.
İyi de bırakın öğretmen, öğrenciye not verme hakkını kullansın.
Olmadı, notları da veli versin, dersi de veli anlatsın!
“Öğretmenler, yeni nesil sizlerin eseri olacaktır.” diyen bir anlayıştan, Öğretmenler, biz ne dersek, onu yapacaksın!” diyen bir anlayışa geldik.
Bu anlayış, eğitimi bitme noktasına getirdi.
Eğitim resmen çöktü.
İşin kötüsü son yirmi yıldır, bitmeyen bir eğitim reform süreci var.
Her dönem eğitimle ilgili bir şeyler gündeme gelir, konuşulur, alınan kararlar yasalaşır; kısa bir süre geçer, hiç bunlar olmamış gibi, yeniden gündem oluşur, konuşulur; konuşulanlar yasalaşır, sonra bir daha…
Sonuç, elde var sıfır…
Ne oldu?
Siz sorunun çözümünü olmadık yerde ararsanız sonuç hiç değişmez.
Yeni müfredatmış, yüz yılın maarif modeliymiş…
Geçin bunları…
“Kötü öğretmen, kötü öğrenci, kötü veli yoktur, kötü eğitim sistemi vardır.”
Öğretmenden ne istiyorsunuz?
Öğretmene dokunma!
ÖĞRETMENE DOKUNMA
Yayınlanma :
11.06.2024 14:01
Güncelleme
: 11.06.2024 14:01
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: