Önce şunu söyleyelim: Samimi insan söylediğini yüreğinde duyan ve uygulayandır.
Biz Türkler samimi insanlarız.
Sevgimiz de samimidir, öfkemiz de samimidir, inancımız da…
Biz Müslümanız.
Bu yüzden dünyada nerde bir Müslümanın burnu kanasa, biz üzülürüz.
Üzülmekle de kalmaz, tepkimizi ortaya koyar, saldırılacağı açıklanan gemiye biner, gerekirse şehit oluruz…
Bu yüzden :
- Filistin davası, bizim de davamızdır.
- Kudüs bizim de meselemizdir.
- Mısır’daki Rabia’ya ağlar, zalime kin bağlarız.
- Mülteci olmak için deniz yoluyla kaçmaya çalışırken, batan motorda, botta, gemide boğularak hayatını kaybeden Müslümanlara, inanın bizim kadar kendi devlet yetkilileri ve halkları üzülmüyordur bence…
- Arakan’ın neresi olduğunu bilmesek de, Arakan Müslümanlarının dramını gündeme biz getiririz. Savunmasını biz yaparız onların.
- Camilerimizde bütün Müslümanlara dua eder, çıkışta para toplar yardımlar göndeririz.
Çünkü biz Müslümanız. İnancımızın gereğini yaparız. İnananlar kardeştir, kardeşimizin derdini, acısını paylaşırız.
Çünkü biz samimiyiz. İçimizdekini yansıtırız...
Ama, acaba niye, diğer Müslüman devlet ve milletler ( Pakistan hariç) Müslüman Türklere bizim onlara gösterdiğimiz ilgi ve samimiyetin onda birini bile göstermezler?
Mesela:
- Niçin Arap ülkeleri ve halkları Çin’in kültürel soykırım uyguladığı Doğu Türkistan Türkleri için bir üzüntü, bir öfke, bir tepki ortaya koymazlar ?
- Kıbrıs’ta, Karabağ’da, Kerkük’te... Türkler hunharca katledilirken niçin Mısır’dan, İran’dan, Filistin’den bir tepki gelmez?
- Neden Türkler söz konusu olunca “Müminler ancak kardeştir” hiç hatırlanmaz?
İnsanların inancına saygı duyarız. İnanç olmalı. Ama mutlaka samimi olmalı.
Samimi insan söylediğini yüreğinde duyan ve uygulayandır…
Gerisi lafı güzaftır.
Vesselam.