Bucakkışla Sık Virajlarda, taşın içinde gördüğüm bir ardıç, beni Seyir Terasına götürdü.
Görmek, bakmak farklı kavramlar. Bakmak ve Görmek Arasındaki Fark: Bakmak şahitliği, görmek derinliği ifade eder. Bakmak sadece gözle olur. Görmek, akıl, kalp ve gözün devreye girmesiyle gerçekleşir.
“Bakmakla görmek arasındaki fark nedir?” diye sormuşlar Mevlana'ya…
Cevaplamış: “Senin bakışına bakan herkese; ama ya görebildiğini herkes görebilir mi? Aralarındaki tek fark sensin…”
Önünden yüzlerce geçtiğimiz bu Sık Virajlarda manzaranın güzelliğini, bu ardıç sayesinde gördüm. Muhteşem Göksu Vadisi ayaklar altında.
Sağ tarafta Çukur Köyü, Bostanözü, yemyeşil orman, Bucakkışla, Göksu Nehri, Bıçakçı Köprüsü, Mavi Göl, Kurucabel. Böyle, güzel bir manzara seyir terasından seyredilmez mi?
Elbette seyredilmeliydi. Kolları sıvadık. Alatalı Hasan Ustam, ekskavatörüyle ardıcın çevresini açtı. Kırılan taşları Bayırlı Ustalarım duvara dönüştürdü. Su Uçtu Şelalesi ve Kral Yolu' ndan tecrübeli Çukurlu Ustalarım çevre düzenlemesine başladılar.
Kısacası ÇOĞU GİTTİ, AZI KALDI.
Marangoz Mehmet Doğan, kamelyayı da tamamladı mı işi bitirmiş olacağız.
Virajda bulunan Seyir Terası, trafik açısından sıkıntılı bir noktada. İnşaallah Karayollarının yardımıyla viraj dönüşünde otopark yapabilirsek iyi bir çözüm bulacağız.
Yüce Allah, tamamlamayı nasip etsin.