22 Kasım da Hollanda Meclisine 150 vekil seçimi yapıldı.
Ne konvoylar ne korna sesleri vardı. Sadece halk pazarlarına duran partililer, partilerinin proğramlarını bildiren broşürler dağıttılar.
Ne yapacaklarını, vaatlerini seçmen okudu ve ona göre oyunu kullandı.
Birde, televizyonda bütün parti liderleri ve moderatör bir masa etrafında ayakta,
Salonu dolduran seçmen oturuyor. Bazen de güzel cevapları alkışlıyor.
Hiç bir taşkınlık yok, hiç bir nara figan yok.
Asiller oturmuş vekillerin davranışına ve cevaplarına göre oy kullanacak.
Hiç bir parti başkanı "sen kimsin ya" demiyor.
Kavga yok, hakaret yok.
Sadece gelecekte ki hükümet kurma planlarını, ne yapacaklarını, ekonomik sorunları sorgulayan moderatöre cevap veriyorlar.
Bu şekilde seçimlere gidildi.
Ne yazık ki ,bir çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi aşırı sağcı ve ırkçı oylarda müthiş artış oldu..
Irkçı parti PVV in lideri Wilders bu seçimlerde Müslümanlara karşı biraz daha ılımlı söylemler dile getiriyordu.
Ancak mülteci sorununu kullanarak parlemento da 37 vekil ile en büyük parti oldu.
Diğer partilerin Wilders ile koalisyon kurmayacaklarını söylemelerine rağmen,
Hollanda da ki konut sorunu, sokaklarda kendi dillerinde ki müziklerden ve tirende bağıra bağıra konuşmalardan, dış kapı önünde oturup tüm mahalleyi rahatsız eden yabancılardan bıkan, kaldırımda 3 Suriyeli genç yürürken karşıdan gelen yaşlıların kaldırımdan inmek zorunda kalmasından ,saygısız davranışlardan bıkan Hollandalıların %25 i Irkçı partiye oy verdi.
Wilders "benim ülkem mülteci kampı olmayacak. Önce Hollandalı"dedi.
"Hollanda tekrar Hollandalıların olacak" dedi.
Ve kazandı.
Bir diğer sebep de;
Komşum oyunu kullanmış geliyordu, beni görünce gülümsedi oyunu kime verdin Ali dedi.
Ben de, ben Türk'üm kime oy verdiğimi söylemem dedim.
Gülüştük,O da, Senin memleketlin Dilan’a vermedin mi? dedi. Yok, vermedim dedim.
Hollandalı komşum, Dilan’ın arkasında bir fotoğraf var gördün mü dedi.
Gördüm dedim.
Hollandalı devam etti, eli silahlı bir terörist kadın fotoğrafı var.
Ben yıllarca VVD e yani Rutte nün partisine oy verdim.
Şimdi baktım Dilan bir ırkçı, kendi kendime dedim ki,
Elin Türkiyeli ırkçısına oy vereceğime kendi ırkçıma veriyim dedim, Wilders a oy verdim dedi.
Ben de Dilan’ın arkasında ki fotoğraftaki silahlı kadının bir Ermeni Taşnak teröristi olduğunu söyleyemedim.
Sırf yabancı diye birçok Hollandalı Dilan a oy vermedi VVD bu yüzden 10 vekilini Wilders in partisine kaptırdı.
Demokrasi herkes istediğini seçer dedim, yürüdüm.
Şimdi diğer partiler Wilders ile hükümet kurmak istemiyor ya.
Bu Wilders’ı daha da popüler yapacak. Hükümetten uzak tutulursa gelecek seçimlerde daha çok oy alacağına inanıyorum.
Bizim için ha Wilders’ha Dilan pek farkı yoktu.
Türk hükümeti daha dikkatli bir Hollanda politikası yürütmeli.
Bunların istediği Türkiye ile kavgacı politika yürütmek, çünkü ondan nemalanacaklar,
Oylarının artacağını biliyorlar.
Bir Türk bakanına veya politikacısına müsait değiliz derler ise Hollanda’ya gelmesinler.
Hollanda'da ki Türk vatandaşları da daha dikkatli olsun.
Korna ile sokaklarda dolaşmaya son versin. Düğün konvoylarına son versin.
Hele düğün konvoyu giderken arabanın penceresinden kurusıkı silah atmaları bırakın artık. Bunlar Türk e kötülüktür.
Karşıda ki Türk düşmanlarına fırsat vermeyin.
Demokrasi bu işte istemesek de, çoğunluğun seçimine saygı göstermek zorundayız.
Not: Hollanda’daki milletin sırtından geçinen sivil toplum örgütü, dernekler.
Türk hükümetine bu milletin mağduriyetini bildirin. Hiç olmazsa Hollanda’dan götürdüğümüz telefonlarda 6 ay bari Türk hattını kullanabilelim.