Hani hep “aah o eski Ramazanlar” diye başlarız.
O aah , neyin özlemi acaba?
Ramazanlar aynı Ramazan,bazen yaz aylarına,bazen kış,bazen bahar aylarına denk gelen, her yıl bir önceki yıldan 10 gün evvel başlayan Ramazan hep aynı Ramazan.
Her yıl Ramazan ayı geliyor da, kaybettiklerimiz geri gelmiyorlar..
Yeni sene yine Ramazan ayı gelecek.
Ama bu yazıyı yazan veya okuyan yeni sene Ramazanı göreceğine kimsenin garantisi yok.
Sahur aynı ,iftar aynı ,teravih aynı,sadece rakamların deĝiştiĝi takvim aynı.
İyi de , O aah ettiĝimiz ne?
O aah ;
Su misali akıp giden ömüredir.
Neşelere,acılara,yıllaradır.
Sevdiklerimizin bir bir,bu dünya dan göçüp gitmesinedir.
Yokluĝun,kıtlıĝın ne olduĝunu bilen,toprak damlardaki sarı samanı atlara,ineklere yediren ama bir dönüm topraĝını satmayan.Bir yeni bahara umut baĝlayan,iftar sofrasında,
“Allah’ım,vatanımı,milletimi yokluktan,kıtlıktan koru..Yarap yıkık gönül koyma,olmayanlara da ver.”diye dua ederken, gözlerinden damlalar süzülen ,dedemin göz yaşlarınadır...
“Sen tekne orucusun guzum” diye beni sıkma ile doyuran Annem’in sesine,beni kandırmasınadır..
Hem öĝlen karnımı doyurup,hem de oruç tuttuĝuma inanışıma o aah..
O aah,çocukluĝumuza,gençliĝimize,kaybettiĝimiz sevdiklerimizedir.
Aah o mis gibi tereyaĝı kokan iftar sofraları,Anamın uĝra kokan mayalı ekmekleri.
Babam gurbetteydi.Babam gurbete gittiĝinde 6 yaşımdaydım.
2 erkek evladını kaybeden,4 kızı olan dedemin ilk erkek torunu bendim.
Her bayram sabahı,gelir elimden tutar.Namaza götürürdü beni.Namazdan sonra beraber kabristana giderdik. 2 dayımın mezarına her uĝradımızda "İbrahim dayın oĝlum" derdi ağlardı.
Sonra Mustafa dayıma uĝrardık dedem yine ağlardı.
Ben dayılarımı hiç görmedim ama dedem aĝlayınca ben de aĝlardım..Sonra dedemin elinden sımsıkı turtardım..Dedem kendi aĝlarken bana aĝlama oĝlum,aĝlama derdi..
O dedesiyle Bayram Namazına giden,mezarlıkta aĝlayan,karnını tıka basa doyurup birde tekne oruçuyum diye böbürlenen çocuk büyümüş,ihtiyarlamış.Acı üstüne acılar görmüş.
O elinden sımsıkı tuttuĝu dedesini,kardeşini,annesini kaybetmiş.Kalbinden yaralar almış.
Gurbet ellerde aah eski Ramazanlar diye,Ramazan'ı karşılıyor..
Aahlarımız Ramazanlara deĝil,elimizden kayıp giden sevdiklerimize,kaybettiklerimizedir..
Gurbette Ramazanlar daha bir başka olur.
Din’i yabancı,dil’i yabancı,Minaresiz,ezansız,selasız gurbet Ramazanları daha acı geçer.
Kızıl suratlı ırkcıların oruçluyu hor gördüĝü yerlerde zor olur Ramazanlar.
Bazen acele sahur yapar,işe gitmek için yola çıkarsın..Bazen iftarı yollarda açarsın..
Gurbette Ramazanları kolay sanmayın.
Oruçlu çalışırken gün uzarda uzar..Karşındaki Ramazan'ı bilmez.Oruçu tanımaz.
Gurbette garip olur Ramazan'lar..
Gurbetçinin bulutlu yüreği iyice bulutlanır..Gözlerinde nem olur Ramazan'larda..
Türkiye de teravih kılınır.Hollanda da iftar olur.
Bir şekerle iftar edip,2 saat sonra sofraya oturduĝum olmuştur.
Ömür ; Deli bir Yılkı At’ın yelelerinden tutunmuş süvarinin mahmuzladıĝı,bozkırda uçarcasına geçip gitti.
Her Ramazanda,her Bayramda ,ne zaman evlatlarımla bir araya gelsem, aah eski Ramazanlar derim.
Amma ahım Ramazana deĝil.
Kaybettiĝim sevdiklerime,adetime ,töreme.köyüme.
Baba hasretiyle geçen çocukluĝuma,aah ederim.
Sonra kendim gurbette gidip,tüm sevdiklerime olan hasretime aah ederim.
Torunlarımı baĝrıma basarım..Kardeşim,anam,dedem gelir aklıma...Derin bir aah ederim.
Aah eski Ramazanlar dediĝimize gücenme Ramazan.
Sen hep aynı Ramazansın..Deĝişen insanlar.
Deĝişen sadece insanın acıları ve ömür sayfaları..
Tüm okurlarıma hayırlı Ramazanlar dilerim...Allah oruçlarımızı,ibadetlerimizi kabul olanlardan eylesin...