Karaman’nın
birçok kasabası nüfus yetersizliğinden belediyeliği kaybetti.
Bu
belediyelerde nüfus yetersiz miydi?
Hane
sayısına bakılmazsa , yaz aylarında nüfusun ikiye katlandığı hesaba katılmazsa
,Avrupa da yaşayan Türkler adamdan sayılmazsa , evet yetersiz..
Karaman’ın
bir beldesinde evin var. Elektrik, su abonesisin, toprağın orda, mezarın orda, yüreğin
orda. Her yıl 2 aydan 5 aya kadar orda yaşarsın , belediyeliği kaybederken
oranın nüfusundan sayılmazsın..
Amma
Ankara ya milletvekili seçerken vatandaş oluverirsin birden.
Seçimi
Tv den izleyen, miting ne bilmeyen Avrupa ‘da, miting yapmaya kalkarız,
oy kullanma salonları hazırlarız.
Sokakta
korna çalması yasak olan ülkede korna çalarız.
Kendi
köyünde, kasabasında seçmen sayılmayan gurbetçi, birden kıymete biner...
Hollanda
da seçim zamanıydı. Hollanda hükümeti Türkiye’den gelip Hollanda’da miting
yapılmasının kendisine oy kaybettireceğini biliyordu.
Yabancı
düşmanı, ırkçı partilerin istismar ettiği bu durumu bilen hükümet Türkiye’den
siyasetçi gelmesini istemedi.
Bizim
bakan Roterdam’a geldi. Hollanda polisi engelledi.
(Suriye
den bir parti veya Türkiye de 200 bin Ermeni olduğu söyleniyor, Ermeni hükümeti
veya Rumlar Ankara’da, İstanbul da miting yapacağım dese, biz razı olur muyuz?)
Roterdam’ın
müslüman belediye başkanı polise vur emri verdi.
Türkler
sokaklarda, Hollanda’ın atlı, köpekli polisleri de sokakları tuttu.
Ankara’dan
Türkleri sokaklara çağıran parti liderleri vardı.
Türk
gençlerini köpekler ısırdı, şükürler olsun ölüm olmadan olaylar bitti.
Roterdam’da
olay biter ama Hollandalı’nın dilinde bitmez.
Trene
binip işe giderken, ‘keşke Hollandaca anlamasam, keşke duymasam’ dediğim çok
olmuştur.
“Bu
Türkleri göndereceksin ülkelerine. Defolup gitsinler. Bunlardan Hollanda
vatandaşlığını alacaksın. Aldıkları sosyal yardımları keseceksin” gibi daha bir
çok küfürlü sözler duyarsınız..
Basında
vatandaştan geri kalmaz, onlarda hemen çifte vatandaşlığı sorgulamaya başlar.
Amma
evde oturan, çalışmayan, gazete okumayan, sosyal yardımla yaşayan ve A haber
izleyen Türk, evde çoşar. ‘Oy kullanıyorum’ diye kendini çok önemli zanneder.
Hep
kendime sormuşumdur, Benim güzel Kılbasan’ım yaz aylarında nüfusu 4000 binleri
bulurken,
beni
adamdan saymayan devlet, milletvekili seçiminde neden? adamdan sayıyor diye.
Bu
soruyu kendime sorduktan sonrada oy kullanmadım ve kullanmayacağım.
Son günlerde
Almanya’da bazı şeyler yaşanıyor.
DW
Türkçe’nin araştırmasına göre, irili ufaklı 396 kenti bulunan Kuzey Ren
Vestfalya’da Gelsenkirchen ve Bünde kentleri Türkiye kökenlilere mektup yazdı
ve onlara vatandaşlık statülerini sordu.
Formda,
“Türk hükümetinin bildirdiğine göre, pek çok Türk vatandaşı, Alman vatandaşı
olduktan sonra yeniden Türk vatandaşlığına geçmiştir” deniyor. Ve hem Türkçe
hem de Almanca ‘1 Ocak 2000 tarihinden itibaren Alman vatandaşı olmanıza
rağmen, bunun yanı sıra müsaade almayarak Türk vatandaşlığına geçtiniz mi?’
diye soruluyor.
Bu
vatandaşlıktan çıkaracağım, sorguluyorum demek.
Avrupa’daki
Türk’ü yaşadığı ülkeyle kavga ederek, kavga ettirerek koruyamazsınız.
Avrupa’daki
Türk, Türkiye’nin sevgi köprüsüdür, gönüllü elçisidir, turizm propagandacısıdır.
Alın
teriyle kazandığı para ile vatanın en samimi yatırımcısıdır.
Gurbetçi
vatana varır Almancı.. Gurbette istenmeyen Türk..
Siyasetçilerimiz,
gurbetçiyi siyasete alet edip, zaten zor şartlarda yaşayan Türk ü iyice zora
sokmayın.
Ankara’
ya vekil seçmek, oy kullanmak Avrupa’daki Türkün yaşadığı ülkeyle arasını
açacak ise, komşusu ile kavga ettirecekse, sizin olsun seçme hakkı.
Ali abi mevcut hükümet varlığını insanları ötekileştirme çatışma ortamı oluşturma üzerine kurmuş sizleri yurt dışında çok kolay harcar
Karışık olan sizin beyninizdeki partizanlık.Olumsuz bir şey eleştirildiğinde tahammül edemiyorsunuz.Yazıyı bir daha oku, yurtdışı bakanlığı diye bir şey yok yazımda.Konu Almanya'daki çift vatandaşlığın sorgulanması ve sebebinin oy kullanma olması. Listenin de Türk makamlarından alınması. Karışıklık, her şeyi partizan düşünmeyle başlar ve başka bir şey görememekte biter.
Ali abi yine karıştırdın. Seçimden Ak parti antipatisine döndü. Evet Hol***dada o***lar uygun değildi. Evet Hol***da makamlarının da yaptığı uygun değildi. Bunlar gerçekler ve objektif bakışın ürünüdür. Kılbasan meselesine gelince; Bunun örnekleri Belçika'da yaşayan biri olarak diyorum ki aynısı o dönemlerde burda da yaşandı. Bir çok belediye kapandı Tam kesin bir şeyi olmamakla birlikte Charleroi büyük şehirde 17 belediye vardı , şimdilerde bu 10 tane varmıdır bilemiyorum ve tam olarak araştırabilirim. Yani yeterli nüfus olmayınca kapandı. Bu dünyanın her yerinde böyledir. Abi bu maddi bir külfet, yine Karaman'da oturmak veya nüfusa ismini yazdırmak olmazdı çünkü biz çifte vatandaşların bir yerde oy kullanma hakkı var. Yurtdışı bakanlığına gelince abi bu geç kalınmış bir uygulama. Çok daha önce olması lazımdı. Şimdi tam çalışıyor mu o tartışılır. Yani demem o ki, meseleri karıştırmamak lazım. Eleştiri olacak, yerilecek de ama maksat üzüm yemek mi bağcıyı dövmek muallakta kalmış