Ne zaman canımın çok çektiği bir şey yesem,
Allah’ım, olmayana da ver. Yoklukla kimseyi imtihan etme diye dua ederim.
Ama en üzüldüğüm şey.
Fakirimiz sahte, zenginimiz sahte. Zengini de fakiri de israf içinde yaşayan bir toplum olduk.
Hollandalı iş arkadaşımın çok güzel bir Audi A6 sı vardı.
Geçen gün baktım Peugeot 108 ile işe geldi.
Noldu? Peter Audi bozuldu mu? yoksa dedim..
Yok Ali arabayı değiştirdim dedi.
Niye? Dedim.
Ali, benzin korkunç pahalandı. Vergisi de pahalıydı. Her şeye zam gelince,
biraz bütçeme ayar verdim dedi.
Audi’nin yakıtı fazlaydı, Bu Peugeot’un motoru 0,1 litre az yakıyor vergisi az.
Bir yerden kısmam gerekirdi, ben de ilkin arabadan başladım dedi..
Derin düşüncelere daldım..
Yine her zaman yaptığım gibi bizimle kıyasladım.
“telefonunu çıkar telefonunu” diyenlere hep kızardım.
Peter ile konuşunca,
Yahu galiba bizim “telefonu çıkar telefonu diyenler haklı mı ne?” dedim.
Tatil de ülkem de gördüklerim canlandı gözümün önünde.
Adamın cebin de 20 bin liralık telefon ama çocuğuna 20 tl veremiyor.
20 bin liralık telefon kullanacağına 3 bin liralık kullan, borcuna sadık ol.
Dostuna, düşmanına en başta da ailene mahçup olma.
Altında ki araba bire 10 yakıyor ama adam 500 metreye araba ile gidiyor.
Borçtan korkmuyor. Bir traktörü var iken, borç ile bir daha çift çeker alıyor.
Bunların hepsini de ”desinler” diye yapıyorlar.
Fakir ahlaksız olmuş. Yalan hayatına yön veriyor.
Ona buna hava atacağım diye lüks arabaya biniyor. Borcunu ödemiyor.
Fakir diye acıdığın insan, ekmek yediği tabağa tükürüyor..
Zengin;
Bir bakıyorsun çok zengin atıp tutuyor. Konuşurken beşten atıyor.
Bir bakıyorsun fakirden de fakir meteliğe kurşun atıyor.
Sonra dedim ki;
Ali, Hollanda’nın başbakanı bisikletle meclise gidiyor.
Bizim küçük bir kasabanın belediye başkanı makam arabası ile geziyor.
Burada bir yatırım yapılırken, kılı kırk yarıp ne getirir ne götürür.
Maliyeti kaç olur, daha ucuz olur mu diye düşünürler.
Burada hiç bir kişi,hiç bir kuruluş “desinler” diye iş yapmaz.
Allah’ım, ne tuhaf ne acı gerçek.
Burada israftan kaçınan, Müslüman olmayan insanlar, İslami değerlere uygun yaşıyor.
Benim ülkemde, Müslümanım diyenlerin, İslami değerlere uzak olması ne kadar acı olduğunu bilemezsiniz.
Bunu ancak burada görenler anlar.
"Temizlik imandandır" diyen Peygamber ümmetinin arkasında bıraktığı evi görsen,
Yahu bu tam imansız dersin.
Ahlaksız insan da utanma olmaz.
Utanmayan insan da israf olur. Pis olur. Borcunu bilmez, iyilik bilmez.
Tembeldir, yürümeyi sevmez. Gururundan bisiklete binmez
Burada hiç kimse bu ay kiramı ödemiyorum diyemez. Elektrik, gaz faturasını ödemiyorum diyemez.
Kapının önüne koyarlar adamı.
Aylık gelirin belli giderin belli, Audi pahalı geliyorsa Peugeot 108 binersin.
Ama kimsenin yanın da ezik olmazsın.
Vatanım da, gerçek içi kan ağlayan, evlatlarının yüzüne bakamayan fakirlerde var.
Yalancı yüzsüz,tembel iki yüzlü sahte fakirlerde var..
Bu ikiyüzlü, yalancılar yüzünden gerçek fakiri göremiyoruz.
İşçiye aylık verirken dokuz dereden, dokuz su getirip, bir şey kazanmadığını söyleyen zengini dinlesen para veresin gelir.
İşçisine asgari ücreti çok görüp, Suriyeli daha ucuz diye tehdit ederken,oğluna, kızına BMW alıp bindiren zengine de lanet olsun.
Öyle bir çelişkilerle dolu bir ülkem var ki,
Şaşıyorum, dilenciden 400 bin lira çıkan, diğer tarafta muz alamayıp garip garip bakan insanların yaşadığı vatanım.
Toplumları birbirine bağlayan en önemli haslet güvendir.
İnsanlar fakirim diyene, doğrumu acaba? Zenginim diye gerçek mi? acaba diyorsa,
O toplumun sosyal yaşantısı sarsılır.
Yine mübarek Ramazan geldi.
Biri ekmek bulamazken, birileri bal, kaymak yerse, bu o ümmete yakışmaz diyeceğim de.
Yav bizim ümmetliĝimiz de sahte galiba.
Hükümdarımız halk ekmekten bayat ekmek alabilmek için uzun kuyruklarda bekleyen vatandaşlarına manda yoğurdu, bal/kaymak, yulaf ezmesi tavsiyelerinde bulunuyor. Bu yazıyo okuyunca birden aklıma geliverdi. Allah milletimize sabır versin. Audi A6’dan vaz geçip Peugeot 108 kullanan Peter’e selam olsun..