Emin Alper 1975 yılında Karaman Ermenek’te dünyaya geldi.
Liseyi Ankara Fen Lisesi’nde tamamladı. Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği
Bölümü’ne girdi. Ancak kendini sosyal bölümlere daha yakın hissettiğini fark
eden Alper, iki yıl sonra tekrar sınava girip İktisat Bölümü’nü kazandı.
Ortaokul ve lise yıllarından itibaren sinema, tiyatro ve
edebiyat ile ilgilenen Alper, kültür sanat aktiviteleri ile yakından
ilgilenebilmek için tercih ettiğini söylediği Boğaziçi Üniversitesi’nde tiyatro
grubuna takıldı.
O dönemde senaryo denemeleri yazan Alper, üniversitenin sinema kulübüne de girdi.
Birkaç arkadaşı ile birlikte ‘Görüntü’ dergisini çıkardı. Kulüp etkinlikleri
kapsamında filmleri tartıştıkları toplantılar düzenliyor, Zeki Demirkubuz ve
Nuri Bilge Ceylan gibi dönemin öne çıkan yönetmenlerini söyleşilere
çağırıyorlardı.
İlk uzun metrajlı filminin senaryosunu Boğaziçi’nde öğrenci
olduğu yıllarda yazan Alper, Zeki Demirkubuz’dan aldığı eleştiri üzerine çekim
aşamasını erteledi.
Boğaziçi’nde kendisinden alt dönemde okuyan, geçirdiği bir
trafik kazası sonrası mayıs ayında hayatını kaybeden Seyfi Teoman ile tanıştı.
Teoman’ın çektiği kısa film ‘Apartman’da oynadı.
“30 yaşımı bitirdiğimde elimde bir kısa film olmaza bu işi
bırakacağım” diyen Alper, 2005’te ilk kısa filmi ‘Mektup’u çekti. En büyük
destekçisi ise Teoman’dı. Röportajlarında sık sık Teoman’dan bahseden Alper,
‘elimden tuttu’ dediği yönetmenin sektörü tanımasında yardımcı olduğunu
söylüyor.
Ardından 2006’da ikinci kısa filmi ‘Rıfat’ı tamamladı.
Bu arada her zaman ‘çalışkan öğrenci’ olarak anılan
yönetmen, bir yandan Boğaziçi
Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü’nde Modern Türkiye
Tarihi üzerine yüksek lisans eğitimi alıyordu. Daha sonra doktora yapmaya devam
eden Alper, İTÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümü’nde asistanlık yapmaya
başladı.
Memleketini anlattı
2009’da doktorasını tamamladıktan sonra uzun metraj için doğru
zamanın geldiğini hissetti. Aklında İstanbul’da geçen, senaryosunu ‘politik
gerilim’ olarak tanımladığı bir film çekmek vardı. Ancak Kültür Bakanlığı
desteği için daha düşük bütçeli bir film çekmesi gerekiyordu. Üç ay boyunca
Demirkubuz’un tavsiyesi ile rafa kaldırdığı ilk senaryosunun üzerinde çalıştı.
Bakanlık onayı gelince, Teoman’ın yapımcılığını üstlendiği filmin çekimlerine
başladı.
Memleketi Ermenek’te yaşayan iki ailenin bir gününün
anlattığı hikayenin üzerinden yerleşik insanlar ile yörükler arasındaki
çatışmaya değinen Alper, Hürriyet gazetesine verdiği bir röportajda politik
filmler yapmaya çalıştığını, bu filmde de makro anlamda Türkiye siyasetine
gönderme yaptığını söylüyor:
Başlıca Ödülleri
Tepenin Ardı
Berlin Film Festivali, Caligari ödülü, En İyi İlk Film
Mansiyonu
İstanbul Film Festivali, En İyi Film, En İyi Senrayo,
FIPRESCI Ödülü
Taypey Film Festivali'nin Uluslararası Yeni Yetenek
Yarışması, Jüri Özel Ödülü
Saraybosna Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü
Karlovy Vary Film Festivali, En İyi Asya Filmi
Malatya Film Festivali, En İyi Film, En İyi Senaryo, SİYAD
Ödülü
Asya Pasifik Film Ödülleri, En İyi Film
Cinefan Asya ve Arap Sineması Festivali İlk Film Yarışması
Ödülü
Palic Film Festivali, En İyi Film
SİYAD Ödülleri, En İyi Film, En İyi Senaryo