Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik ve Milli Eğitim Bakanı Karamanlı Hemşehrimiz Ömer Dinçer, başörtüsü hakkındaki bir düzenlemenin anayasada yapılmaması gerektiğini vurgulayarak CHP'nin de AK Parti’nin de teklifini çok sorunlu gördüğünü ifade etti.
Karar gazetesi Yazarlarından Elif Çakır’a konuşan Dinçer, “Sadece CHP’nin değil ona karşılık olarak AK Parti’nin önerdiği anayasa da düzenleme yapalım teklifini de çok sorunlu görüyorum” dedi.
Dinçer, açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
Başörtüsüyle ilgili tavır bütünüyle ideolojikti
Anayasalar toplumu bir arada tutacak temel ilke ve değerler üzerine yapılır. İçerik olarak bu tip tali meselelerin anayasa da yer almaları doğru bir yöntem değildir. Bunun sonu da olmaz. Önceki dönemlerde YÖK’ün, RTÜK’ün anayasa konulması ve bu kurumların anayasal kuruma dönüştürülmeleri bu ülkenin önünü tıkayan etkiler yaratmıştır. Yasal düzenlemeye de ihtiyaç yok çünkü bu sorun çözülmüştü. Kaldı ki başörtüsü yasağının en şiddetli ve yoğun olduğu dönemlerde bile aslında başörtüsünü yasaklayan ne anayasal bir hüküm ne de kanuni bir düzenleme yoktu, siyasi aktörlerin ve arka planda da askeri bürokrasinin başörtülülere tahammülü yoktu sadece, başörtüsüyle ilgili tavır bütünüyle ideolojikti.
Bu nedenle, siyasetçilerin temel politika olarak toplumu rahatlatacak teminatlar vermeleri; toplumsal uzlaşıyı sağlayacak tavır içinde olmaları, başka inanç ve yaşam biçimlerini saygı yerleştirmeleri yeterli olurdu.
Doğru çözüm yöntemi şu:
Mevcut anayasamızda temel hak ve özgürlüklerle alakalı düzenleme var zaten. O düzenleme insanın hak ve özgürlükleri esastır diyor ama o insan hak ve özgürlüklerin kullanılmasıyla alakalı bir düzenleme yok. Geçmişte laiklik söz konusu olunca demokrasi ve bazı haklar askıya alınabiliyordu.
Hem AK Parti için yol gösterici olabilir hem de muhalefetin gözünü açabilir düşüncesiyle bir anekdot paylaşmak istiyorum: Biz kamu yönetimi reformunu yaparken, temel ilkeleri belirleyen kanunda bir düzenleme yapmıştık. Hatırlanırsa o günlerde başörtüsü sorununu çok ağır yaşıyorduk. Bu düzenlemeyi yaparken başörtüsüne veya başka bir mevzuya değinmemiştik, genel hak ve özgürlüklere vurgu yapmıştık. Hatırladığım kadarıyla bu düzenleme temel kanunun 4. maddesinde şu ifadelerle yer alıyordu; ‘Kamu idaresinin amacı(görevi) vatandaşların temel insan hak ve özgürlüklerini kullanmalarının önündeki engelleri kaldırmaktır.’ Bu ifadenin önemi, hak ve özgürlüklerin devletin iznine ve insafına bırakmaması, vatandaşların kullanım iradesine insana bırakmasıydı.
Hak ve özgürlükler insanlara ait bir şeydir ve uluslararası anlaşmalarla teminat altına alınmıştır. Türkiye'de bu anlaşmaları imzalamıştır. Bu anlaşma zaten var ve hukuk normu açısından anayasanın da üstünde yer alır. Buna göre hak ve özgürlükler insana aittir, bunların kullanımında bir engel varsa, devlet bunu kaldırmalı ve kullanımı kolaylaştırmalıdır.
Başörtüsü, eğitim, dini inanç, seyahat ve ifade özgürlüklerinin tamamını kapsayacak ve onları teminat altına alacak ve devletin bu konudaki rolünü tanımlayacak şekilde bir düzenleme yapmak bütün Türkiye'yi rahatlatacaktır. Ve en doğrusu da budur. Bir düzenleme yapılacaksa anayasada bu kapsamda yapılmalıdır.”
Yorumlar
Kalan Karakter: