KULAĞIMIZA GELENLER
Osman Nuri KOÇAK
Birkaç gündür kulağıma gelenlerden ürktüm.
İki gündür elim kalemime gidip gidip geliyor.
“Olmaz canım, olanaksız şeyler bunlar” diyorum. Ama içim içimi de yiyor.
Bir gazeteci olarak duyduğum meraktan değil.
Bir insan ve bir öğretmen olarak duyduğum ızdıraptan huzursuzluk duyuyorum.
Öğretmenlik peygamber mesleğidir ve bembeyaz bir tülbente benzer. En küçük bir kir çok uzaklardan fark edilir.
Ancak duyduklarım az uz kirlerden değiller.
Hem insanlık, hem de öğretmenlik onurumu incinmiş hissediyorum.
Bazı öğrencilerimize bazı öğretmenleri tarafından rahatsız edici teşebbüslerin yapıldığı konusunda tüm Karaman çalkalanıyor.
Az uz rakamdan da söz edilmiyor hani.
Hatta bazılarının bu konuda ceza alıp mahkûm oldukları da söylentiler arasında.
Ama her ne hikmetse herkes fısıltı ile konuşuyor.
Bir tedirginlik, bir çekingenlik, bir korku havası var ortalıkta.
Neler oluyor?
Muhtemelen yöneticilerimiz ve kolluk güçlerimiz gerekeni yapıyorlardır. Bundan bir endişem yok ama toplumu baskılayan da bir şeyler var ortada.
Böylesi ahlak dışı işlerde dahi susmaya alıştırılmış bir toplum ne zaman olduk?
En doğal ahlâki değerlerimizin ve inançlarımızın zedelenmesine karşı sesimiz neden çıkmıyor?
Yoksa bilmediğimiz bir mekanizmanın ağırlığı mı var üzerimizde…
Sokağa dökülüp şakilik yapalım diyen yok.
Ama toplumun önder kurum ve kişileri de halkın vicdanını rahatlatacak şeyleri gene halkın gözü önünde yaparlar.
Bu tutum, hem bir ibret ortamı oluşturur hem de süreçten bilgisi olan halk, durumun örtbas edildiği endişesinden arındığı için rahatlar.
Şahsen benim rahatlamaya ihtiyacım var.
Bu söylentiler doğru mudur, doğruysa neler yapıldığını bilmek toplumun hakkıdır.
Yorumlar
Kalan Karakter: