KARDOF üyesi Meltem Uysal hayran kaldığı etkinliğe dair yaptığı açıklamada: “Bütün etkinliklerimizde olduğu gibi büyük bir heyecanla bekledim Kardof Doğa Sporları ve Fotoğrafçılık Derneği'nin Karia Yolu, Kapıkırı Köyü, Bafa Gölü ve Latmos – Heraklia antik kentleri etkinliğimizi. Ama bu sefer heyecanım çok daha fazlaydı. Çünkü bu etkinliğimizde kamp yapıp doğanın koynunda üç günümüzü geçirecek, doğanın tam ortasında hayatın güzelliklerini keşfedecektik. Sabırsızlıkla beklediğim gün geldiğinde önce ilk durağımız Ankara oldu. Ankara’daki doğa severler Eyvallah Anadolu ekibi ile buluşarak yollara düştük. Etkinliğe katılan bütün arkadaşlarımın gözlerinde bendeki aynı heyecanı aynı sabırsızlığı görebiliyordum. Uzun süren yolcuktan sonra Ege'nin o tarifi mümkün olmayan, kelimelerin anlamını yitirdiği eşsiz doğasıyla baş başaydık. Durağımız Muğla'nın Milas İlçesi'nin Bafa Gölü kıyısında kurulu Kapıkırı Köyü idi. Hani herkesin hayalidir ya doğanın tam ortasında küçük bir köyde sessiz sakin bir hayat geçirmek. İşte tam olarak böyle bir köye sabahın erken saatlerinde vardık. Yaklaşık 2000 yıl önce Ege Denizinde bir körfez iken coğrafi oluşumlar sonucunda alüvyonların önünü kapatmasıyla denizden ayrılıp göl haline gelen Bafa Gölünün kıyısında Kapıkırı Köyü'nün girişinde yer alan pansiyonumuza ulaştığımızda; Ege’nin o sevimli ve içten insanlarının bizi karşılaması harika bir etkinlik geçireceğimiz belirtileriydi.
Pansiyonumuza ulaştığımızda ilk olarak köyün harika manzarasına karşı her zamanki etkinliklerimizde olduğu gibi imece usulü çadırlarımızı kurduk. Hepimiz böyle şirin bir köyde yeni günlere uyanacağımız için mutluluk içindeydik. Çadırlarımızı kurduktan ve pansiyonumuzda harika bir köy kahvaltısı yaptıktan sonra yollara düştük. İlk rotamız Antik Karia Yolu'nun bir kısmı olan ve Latmos (Beşparmak) Dağları yamaçlarına kurulan Heraklia antik kenti idi. Doğa güzellikleri eşliğinde, bizi 8 bin yıl öncesine götüren kaya resimleri ve Hitit hiyeroglif yazıtlarıyla karşılaşarak 6 kilometrelik yolumuzu bırakarak tamamladık. 8 bin yıl önceki tarihi olaylara tanıklık ettikten sonra kendimizi Bafa Gölü'nün serin sularında bulduk. Tekne ile gölün ortasında bulunan tarihi kale kalıntıları arasında Bafa Gölü'nde yüzmenin keyfini doya doya yaşadıktan sonra yine teknelerimizde pansiyonumuzun yolunu tuttuk. Akşam yemeğinde menümüzde Bafa gölünden tutulan yöreyle ünlü mutlaka tadılması gereken yılan balığından vardı. Yemeğimize bize köyün yerel saz üstadı Mehmet Efe yörük türküleriyle eşlik ederek harika bir gece yaşattı. Bol sohbetli geceden sonra gözlerimizi eşsiz bir manzaraya açmak için kapattık ve ertesi günü Kapıkırı Köyü’nde güneş doğarken manzaraya karşı köy kahvaltımızı yaptıktan sonra yine yollara koyulduk. Bu günkü rotamızda Karia Yolu'nun devamı olan ve Yediler Manastırı ile son bulan, zeytin ağaçları arasında, papatya bahçelerinden geçen yaklaşık 10 kilometrelik yolumuzu yerel rehberimizle birlikte adımladık. Rotanın sonunda yer alan Bafa Gölü manzaralı Hz. İsa ve 12 havarisinin fresklerinin de bulunduğu Yediler Manastırı vakit kaybedilmeden görülmesi gereken en güzel yerlerden bir tanesi. KARDOF olarak bu eşsiz tarihi yapılar arasında doyasıya fotoğraf çekimlerimizi yaparak rotamızı tamamladık. Akşam pansiyonumuzda yine eşsiz lezzetler tadarak gecemizi tamamladık. Köyde saf zeytinyağı kullanıldığı için yemeklerin lezzetleri gerçekten harika mutlaka tadılması gerekli yöresel tatlar.
Haber: Mehmet İSSİ
Yorumlar
Kalan Karakter: