KARAMAN İL OLUŞ YILDÖNÜMÜ ANISINA ŞİİR YAZDIŞehrimizin halen Konya Karaman diye anılmasının bir Karamanlı olarak incittiğini belirterek Karaman Şehrengizi adlı şiirini paylaştı.
KARAMAN ŞEHRENGİZİ
Her kim ki lisanımı köreltmeye uğraşır.
Gökyüzünde uçan kuş benim ile ağlaşır.
Mehmet Bey’den bir buyruk, Mehmet Bey’den emanet.
Namusuma dokunur, öz Türkçeme ihanet.
Dil bilmezin üstüne, yürüdüğü o anda;
Gönüllere sığınır, öz Türkçem Karaman’da
Karaman içli türkü, bir aşk yarası gibi.
Koynumda sakladığım kefen parası gibi.
Aktekke’de sığınır muhabbet otağına.
Güvercinler su taşır, Yılkı’nın dudağına.
Dili canlı Yunus’un, kaç yıl geçse aradan.
Aşkı ihsan ettikçe, yüreklere yaradan.
Bir Ferman okunurken, akası yok zamanın.
Nikâh düşer tarihle, üstüne Karaman’ın
Karaman dudağından, efsaneler sızdırır.
Rivayetsiz gidene, rivayetler yazdırır.
Şahlan yine Karaman, mucize arifesi;
Yunus’taki sevdaymış huzurun tarifesi.
Tapucak’ta konaklar, yıllanmış dokusuyla.
Toprak kokar duvarlar sermestim kokusuyla.
İmaret, Hatuniye; ey efsunkâr yapılar.
Hangi sevdaya inşa, olundu taç kapılar?
Kırk yıldır dizlerinde bir şehir beni sallar.
Karaman güzel diye biter bütün masallar.
Hecce’lerde yürek var, Hecce’lerde dudaklar.
Sen artık sus şairim, konuşsun bu sokaklar.
Zaman Piri Reis’e, yol verseydi ucundan.
Sürüyüp getirirdi, deryaları saçından.
Altında ecdadımın, tarihi zenginliği.
Ne garip şaşırtıyor, toprağın dinginliği.
Yusuf’taki Züleyha, bendeki Karaman’dır.
Zaman onun göğsünde uyuyacağım andır.
Kaç asır ayak direr, burçlarıyla kalesi.
Zaman denen törpünün işlemiyor hilesi.
Tarım tarih kültürün, içinde derin huşu.
Karaman çok kanatlı, sanki bir masal kuşu.
Kulak verin toprağa, bir nabız atmaktadır.
Arzda binlerce yılın, geçmişi yatmaktadır.
Evliyalar yurdudur, nur vardır benizlerde.
Bakir kalpler boğulmaz, karanlık denizlerde.
Zaman burda zamandır, şaşırtan bir akışla;
Geçmem bu şehri böyle üstün körü bakışla
Meğerki Karadağ’ın bir yüreği var imiş.
Karaman koynundaki, uyuttuğu yâr imiş.
Sarıldığım kadarsın, söyle Karaman söyle.
Kucaklamış mı Kerem, Aslı’sını hiç böyle.
Aktekke’de kubbemdir, bir çınarın gölgesi.
Ben bir şehir tanırım, şehirlerin bilgesi.
Yücelerden baktım da şöyle bir cemaline.
Kifayetsiz şairler, bu şehrin kemaline.
Her yüzü cennet bana, kâh dağ başı, kâh şehir.
Ecdadımdan yadigâr, sultan şehir, şah şehir.
Yunus hala bizimle, Yunus hala yaşıyor.
Sırtlanmış koca şehri, heybesinde taşıyor.
Bir tek duvar taş değil bu toprağın yekûnu.
Yer gök nasıl sırtlanmış ecdadımın yükünü.
Bakarsın dağ zirvesi, bakarsın yayla olur.
Yusuf yüzlü Karaman, sevene Leyla olur.
İbrahim ŞAŞMA