Odadan
yapılan açıklamada, “Bugün 17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin 22 inci yıl
dönümü; Kastamonu, Sinop, Bartın başta olmak üzere tüm Batı Karadeniz’de 10-11
Ağustos tarihleri arasında etkili olan yağış sonucunda meydana gelen sel
baskını ve heyelan afeti nedeniyle bugün itibariyle 77 yurttaşımızın yaşamını
yitirdiği, yüzlerce vatandaşımızın yaralandığı, binlerce yurttaşımızın evini,
iş yerini kaybettiği, rakamları tam olarak açıklanmasa da çok sayıda
vatandaşımızın kayıp olduğunun açıklandığı ve arama kurtarma çalışmaların devam
ettiği acı bir tablo ile karşı karşıya kaldığımız günlere denk geldi.
Ülkemiz,
Ocak 2020 ile 17 Ağustos 2021” tarihleri arasında geçen yaklaşık bir buçuk
yıllık zaman dilimi içinde “Elazığ-Sivrice, Bingöl-Karlıova, Van Başkale, Manisa-Akhisar,
İzmir- Seferihisar depremleri, Van-Bahçesaray çığ düşmesi, Adana, Antalya,
İstanbul, Giresun, Van, Bursa, Rize, Artvin, Samsun, Sinop, Kastamonu, Bartın’
da meydana gelen sel baskınları, Antalya, Muğla, Burdur, Aydın, Osmaniye, Maraş
gibi birçok yerleşim biriminde meydana gelen yangınlar, Orta, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgesinde görülen kuraklık, Marmara’da yaşanan müsilaj sorunu gibi çok
farklı afet türleri ile karşı karşıya kalmıştır. Meydana gelen bu doğa kaynaklı
afetler nedeniyle 400’den fazla yurttaşımız yaşamını yitirmiş, binlerce
vatandaşımız yaralanmış, 100.000’den fazla konut, işyeri gibi bina ve bina türü
yapı başta olmak üzere çok sayıda sanat yapısı, nehir tipi HES ve altyapı
tesisi zarar görmüş veya yıkılmıştır. Yaşanan bu afetlerden dolayı ülkemiz son
bir buçuk yıllık sürede 50 milyar liranın üzerinde ekonomik kayıpla da karşı
karşıya kalmıştır.
Afetlere
karşı savunmasız durumda olan ülkemizde TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak
diyoruz ki, Son günlerde başta Antalya, Muğla, Aydın olmak üzere ülkenin birçok
noktasında yaşanan orman yangınları, başta Karadeniz bölgemiz olmak üzere
birçok kentimizde görülen sel baskını ve heyelanlar bizlere bir kez daha
göstermektedir ki ülkemiz; “depremler, sel, heyelan, çığ düşmesi, tsunami gibi
jeolojik ve hidrolojik afetlerden, yeraltı ve yerüstü yangın afetine, covid-
19, Marmara denizinde yaşanan müsilaj gibi biyolojik afetlerden, kuraklık,
fırtına, aşırı sıcaklık gibi meteorolojik afetlere” kadar yani “Doğa Kaynaklı
Afetlere” karşı savunmasız durumdadır.
Ülkemizde
yaşanabilecek afet ve acil durumlara yönelik tehlike ve risk faktörlerini
belirleyerek öncesinde yapılması gereken koruyucu ve önleyici faaliyetler ile
afet ve acil durum sırasında yapılması gereken müdahale ve sonrasında yapılması
gereken iyileştirme veya yeniden çalışmalarının bütünlüklü olarak ele alınarak
değerlendirileceği, güncel bilimsel ve teknik gelişmeler ve ihtiyaçlar
ışığında, her görüşten ve kesimden insanın katılımı ile “AFET ŞURASI”
ivedilikle toplanmalı; doğa ve insan kaynaklı afetlerin olumsuz etkilerine
karşı, afet risk azaltımı ve yönetimi sisteminin inşası için gerekli eylemleri,
iş programı ve zaman cetvelini de içeren stratejik planlar oluşturulmalıdır. Bu
planların izleme ve değerlendirmesi ilgili kamu kurumlarının yanı sıra meslek
odalarının da yer aldığı bir grup tarafından gerçekleştirilmeli ve kamuoyuna
belirli periyotlar da açıklamalar yapılmalıdır” dendi.