“Ey Genç Adam! Okumadığın Gün Karanlıktasın” düşüncesini hayatımızın merkezine alarak; çevreye ve insanlara zarar vermeden de bir eylemin yapılabileceğini göstermek için bugün meydanlara indik.” Üniversite gençliğinin şiddet sarmalı ile terör dalgasına maruz bırakılması, ülkenin geleceğine yerleştirilmiş olan bir nükleer bombadır. Üniversiteler, beyin gücü yetiştiren, aydınlarımızın ve önderlerimizin yetiştiği bilim yuvalarıdır. Bilim yuvalarında yetişen gençliğimize kast eden karanlık eller, ülkenin geleceğini sabote etmenin çabası içerisindedir. Geleceğimiz dinamitlenirken sessiz mi kalmalıyız? Şiddetin ve terörün panzehiri olması gereken ilim ve irfan yuvaları, bu şiddet ve kirli provokasyonlara teslim mi olmalı? Buna hayır diyoruz, bütün gücümüzle, bütün benliğimizle, bütün vatanseverliğimizle… Zira dinamitlenen yol Büyük Türkiye’ye giden yoldur! Tüm gelişmiş ülkelerde üniversiteler, gelişimin lokomotifi, toplumsal ilerlemenin ana eksenini belirleyen kuruluşlar oldular. Türkiye’de de üniversiteler, üniversal, evrensel bilgi üretmenin ve insanlık için değer yaratmanın başat aktörleri olmaları gerekirken, bu ilim ve irfan yuvalarının terör dalgası ile iğdiş edilmelerine müsaade edilebilir mi? Üniversitelerde şiddet ve terör dalgasının yayıldığı bu dönemde, sessiz kalmanın bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülük olduğunu düşünüyoruz. Buradan tüm üniversite gençliğine, STK’larımıza, Öğrenci kulüp ve konseylerimize ‘Sesini değil, Fikrini yükselt’ diyerek tüm gençlerimize birlik olma çağrısında bulunuyoruz! Bu çağrı, Büyük Türkiye yolunda emin adımlarla yoluna devam eden ülkemin, üniversite gençliğini, olaylar karşısında “Serinkanlı hareket etme, “aklın yörüngesinde sağduyulu davranma “zaman omuz omuza verme zamanıdır” diyoruz. Bu çağrı, küresel ve ulusal piyonların, üniversite gençliğini kendi kirli emellerine alet etmek isteyen karanlık mahfillere karşı, ‘bir sağduyu” çağrısıdır. Bu çağrı, üniversiteleri terör dalgası ile üniversite gençliğini provokasyonlarla birbirine düşürmek isteyenlerin heveslerini kursakta bırakmak için ‘Birlik’ çağrısıdır, “Beraberlik” çağrısıdır. Bu çağrı sana sevgili üniversiteli kardeşim! Geçmişi hatırla ve buradan ders çıkar! Geçmişte de üniversite gençliği arasında çeşitli ayrımlar çıkardılar, peki suni olarak yaratılan bu şiddet dalgasından kim zarar gördü? Kim kazandı? Şiddetle, kavgayla, terörle bugüne kadar sahi kim kazandı? Bunu en iyi sen anlayabilir, en iyi sen görebilirsin! Türkiye, tarihi bir seçim öncesinde yine karanlık mahfillerin kirli provokasyonlarla ülkeyi kaosa sürüklemek istedikleri hassas bir süreçten geçmektedir. Geçtiğimiz günlerde bir savcımızın kalleşçe şehit edilmesi, sözünü ettiğimiz hassas dönemin en önemli olayıdır. Bu cinayeti büyük bir nefretle kınıyor, kamuoyunu sağduyuya davet ediyoruz. Eski Türkiye özlemi duyanlara fırsat vermeyeceğiz. Milleti ve değerlerini hedef alanların senaryolarında yer almayacağız. Milletimizin, hem dışarıdan hem de içeriden tezgahlanan kirli oyunlarla, hedef alındığı bir süreçte gençliği yalnız bırakmayacağız. Soylu gençliğin inşası medeniyet değerlerimizin ihyası için kitap okuyarak kendimizi en iyi şekilde yetiştirerek her zaman üzerimize düşeni yapmayı, milletimize karşı bir borç bileceğiz...
Genç Memur Sen; “kitabını Kap, Gel!”
Karaman Genç Memur-Sen üyeleri son günlerde üniversitelerde yaşanan provokasyonlar ve Görevi başında Şehit edilen Savcımız Mehmet Selim Kiraz olayına tepki göstermek amacıyla “Sesini Değil Fikrini Yükselt” sloganı ile Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Merkez Kafeterya girişinde kitap okuma etkinliği gerçekleştirdi.


“Ey Genç Adam! Okumadığın Gün Karanlıktasın” düşüncesini hayatımızın merkezine alarak; çevreye ve insanlara zarar vermeden de bir eylemin yapılabileceğini göstermek için bugün meydanlara indik.” Üniversite gençliğinin şiddet sarmalı ile terör dalgasına maruz bırakılması, ülkenin geleceğine yerleştirilmiş olan bir nükleer bombadır. Üniversiteler, beyin gücü yetiştiren, aydınlarımızın ve önderlerimizin yetiştiği bilim yuvalarıdır. Bilim yuvalarında yetişen gençliğimize kast eden karanlık eller, ülkenin geleceğini sabote etmenin çabası içerisindedir. Geleceğimiz dinamitlenirken sessiz mi kalmalıyız? Şiddetin ve terörün panzehiri olması gereken ilim ve irfan yuvaları, bu şiddet ve kirli provokasyonlara teslim mi olmalı? Buna hayır diyoruz, bütün gücümüzle, bütün benliğimizle, bütün vatanseverliğimizle… Zira dinamitlenen yol Büyük Türkiye’ye giden yoldur! Tüm gelişmiş ülkelerde üniversiteler, gelişimin lokomotifi, toplumsal ilerlemenin ana eksenini belirleyen kuruluşlar oldular. Türkiye’de de üniversiteler, üniversal, evrensel bilgi üretmenin ve insanlık için değer yaratmanın başat aktörleri olmaları gerekirken, bu ilim ve irfan yuvalarının terör dalgası ile iğdiş edilmelerine müsaade edilebilir mi? Üniversitelerde şiddet ve terör dalgasının yayıldığı bu dönemde, sessiz kalmanın bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülük olduğunu düşünüyoruz. Buradan tüm üniversite gençliğine, STK’larımıza, Öğrenci kulüp ve konseylerimize ‘Sesini değil, Fikrini yükselt’ diyerek tüm gençlerimize birlik olma çağrısında bulunuyoruz! Bu çağrı, Büyük Türkiye yolunda emin adımlarla yoluna devam eden ülkemin, üniversite gençliğini, olaylar karşısında “Serinkanlı hareket etme, “aklın yörüngesinde sağduyulu davranma “zaman omuz omuza verme zamanıdır” diyoruz. Bu çağrı, küresel ve ulusal piyonların, üniversite gençliğini kendi kirli emellerine alet etmek isteyen karanlık mahfillere karşı, ‘bir sağduyu” çağrısıdır. Bu çağrı, üniversiteleri terör dalgası ile üniversite gençliğini provokasyonlarla birbirine düşürmek isteyenlerin heveslerini kursakta bırakmak için ‘Birlik’ çağrısıdır, “Beraberlik” çağrısıdır. Bu çağrı sana sevgili üniversiteli kardeşim! Geçmişi hatırla ve buradan ders çıkar! Geçmişte de üniversite gençliği arasında çeşitli ayrımlar çıkardılar, peki suni olarak yaratılan bu şiddet dalgasından kim zarar gördü? Kim kazandı? Şiddetle, kavgayla, terörle bugüne kadar sahi kim kazandı? Bunu en iyi sen anlayabilir, en iyi sen görebilirsin! Türkiye, tarihi bir seçim öncesinde yine karanlık mahfillerin kirli provokasyonlarla ülkeyi kaosa sürüklemek istedikleri hassas bir süreçten geçmektedir. Geçtiğimiz günlerde bir savcımızın kalleşçe şehit edilmesi, sözünü ettiğimiz hassas dönemin en önemli olayıdır. Bu cinayeti büyük bir nefretle kınıyor, kamuoyunu sağduyuya davet ediyoruz. Eski Türkiye özlemi duyanlara fırsat vermeyeceğiz. Milleti ve değerlerini hedef alanların senaryolarında yer almayacağız. Milletimizin, hem dışarıdan hem de içeriden tezgahlanan kirli oyunlarla, hedef alındığı bir süreçte gençliği yalnız bırakmayacağız. Soylu gençliğin inşası medeniyet değerlerimizin ihyası için kitap okuyarak kendimizi en iyi şekilde yetiştirerek her zaman üzerimize düşeni yapmayı, milletimize karşı bir borç bileceğiz...
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: