Kitapsever okurlarımız için bu mevsim kim ne okuyor listemizi sizler için derledik.
Kitap okumanın elbette mevsimi olmaz. Ama nedense okunmak üzere sonbahara bıraktığımız kitaplar listesi hep olur. Sonbahar belki de zihnimizin ve ruhumuzun biraz daha sakinleştiği, okuduğumuzu hazmetmeye daha elverişli bir mevsim olması nedeniyle sanki biraz da edebiyat mevsimidir.
Kitapsever okurlarımız için bu mevsim kim ne okuyor listemizi sizler için derledik.
Doç. Dr. Gülşah YALÇIN: KMÜ Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Gülşah Yalçın Pascal Mercier'in "SÖZLERİN AĞIRLIĞI" adlı kitabını okuyor.
Gülşah Yalçın'ın kitapla ilgili dipnotu:
İnsan dünyayı sözcüklerle kurar. Sözcükler yalnızca ifade aracı değil; düşüncenin, zamanın, varoluşun taşıyıcısıdır. Pascal Mercier’in "Sözlerin Ağırlığı" adlı romanı, bu temel hakikati derinlikli bir şekilde tartışmaya açmaktadır.
Romanın merkezinde yer alan Simon Leyland, yaşamın anlamını, zamanın akışını, dostluğun ve ailenin değerini, ölümün gölgesinde insanın yalnızlıkla mücadelesini sorgulayan bir karakter olarak karşımıza çıkar. Yazar, anlatısını yalnızca bireysel bir arayışla sınırlamaz; çevirinin doğasına, diller arasındaki köprülerin kırılganlığına ve mesleki dillerin bireyi dışlayan katılığına dair güçlü gözlemler sunar.
Mercier, romanında zamanı ölçülebilir bir kavram olarak ele almaz, zaman bireysel deneyimle şekillenen, hızlanan, yavaşlayan ve bazen duran bir olgudur. Bu bağlamda Sözlerin Ağırlığı, “zamanı yaşamak” ile “zamanı anlamak” arasındaki gerilimi okura düşündürür.
Kitabın sayfalarında şu temel sorular yankılanır:
🔹Hayatın anlamı nerede saklıdır?
🔹 İnsan kendi sonunu belirleme hakkına sahip midir?
🔹 Çeviri yalnızca sözcüklerin aktarımı mıdır yoksa bir dilin müziğini diğerine taşımak mıdır?
Kapağındaki fırtınalı deniz, sisin içindeki sokak lambaları ve silik insan figürleri… Hepsi umutsuzlukla umudu yan yana getirir, romanın atmosferini daha kapak açılmadan hissettirir.
Mercier’in kalemi okuru hem edebî bir yolculuğa hem de felsefi bir sorgulamaya çağırır. Satırların altını çizmek, kenarına not düşmek istersiniz.
“Önemli olan gizemi anlamak değil, önemli olan sadece onu yaşamaktır.”
Sözlerin Ağırlığı bir roman değil; okurun kendine, dile ve zamana dair düşünsel bir yolculuğa çıkmasını sağlayan derin bir eserdir. Keyifle okumanız dileğiyle!
Prof. Dr. İdris Nebi UYSAL: KMÜ Prof. Dr. İdris Nebi Uysal Erol Göka'nın "AİLE ve AŞK" adlı kitabını okuyor.
İdris Nebi Uysal'ın kitapla ilgili dipnotu:
Sonbahara bıraktığım kitap, psikoloji türünde yazılmış bir eser. Erol Göka’nın Aile ve Aşk (Kapı Yayınları, 2024, 256 s.) adlı kitabı.
Göka psikoloji ve psikiyatri gibi alanlardaki çalışmalarıyla tanınan bir isim. Hem “Aile” kavramının son günlerde çok gündeme gelmesi hem de içinde bulunduğumuz yılın “Aile Yılı” olması nedeniyle bu eseri almıştım.
Yazar kitapta aile ve aşk kavramlarını derinlemesine ele alıyor. Bunları gençlik, modernite, değişim, teknoloji, medya gibi terimlerle birlikte masaya yatırıyor. “Teknomedyatik” bir dünyada yaşadığımızı söyleyen Göka, okurlarına şu mesajı veriyor: “Aile ve aşk elbette bir ve aynı değillerdir ama yoldaş kavramlardır; onları bugün yapılmaya çalışıldığı gibi birbirinden koparırsanız toplumsal hayatın ve insanın kendisinin köküne kibrit suyu dökersiniz.”
Emine EVCEN: Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Emine Evcen Gündüz Vassaf'ın "CEHENNEME ÖVGÜ" adlı kitabını okuyor.
Emine Evcen'in kitapla ilgili dipnotu:
Gündüz Vassaf'ın "Cehenneme Övgü" kitabı, aslında hepimizin günlük hayatta fark etmeden içine düştüğü totalitarizmi, baskıyı ve kuralları eleştiren, adeta okuyucuyu kendisiyle hesaplaşmaya çağıran sarsıcı bir deneme.
Hayatımızı nasıl başkalarının istediği gibi yaşadığımızı, özgürlük sandığımız şeyin ne kadar kısıtlı olduğunu sanat, cinsiyet rolleri ve toplumsal normlar gibi birçok farklı alandan örneklerle anlatıyor. Kitap, bildiğimiz kavramları bile sorgulatıp, 'özgür müsün gerçekten?' diye yüzüne vuruyor.
Düşündürücü ve zihin açıcı bir eser, ara sıra dönüp tekrar okunacak bir kitap. Kısacası okuduk bitti diyebileceğimiz bir kitap değil. Bu kitabı okurken gündelik hayatınızdaki her şeyi sorgulamaya hazır olun.
Teşekkür ederim.
Hayriye İLGÜN: Esnaf Hayriye İlgün Joseph Murphy'nın "BİLİNÇALTININ GÜCÜ" adlı kitabını okuyor.
Hayriye İlgün'ün kitapla ilgili dipnotu:
Öncelikle Uyanış Gazetesi'ne teşekkür ederim. Böyle bir yazı dizisini sabırsızlıkla okuyacağımı belirtmek isterim.
Yazar "Bilinçaltının Gücü" kitabında her ne kadar birbirlerine yakın kavramlar gibi gelse de bilinç ve bilinçaltı arasındaki farkı akıcı bir dille anlatıyor.
Hayat karmaşası içinde zihnimize çeki düzen vermeye yardımcı olacağını düşündüğüm bir kişisel gelişim kitabı diyebilirim.
Bilinçaltımızda çocuk yaşımızdan bu yana biriktirdiklerimiz hayatımıza olumlu-olumsuz etki ederken; bu duruma ayar vermek bazen kendi başımıza halledilir bir mesele olmaktan çıkıyor. İşte tam da burada kitapların iyileştirici gücünden faydalanmak her anlamda bize katkı sağlıyor.
Düşüncenin gücü çok kıymetli. Kısacası yazar bize şu mesajı veriyor:
Ne düşünürsen ona dönüşürsün...
Peki bu o kadar kolay mı? Her okur da bırakacağı etki elbette farklı olacaktır. Ama okurken herkesin kendine göre keyifli ip uçları yakalayacağını umut ediyorum.
Çünkü okuduğumuz her kitap şüphesiz hayata bakış açımızı mutlaka değiştirecektir.
Yeter ki okuyalım, okumaya teşvik edelim!
Karaman Milli Eğitim Müdür Mehmet ÇALIŞKAN: Mustafa Akgül'ün
"Mülteci Sevda" adlı kitabını okuyor.
Mehmet Çalışkan'ın kitapla ilgili dipnotu:
Bitirmek üzere olduğum Mustafa Akgül'ün "Mülteci Sevda" kitabı; Olmaz olamaz dediğimiz fakat olduğuna bu zamanda bile şahit olduğumuz yakın coğrafyamızdaki sürgünleri, sürgünlerdeki dramları, hüzünleri, acıları, sevdaları anlatıyor.
Yazar temelde bu sürgün ve onun dramını barındıran hayatın, zamanın birinde bizimde hayatımız olabileceğini hiç bir şeyin insandan uzak olmadığını çarpıcı hikâyelerle anlatıyor.
Devam EDECEK
HABER: Yasemin KÜÇÜKCİCİBIYIK
Bu Mevsim Kim Ne Okuyor? (III)


Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: