İktidar tarafından bakıldığında ise “işsizlik yok
iş beğenmeyenler var” söylemi ile yapısal bir sorun geçiştirilmeye çalışılırken
açıklanan işsizlik oranlarında bir yandan istihdam oranı azalırken bir yandan
da işsizlik oranının düşürüldüğü verilerle aklımızla alay edilmeye devam
ediliyor.
Dört üniversite mezunu gençten üçünün işsiz olduğu bir
gerçeklik karsımızda dururken, sayısı beş milyona dayanan gencimizin KYK borcu
bulunurken, 300 bini hakkında icra işlemleri başlatılmış durumda. BES olarak
bir yandan pandemide yapılandırma olmaz mücbir sebep ilan edilmesi gerektiğini
bir yandan da gençlerin KYK borçlarına ilişkin KYK borçlarının silinmesi
gerektiğini bir kez daha açıkça ifade ediyoruz. Genç kadın işsizliğinin çok
daha yüksek olduğunu biliyoruz. İş bulmakta zorlanan genç kadınlara evlilik tek
çıkış yolmuş gibi sunulmakta erkeğe mahkum bırakılmak istenmektedir. KYK
borçlarını silmek yerine çeyiz parası gibi, KYK borcu silme şartı olarak
evliliği şart koşma gibi uygulamalarla genç kadınların evlenerek eve
sabitlenmesi dolayısıyla yeniden üretim rollerini daha çok üstlenmesi
istenilmektedir. Bu siyasi iktidarın kurguladığı düzende kadınlara biçtiği rolü
bir kez daha net olarak göstermektedir.
Öğrencilere Kredi Değil Burs Verilmelidir!
Kredi ve Yurtlar Kurumu 1961 yılında sosyal amaçlı bir kurum
olarak oluşturulurken, zamanla öğrencilere kredi veren ve ödenemeyen kredilerle
ilgilide adeta bir banka gibi faiz işleten takip ve icra mekanizmasını kullanan
bir kuruma dönüşmüştür. Sonuçta öğrenciler aldıkları kredileri eğitim
masrafları (barınma, beslenme, ulaşım, kitap vb) için kullandıkları ortadadır.
Eğitimin parasız olduğu ile övünen siyasi iktidarın
öğrencilere eğitim giderlerinin bir kısmını karşılamak için verdiği krediyi
daha sonra tahsile gitmesi başlı başına bir çelişkidir. Öğrencilerin kredi
borçları silinmeli öğrencilere kredi değil burs verilmelidir. Eğitim
kurumlarında yurt ve yemekhaneler ücretsiz hale getirilmelidir.
Aileler de Mağdur Edilmektedir!
Kredi borçlusu olan gençler çoğunlukla dar gelirli aile
çocuklarıdır. Yıllarca her türlü fedakârlıkta bulunarak okuttukları
çocuklarının iş bulamadığı için kredi borçlarını ödemek çoğu defa ailelerine
kalmaktadır. İşsizliğin ve hayat pahalılığının sorumlusu siyasi iktidardır
bunun bedeli iş bulamayan gençlere ve bu gençlerin ailelerine ödetilemez.
Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı faaliyet gösteren Kredi
ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü toplumu, gençleri önceleyen bir kuruluş
olarak yeniden yapılandırılmalıdır. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda Bakan
Yardımcısı olarak görev yapan diploması bile tartışmalı olan ve Banka Yönetim
Kurulu Üyeliği dâhil birçok yerden maaş olan Hamza Yerlikaya gibi yöneticilerin
gençlerimizin bu sorununu çözmesi beklenemez. Yıllardır ifade ettiğimiz gibi
liyakat ilkesi tam da bu nedenle büyük önem taşımaktadır.
Gençlerimiz İşsizlik ve Kredi Borcu Dışında GSS Kuşatması
Altında
GSS ödemelerinde hane geliri temel alındığından gençlerimiz
işsizde olsalar GSS ödeme yükümlülüğü ile karşı karşıya kalmaktadır. İşsiz ve
herhangi bir gelire sahip olmayan kişilerin GSS ödemek zorunda kalması kabul
edilemez. Gelir testi kişisel olarak yapılmalı işi ve geliri olmayanlardan GSS
alınmasına son verilmelidir. Sağlık hizmetlerinden faydalanmak için GSS ödemenin
bile yeterli olmadığı muayene katkı payı, ilaç katkı payı, eşdeğer ilaç katkı
payı vb. birçok kalem üzerinden sağlık hizmetlerinin paralı hale getirildiği de
göz önüne alındığında, durum emekçiler ve işsizler için daha da vahim duruma
gelmektedir. Vatandaş, sağlık/tedavi giderleri için cebinden katılım payı ve
ilave ücret ödemektedir
Muayene katılım payı: 2. basamakta 6 TL, eğitim ve araştırma
hastanelerinde 7 TL, üniversite hastanelerinde 8 TL, özel sağlık hizmet
sunucularında 15 TL.
Tıbbi malzeme katılım payı: Vücut dışı protez ve
ortezlerden%10–%20 oranında katılım payı alınır. Ancak Her bir ortez ve protez
için katılım payı tutarı brüt asgari ücretin %75’ini geçemez.
Ayakta tedavide sağlanan ilaçlar için katılım payı: Kurumca
bedeli karşılanan ilaçlar için kişilerden %10–%20 oranında katılım payı alınır.
Ayrıca her bir reçete için üç kutuya kadar temin edilen ilaçlar için 3 TL, üç
kutuya ilave temin edilen her bir kutu ilaç için 1 TL olmak üzere katılım payı
alınır.
5510 sayılı Kanuna göre bir yurttaş, sağlık kurumuna adım
attığı andan itibaren muayene, tetkik, tıbbi malzeme, ilaç, reçete vs. adı
altında ek olarak cepten Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) katılım payı, özel
sağlık kurumlarına ve vakıf üniversite hastanelerine ayrıca ilave ücret ödemek
zorunda iken, atanmış cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakanlar, milletvekilleri,
Danıştay ve Yargıtay üyeleri ile aile fertlerinin sağlık/tedavileri ücretsiz
olarak sağlanmaktadır.
GSS ve Bağ-Kur Borcu Olanlar İçin Teşhis Parasız, Tedavi
Paralı
Pandemi döneminde en temel ihtiyaç olan sağlık
hizmetlerinden faydalanmak GSS borcu olanlar için 2021 yılı sonuna kadar
uzatılmakla birlikte GSS ve Bağ-Kur borcu olanlar eczanelerden ilaç alamayacak.
Bu durumda sözde tanısı ücretsiz yapılan hastalığın
tedavisinin sürdürülmesi, parası olmayanlar için eksik kalarak
tamamlanamayacaktır. Unutulmamalıdır ki, eğitim ve sağlık evrensel hukukta bir
insan hakkıdır. İnsan hakkı olarak tanımlanan kamusal yükümlülükler parayla
satılamaz.
Büro Emekçileri Sendikası olarak, gençlerin yanında olduğumuzu belirtiyor, mücadelelerinin mücadelemiz olduğunu buradan kamuoyuyla bir kez paylaşıyoruz.