Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu saat 16:30’da video konferans
yöntemiyle toplandı.
Aşılama ve korona virüsle mücadelenin ele alındığı toplantı sonrası konuşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca şu ifadeleri kullandı; "Bugün
Geçen süre içinde bilinmeyen bir düşmana karşı büyük bir
savaş verdik. Salgının ilk günleri adeta bir bilinmeyenle, kovalamacayla geçti.
Hastalığın etkilerini bilmiyor, tedavi yöntemleri hakkında çok sınırlı
bilgilerle hareket ediyorduk. Tüm güncel gelişmeleri takip etsek de bu yeni
düşmana karşı tecrübeli hiçbir ülke hiçbir bilimsel otorite yoktu.
TEDBİR VE TEDAVİ ÖNERİLERİ GÖRÜŞÜLDÜ
İlk günlerden beri büyük bir özveri ve fedakarlıkla çalışan
Bilim Kurulu üyelerimiz her yeni durum için tedbirler ve tedavi önerileri
sundu. Elimizden gelen en büyük gayretle vatandaşlarımızı muhafaza etmeye
çalıştık. Düşmanı tanıdıkça silahlarımız ve tedavi yöntemlerimiz gelişti.
Tecrübe edindik. Sonunda salgını sona erdirebilecek en büyük umut olan aşı
devreye girdi.
Aşıların kullanıma girmesi adeta salgınla mücadelede en
büyük kırılma anlarından biridir. Umudun yeşerdiği ve salgının son bulacağının
anlaşıldığı an aşıların etkili olduğunu tespit ettiğimiz andır. Bu bakımdan
salgını belki de iki evrede ele almak durumundayız: Aşıdan önce ve aşıdan
sonra.
Aşı öncesinde tedbir ve kısıtlama, karantina ve sosyal
mesafe elimizdeki tek korunma gücüydü. Bu dönemde hiçbir zaman tercih
etmeyeceğimiz tedbirleri almak zorunda kaldık. İş yerlerimiz kapalı tutulmak,
ülkemizin geleceği olan gençlerimiz okullarından uzak durmak zorunda kaldı.
YÜZ YÜZE EĞİTİM AÇIKLAMASI
Bilim Kurulumuzun başından beri önerisi okullarımızı en son
kapatıp en erken açmak oldu. Bunun mümkün olabildiği her fırsatı
değerlendirmeye çalıştık. Buna rağmen çocuklarımız bir buçuk yıllarını yüz yüze
eğitimden, uygulamalı eğitimlerden uzak geçirdi. Uzaktan eğitim gerçekten
eğitimin bir miktar uzağımızda kalması sonucunu doğurdu. Ancak, bu günler
geride kaldı. Artık aşı var.
"OKULLAR ZAMANINDA AÇILACAK"
En net ve yüksek sesle ifade etmek isterim ki tüm
okullarımız zamanında açılacak. Yüz yüze eğitimden vazgeçmemiz kesinlikle
mümkün değildir. Tüm seviyelerde okullarımız yüz yüze eğitim verecek,
uygulamalı eğitimler aralıksız olarak devam edecektir. Artık aşı var.
Koşullar ne olursa olsun öğrencilerimizi koruyarak
uygulamalı ve yüz yüze eğitime devam edeceğiz. Gerek ilk ve orta öğretimde
gerekse yükseköğrenimde öğrencilerimizi ve ailelerini koruyacak tedbirleri
alarak, tüm hazırlıklarımızı yaparak eğitime ara vermeden gelecek eğitim
öğretim dönemini karşılayacağız.
Bu konuda bilim kurulumuz eğitimde uyulması gereken
uygulanabilir kuralları belirledi. Alınması gereken tedbirler ile ilgili
hazırlıklarını tamamladı. Bu çalışmaları Milli Eğitim Bakanlığımızla ve Yüksek
Öğretim Kurulumuzla istişare ederek en kısa sürede sizlerle paylaşacağız.
Fiziki koşulları hazır etmek için ilgili kurumlarımız, bakanlıklarımız tam bir
koordinasyon halinde çalışacak ve okullarda öğrencilerimizi bekleyeceğiz.
Bu süre zarfında çok önemli bir işimiz var. O da aşı olmamış
öğretmen ve öğretim üyesi kalmayacak tedbirleri hayata geçirmek.
Öğrencilerimizi ve öğretmenlerimizi korumanın birinci adımı, öğretmenleri,
öğretim üyelerini ve öğrencilerimizin birlikte yaşadıkları ailelerini
aşılamaktır.
“VELİLER YA AŞI OLACAK YA DA DÜZENLİ TEST YAPACAK”
Aşı programımız bugüne kadar bir teşvik ve tercih konusuydu
oysa artık eğitim ve iş hayatının devamı gayesiyle her bir vatandaşımız için
tercihe bırakılamayacak bir toplumsal ödevdir. Eğitim ve iş hayatının sekteye
uğramaması için aşı olmazsa olmaz kural haline gelmeli, aşı olmayan kişiler ise
düzenli olarak PCR test sonuçlarının negatif olduğunu göstermelidir. Özellikle
öğrenci velileri ya aşılarını tamamlayacaklar ya da hastalık taşımadıklarını
düzenli olarak kontrol ettirmek zorunda olacaklar. Bunun detaylarını ilgili
kurumlarımızla yapacağımız ortak çalışmalar neticesinde ilan edeceğiz.
Tekrar ifade etmek istiyorum yüz yüze eğitim olmazsa
olmazımızdır. Çünkü artık aşı var. Aşı iş ve eğitim hayatı için artık bir
teşvik ve tercih değil toplumsal bir ödevdir.
Bildiğiniz gibi çok başarılı bir aşı programı yürütüyoruz.
Ancak halen istediğimiz seviyede değiliz. Toplumsal bağışıklığı elde etmiş
değiliz. En az iki doz aşı olmadan bağışıklık elde edilemiyor. En az iki doz
aşı olmamış kimse kendisini aşı olmuş zannetmemeli. Bu konuda çok önemli bir
bilimsel çalışmayı tamamladık. Bugün önde gelen bilimsel bir dergide
yayınlanması için girişimimizi de yaptık. Sonuçlarını hem siz değerli
vatandaşlarımızla hem de dünya kamuoyu ile paylaşacağız.
3. DOZUN ÖNEMİ
Bu çalışmamızda aşı olmuş 30 milyondan fazla vatandaşımızı
inceledik. Sizlere çalışmamızın en önemli sonuçlarından bazılarını ifade etmek
isterim. İnaktif aşı olan vatandaşlarımızda en yüksek koruma seviyesi, 3 doz
inaktif aşı olan vatandaşlarımızda. Buna en yakın koruma seviyesi ise iki doz
inaktif aşı olup 3. Doz mRNA aşısı olan vatandaşlarımızda.
İlan edilen gruplarda 3. Doz aşının yaptırılması son derece
önemli ve faydalı olarak belirginleşti. Bu veriler dünya kamuoyu tarafından da
ilk defa öğrenilecek ve belki de ülkelerin aşı politikalarını değiştirecektir.
3. Doz aşı olması önerilen gurupta yer alıyorsanız mutlaka 3. Doz aşınızı olun.
İki doz aşı olmamışsanız kendinizi aşı olmuş kabul etmeyin.
Yerli inaktif aşımızın da çalışmaları devam ediyor.
Özellikle Turkovac aşımızın 3. Doz olarak uygulanmasından güzel neticeler
almaya başladık. Sizleri Turkovac aşısının Faz 3 çalışmasına ve 3. Doz olarak
uygulanması klinik çalışmasına gönüllü olmaya davet ediyorum. Kendi aşımız
kendi silahımızdır, bunu unutmamalıyız.
Okullarımız açılmadan toplumsal bağışıklık hedefimize ulaşmalıyız. Bunun için ise vakit kaybetmeden aşımızı olmalıyız. Kaybedecek bir günümüz, yok sayabileceğimiz bir öğrencimiz dahi olamaz. Eğitimin devamı, geleceğimizin teminatı ve en büyük önceliğimizdir. Çarkların dönmesi, öğrencilerin geleceğe hazırlanması için hiçbir adımı atmaktan çekinmeyeceğimizin bilinmesini isterim. Devir değişti. Artık aşı var."
Yorumlar
Kalan Karakter: