"Sen Onları Yüzlerinden Tanırsın"*
ahmetalitek@gmail.comRahmetli annemden çocukluğumda en çok işittiğim kelime ‘hecalet’ti. Annemin sevdiği insanlar, komşularımız, evimize gelen nur yüzlü nineler, dedeler, gül yüzlü teyzeler, yakışıklı amcalardan da duyardım, hecalet kelimesini. Büyüdükçe daha çok duydum bu kelimeyi ve hecaletli konuşan insanları kendime yakın hissettim, onlara güven duydum. Kelimenin Karaman ağzı olduğunu zannederdim. Hecalete zihnimde nezaket, edep, güven, çekingenlik, haya sözcüklerinin karmasından oluşmuş bir anlam yüklemiştim. O yıllarda birilerinden bir şey istemeye hecalet edilirdi, ansızın gelmek hecalet sebebiydi. Yalan söylemekten, bağırmaktan, ikramı yeterince yapamamak endişesinden hecalet edilirdi. Hecalet bir ar ve namus perdesi gibi kişiyi korurdu. Hecalet hayatın her safhasında vardı. Hecalet etmeyenler yüzsüzlerdi ve onlara arsız denilirdi.Hecalet’in Arapça kökenli bir kelime olduğunu sonra öğrendim. Doğru söyleniş ve yazılışı hacalet, anlamı ise utanma, utanç, utangaçlıkla şaşırma demekmiş. O günden sonra zihnimde geniş yer kaplayan hecalet, kısa, öz, derinlikli bir kelime olarak pekişti.Yerel seçimlerin ardından ilk yazımın konusunu utanmak hissiyatı olarak seçtim. Zeyve Pazarı ve Meke Gölü yazılarımı öteledim. Çünkü bir hayat tarzı olarak utanmaya, aynı anlamları taşıyan mahcubiyete, haya etmeye, hicaba çok ihtiyacımız olduğuna inanıyorum. Utanmak, insani erdemlerimizdendir. Utanmanın hali vardır, bu hal utanandan doğar, utanana özgüdür, içten gelir, pınar gibidir, yapmacıklı olamaz. Başın öne eğikliği, üzgün bakış, yanakların al al olması, ağlamaklı hal, kalp atışlarının hızı, ellerin ve ayakların sanki saklanacak yer araması, saf ve çocuksu bir ifade utanç duygusunun dışa vurumudur. Bu haller kesinlikle eziklik değildir, erdemdir. Ezikliğin tezahürüyle utanmanın kaynağı farklıdır. Utanma duygusu veya hissiyatı yalana, dolana, iftiraya, nezaketsizliğe, ahlaksızlığa, vicdansızlığa, her tür hak kaybına engeldir. Utanç duygusu bireyi hırslardan arındırır, insanı insan kılan değerlerle buluşturur. Bencilliğe izin vermez, kişinin değerini ve kalitesini yükseltir. Utanan insandan kötülük, zorbalık ve zalimlik beklenmez. (Eziklerin, güç sahibi olduklarında ilk başvurdukları yöntemler.) Utanmak bizi narsistlikten korur. Utanmakla kendimizi kontrol eder, hatalarımızı azaltır, iyiliklerimizi çoğaltırız.Eylemler, söylemler, tavırlar, yazıp çizmeler utanma sebebi olabilir. Pişmanlığa bağlı utanç, suça bağlı utanç, sıkıntıya bağlı utanç vardır. Utanç duymak, utancın farkına varmayı gerektirir. Utanmak, karşımızdaki kişiye veya edime karşı kendimizi temize çekme işlevidir. Utanmak var olan bir halden etkilenmektir. Utanma pozisyonu, ihlal mesajı taşır, ihlal edilenin mahcubiyetinin idrak edilme durumudur.Başkalarının yaptıkları da insanı utandırabilir. Bir yakının utanç duyulacak hali, mensubu olunan grubun bir bireyinin yüz karası durumu, desteklenen sivil toplum kuruluşlarının yarattığı hayal kırıklığı da utanç ve mahcubiyet yaratır.İnsanın içi kainatın en mümbit yeridir. Ekileni, atılan tohumu büyütür. İçimizde utanç tohumu varsa mutlaka meyvesini verecektir. Evrensel bir insan duygusu olarak değerlendirilen utanç, her insanda aynı yoğunlukta değildir. Utanç, kızgınlık, öfke, mutsuzluk, çaresizlik ve nefret duygularından fersah fersah uzaktır. Utanç üzerine yapılan çalışmalar, insanların tanıdıkları kişilerin, kendi sosyal çevrelerinin olduğu yerlerde daha çok utandıklarını, tanımadıkları veya daha alt tabakada gördükleri kişilerin olduğu ortamlarda ise yaptıkları yanlışlardan daha az utandıklarını göstermiştir.Utanmayı vicdansızlık, hırs, adaletsizlik, iftira, arsızlık, ön yargı, nefret öldürür. Utanmak erdemse, utanmazlık ahlaksızlıktır, arsızlıktır, yüzsüzlüktür. Utanmazları hepimiz tanırız, zira yüzsüzdürler. İnsanın yüzü, insanın çehresi anlamının dışında, kişinin karakteri, huyu, kişiliği anlamındadır. Yüzsüz demek, karaktersiz, kişiliksiz, vicdansız, ahlaksız, arsız demektir. Mahçup, utangaç bir çehre insana en güzel armağandır. Yeryüzünün en güzel yüzü, utanma duygusu taşıyan yüzdür. Mahcubiyet hissi olmayan yüz dünyayı çirkinleştirir.Düşünür Seneca, ‘Yasaların yasaklamadığını, utanma kontrol eder’ demiştir.Kimsenin utanmadığı bir toplumda yaşamak, insanlık adına en utanç duyulacak durumdur.Utanma hissimizi kaybetmeyelim. Daha çok utanan insanlardan olalım. Utanan insanları sevelim, eşimizi, dostumuzu utanan insanlardan seçelim.Seçilmişlere ilk günden söylemek istediğim şey, yapacakları işlerin ve vaatlerin muhatabı olan seçmenlere karşı hecalet duygusunu kaybetmemeleridir. Makamlar karakter aşındırma mekanizmalarının başında gelir. Arsızlık ve yüzsüzlük yaparsanız şehrin bedduasıyla gidersiniz. Yüzsüz olduğunuz için siz farkına bile varmazsınız. Ama utananlar, utanmazları bir bakışta tanır, üstelik onları unutmazlar da. Utanma duygusuna her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğunu unutmayalım. Ben sandıktaki tercihimi utanmayı bildiğini düşündüğüm adaylardan yana kullandım. Umudum, utanma duygusuna sahip adayların çoğunlukta olmasıdır. Onlar utanırsa bizler arsızlıktan, vicdansızlıktan, haksızlıktan uzak kalırız. Zaman çabuk geçer. Kalıcı olan utanılmayacak hizmet, hal ve harekettir. Seçen ve seçilenler olarak Allah yüzümüzü karartmasın. (*Bakara Süresi, 273.Ayet)