Yerel ağız ve yerel araştırmacılar hep var olsunlar

TAKİP ET

İki Karamanlı ne zaman bir araya gelsek ' nörüyon' ile başlayan sohbetin yerini tutan, içimizi ısıtan başka bir samimiyet var mıdır bilmem ama git gide birbirimizin yabancısı olduğumuz şu dünyada; dilimize, lehçemize ve yerel sözcüklere de yedi göğnek uzaklaşıyoruz sanki… Ve özlüyor insan… Bir maşar yeri kalabalığında; Yazıhaneleri, manifaturacıları, yağ tenekelerine ekilen feslikan kokularını, yağmurdan sonra çıkan ebem guşağını…

Yerel ağız ve yerel araştırmacılar hep var olsunlar

Röportaj: Yasemin KÜÇÜKCİCİBIYIK
Fotoğraf: Murat ÖZÜNAL

Dil dediğimiz şey kültürün en çok da kalbi sanki…
Kalbimize dokunan Karaman’ın söz varlıklarına baba yadigarı olarak sahip çıkan bir Karaman sevdalısıdır Ziya Duru…
“Karaman’ın Söz Varlıkları Sözcükler” kitabı Karaman’ın özgün Türkçesini kayıt altına alan yeni bir sözlük çalışması olarak kitaplıklarımızdaki yerini alırken, Ziya Duru iie bir kış ikindisi buluşarak Karaman’ın söz varlıklarını konuştuk.

"Karaman'ın Söz Varlıkları Sözcükler" kitabı dilin gelişimine katkı sağlayacak bir sözlük çalışması niteliğinde... Merhum Babanızın yadigârı gibi... Üzerinde çalışırken neler hissettiniz?

Ziya Duru: Yakından takip edenler bilirler. 2016’da Babam Talat Duru, Keramettin Ünsay Amca ve Turgut Uzel Hoca bir araya gelerek Karaman ağzına ait sözcüklerden derleme bir Karaman sözlüğü yapmışlardı. Ancak o çalışma bir başlangıç idi.
Bu konuda bana bir görev yüklediler ve “Karaman Türkçesini bundan sonra sen devam ettireceksin, sen bu çalışmayı geliştireceksin!” dediler. Ancak ben bu görevi tek başıma üstlenmedim. Yine yaşadıkları sürece babamdan ve Keramettin Ünsay’dan elverdiğince yararlandım.
Burada Turgut Uzel hocama özel bir sayfa açmak gerek. Çünkü “Karaman’ın Söz Varlığı Sözcükler” adlı kitap bir bakıma devam kitabıdır. Bu kitabı hazırlarken daha önce Talat Duru, Keramettin Ünsay ve Turgut Uzel Hoca’nın birlikte hazırladığı “Karaman’ın Söz Varlıkları” adlı kitabı bana yol gösterdi. O kitabın daha çok gelişmesi gerekiyordu. Bunu geliştirelim ve nasıl geliştirelim biçiminde konuyu açtığım ve fikirlerini çok önemsediğim Turgut Uzel Hoca bana hem yol gösterdi hem de derin Karaman ağzı bilgisini cömertçe sundu. Kendisi zaten babadostu olduğu için sık görüşürüz. Ama bu çalışmayla istişaremiz ve görüşmelerimiz daha da sıklaştı. Her zamanki beyefendi kişiliği ve kibarlığıyla çalışmaya büyük destek verdiği gibi bu yolda bana moral ve güç verdi.
Kendisi biliyorsunuz “prof. dr.”. Ama bu kitabın zenginleşmesinde ve derinleşmesinde deyim yerinde ise arı gibi çalıştı. Karaman ağzındaki tüm sözcükleri tek tek elden geçirdi. Anlamlarının doğruluğunu teyit etti. Prof. Dr. Turgut Uzel Hoca ancak tamam dedikten sonra eser matbaaya gidebildi.
Gönül isterdi ki, rahmetli babam ve Keramettin Ünsay amca da bu çalışmayı görseydi. Kaderin cilvesi, ömürleri bu kitabı görmeye yetmedi.

Peki önceki çalışmaların devamı niteliğinde bir kitap mı?

Ziya Duru: Biliyorsunuz, benim 2002 ve 2007’de hazırladığım “Fotoğraflarla Karaman” kitabım var. Fotoğraflarla Karaman kitabını onlar olmasa asla bu seviyede hazırlayamazdım. Fotoğraflarla Karaman kitabının arkasında eşi bulunmaz bir ekip daha doğrusu bir danışma kurulu var. Onlar değerli büyüklerim rahmetli babam Talat Duru, Mehmet Vehbi Uysal,Suat Sözer, Mustafa Koçak ve kardeşim Rıza. Bu eseri yayınlamada rahmetli babamdan büyük destek aldım. Oraya koyduğum her bir fotoğrafın bilgisi babamdandır, desem abartı olmaz.
Gerek o kitaplar olsun gerek Karaman’ın Söz Varlıkları Sözcükler kitabı olsun, tamamen Karaman kültürüne adanmış kitaplar. Hem babamızdan aldığımız sorumluluk duygusu hem de Karaman sevdamız ile Karaman tarihine ve kültürüne olan çalışmalarımızı elden geldiği kadar Karaman’ın insanlarıyla paylaşmaya devam edeceğiz.

Sayın Duru, sık sık duyduğumuz bir kavram var "Karaman Türkçesi" diye... Okurlarımız için biraz açar mısınız? Nedir Karaman Türkçesi?

Ziya Duru: Şimdi Karamanlıca diye bir terim, kavram özellikle de internetin de etkisiyle son zamanlarda halk arasında fazlaca duyulur oldu. Ancak Karamanlıca ile Karaman Türkçesi ayrı ayrı şeyler. Karamanlıca, bir zamanlar Anadolu’da özellikle Kapadokya bölgesinde yaşayan Hristiyan Türklerin konuştukları Türkçe’nin bir ağzıdır. Bizim Karaman’da konuşulan Türkçeyle bir ilgisi, ortak yönleri yoktur. En azından köken olarak Karamanlıca ile Karaman ağzının bağlantısı yoktur.
Karaman Türkçesi ise kökeni Karamanoğulları’na kadar giden Karamanlıların Karaman’da konuştuğu Türkçedir. Bir bakıma Karaman Türkçesi, Yunus’un Türkçesidir, Karamanoğlu Mehmet Bey’in Türkçesidir. Velhasılı Karaman Türkçesine, böyle bakmak daha asilce, daha yücedir.

Peki merak ediyorum "Karaman Türkçesi" konusunda bugüne kadar yapılan çalışmalar nelerdir?

Ziya Duru: Karaman Türkçesi, sözlü ve yazılı kültür olmak üzere iki boyutlu bir çalışma gerektirir. Karaman Türkçesine dair, Karamanname, Yunus Divanı Karaman Nüshası, Aynî, Nizamî, Aşık Musa, Gufrani gibi Karamanlı ünlü şairlerin eserleri üzerinden bir yazılı kültür araştırması, Karaman Türkçesi çalışmasışimdiye kadar yapıldı ise de duyulmadı. Ancak sözlü kültür tarama ve araştırması yoluyla şimdiye kadar yapılmış iki çalışma öne çıkmaktadır. Bunlardan biri Hulusi Güngör’ün “Türkçenin Karaman Ağzı” kitabı diğeri de Talat Duru, Keramettin Ünsay ve Turgut Uzel’in Karaman Söz Varlıkları adlı kitabıdır.
İster fen ister sosyal alanda olsun bilimde ilerleme birbirinin üstüne koyarak gerçekleşir. Dolayısıyla biz de bizden önceki çalışmaların üzerine bir şeyler koyduk isek ne güzel. İnşallah bizden sonra da bu çalışmalar gelişerek ve ilerleyerek devam eder.

Şüphesiz Karaman ağzı ile kullanılan her sözcüğün de bir hikâyesi var aslında... Devamında böyle bir çalışma gelir mi sayın Duru?

Ziya Duru: Karaman’ın Söz Varlıkları Sözcükler çalışmasıyla sadece sözcükler ele alınabildi. Karaman’ın söz varlığı bu kadar değildir. Karaman’ın söz varlığı içinde deyimler, atasözleri, efsaneler, hikâyeler de var. Kim bilir belki bu konulara da bir gün el atılır.

Peki var mı aklınıza gelen bir sözcük öyküsü bizimle paylaşabileceğiniz?

Ziya Duru: Aslında her sözcüğün hepimizin hatıralarında derin izleri ve hikayeleri var. Duyar duymaz kendimizi bir zaman tüneli içinde buluruz. Çocukluğumuz gelir aklımıza, gençlik yıllarımız, akrabalarımız, mahallelimiz... işte insan ve dil arasında böyle muazzam bir bağ var. Bu bağ belleğimiz. Bu belek anavatanımız bizim. Biz bu çalışmayla bu çalışmayla bu belleği gelecek kuşaklara aktarmak istiyoruz.  Gayemiz budur.
Sözcükler... her biri bir hikaye aslında. Hepimizin hikaye kahramanları farklı o kadar... mesela biz çocukken tabaktaki yemeği bitirmemiz için annelerimiz tağaı iyice “sıyır” derlerdi. Yoksa tabak arkamızdan ağlar ve köpek kovalardı. (gülümsüyor) Yine mahallede arkadaşlarımızla oyun oynarken arkadaşlarla kavga çıktı mı bir hakaret sözcüğü olarak akılsız anlamında kullanılan “mangafa” derdik birbirimize...
Eserde görüleceği üzere Karaman ağzında söylenilen sözcüklerin bir kısmına Anadolu’nun her yerinde rastlamak mümkün. Ama önemli bir kısmı vardır ki bunlar; sadece Karaman’da kullanılan, kulağa hoş gelen, anlamı ilginç sözcüklerdir. Sadece Karaman’da kullanılan ve söylenegelen sözcükler titizce ve ayrıca üzerinde durulması gereken bir çalışmadır.
Mutlaka her bir kelimenin ayrı bir öyküsü var. Karaman’da ya da Anadolu’nun herhangi yerinde kullanılmış, ilginç, öyküsü olan ve ilk anda aklıma gelen sözcükler, “zerzemi”, “kuşane” “kuş gönü”dür. Kuşane ya da küşane orta boy yassı tenceredir. Kuş gönü ise çok ince et demektir. Başka yerlerde başka anlamlarda kullanılabilir.

Karaman'ın Söz Varlıkları Sözcükler il genelinde okullara dağıtılacak mı?

Ziya Duru: Doğrusu, tam bir tanıtım yapmadan kitaba gelen yoğun ilgi; ne kadar doğru ve güzel bir iş yaptığımıza delil oldu. O kadar çok arayan, soran, tebrik eden, teşekkür eden ve kitap isteyen var ki, beklentimin ve düşündüğümün üzerinde oldu. Korkarım, her talebi karşılayamayacğım.Kitabın dağıtımıyla ilgili şöyle bir planlama yaptık:
Kitaptan 1.000 adet bastırdık. Türkiye çapında herkes ulaşsın diye kitabı bir yayınevi aracılığında çıkardık. Yayınevimiz ÇİMKE, eserin bir kısmını satışa koyacak. Böylece isteyenler ücreti mukabilinde oradan ulaşabilecek. Biz ise eserin büyük bir kısmını, öğrencilerimiz ulaşabilsin diye Karaman Milli Eğitim Müdürlüğü aracılığıyla okullara ayırdık. Ki böylece Karaman’ın çocuğunun doğrudan kitaba erişimi olsun.
Yine eserin bir bölümünü İstanbul’da İKEV’e, Ankara’da KAREV’e gönderdik. Böylece gurbetteki hemşerilerimizin hasretine bir nebzecik serinlik gelsin, istedim.

Meraklısı ve ilgili okurlar bu kitaba nasıl ulaşabilir?

Ziya Duru: Şehir içinden ve dışından kitaba ilgi gösteren herkese çok teşekkür ederim. Şehir içinden kitaba ulaşmak isteyenler, Duru Sarrafiyeye uğrayabilirler. Şehir dışından isteyenlere imkân dahilinde göndermeye çalışacağız.

Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir?

Ziya Duru: Önce de vurguladığım gibi kitapta babam Talat Duru’nun, Keramettin Ünsay Amca’nın ve Prof. Dr. Turgut Uzel Hoca’nın derin bilgisi ve emekleri var. Bizden ayrılanlarımıza rahmet diler, Turgut Uzel Hoca’yave eserde katkısı olan herkese çok çok teşekkür ederim.
En güzel biçimde çıkması için de eseri, Yusuf Yıldırım Hoca’ya teslim ettim. Onun yayıncılık ve editörlük konusunda deneyim ve birikiminden yararlanmak istedim. Seve seve kitapta görev aldı.Kendi eseriymişçesine büyük çaba sarfederek, içimize sinecek biçimde eseri yayına hazırladı. Eserin yayına hazırlanışı sürecinde özellikle Turgut Uzel Hoca ve benimle üçlü bir koordinasyon geliştirdi. Böylece bir iletişimsizlik ve karmaşıklık olmadan eser sapasağlam yayına hazırlanmış oldu.Paha biçilmez emeklerinden dolayı Yusuf Yıldırım’a çok teşekkür ederim.
Babamın izinden gitmek, Karaman’a, Yunus Emre’ye hizmet etmek bu uğurda eserler vermek benim için hem görev hem de zevktir. Bundan sonra da özellikle Karaman ve Yunus Emre konusunda çalışmak başlıca arzumdur. Şu an adını koymasam da Karaman’la ilgili birkaç çalışmayı düşünmekteyim.
İnşallah onlar da gerçekleşir.

İlginizden dolayı size ve okurlara çok teşekkür ederim.

..............

N’ÖRÜN: Ne yapıyorsun?
CASCAVLAK: Saçsız başsız.
FIYMAK: Kaçmak, sıvışmak, çaktırmadan ayrılmak.
Dinelmek: Ayakta durmak.
MISIRGA: Hindi.
FİŞGELE: Salyangoz.
BASBAYA: Basbayağı, alelade.
DAH: Hayret nidası.
GARAMAN: Karaman.
NASSIN: Nasılsın.
SEĞİRTMEK: Koşmak.