"Bir Maniniz Yoksa Size Geleceğiz" Ziya-İsmet Kağnıcı Çiftinin Evindeyiz Bu Hafta
Özlüyoruz… 70’li yıllardaki hayatlarımızı, komşularımızı, tasada sevinçte bir beraber olduğumuz günleri… Uyanış Medya olarak “Bizim zamanımızda…” diye başlayan sohbetleriyle hayatımıza ışık tutan Karamanlı büyüklerimizi evlerinde ziyaret ediyoruz.
Karaman’ın iki güzel mahallesi Abbas ve Fenari mahallerinde doğup büyüyen Ziya ve İsmet Kağnıcı çifti “Bir Maniniz Yoksa Size Geleceğiz” programımızın bu haftaki konukları oldular. 85 yaşındaki Ziya Kağnıcı Park Bakkaliyesinden Karaman çarşı yangınına, milli bayramlarımızdan Frankfurt’ta geçirdiği gurbet yıllarına kadar bu hayatta tanık olduğu pek çok şeyi anlattı bize… Emekçi ve kolay olmayan bir hayatı olmuş Ziya Kağnıcı’nın… “Her işte çalıştım, çok çalıştım ben…” derken yılların yorgunluğu da bir bir canlanıyor hafızasında… Ziya Kağnıcı bakkal dükkânının kapatıp 1973 yılında Frankfurt’ta işçi olarak gider. Daha sonra Türkiye’ye izine geldiğinde bakkalın kara kaplı defterini çıkarır ve birkaç alacaklısıyla görüşür “Sen kendini kurtardın Ziya, varsa bize biraz borç para ver” dedikleri gün kara kaplı borç defterini evin sobasında yakar. Gurbetteyken Gülden Karaböcek şarkıları dinler. Milli bayramlara özenle hazırlanıp, törenlere katılmayı hep çok önemser. Şimdilerde ne ben eskisi gibi gidebiliyorum, ne de bayramların eski tadı kaldı diye hüzünleniyor biraz…
57 yıllık evliliklerini ve ilk tanışmalarını eşi İsmet Kağnıcı’dan dinliyoruz. Gurbet bayramlarını şöyle anlatıyor İsmet Kağnıcı “ Bayram gelenek ve göreneklerimize gurbette daha çok özen gösterirdik. Hem milli hem de dini bayramlarımız birlik beraberlik açısından çok özel günlerdi” diyor. Hemen arkasından yerel bayramlara değiniyor “Bizim zamanımızda…” diye başlayan coşkusu ve katılımı büyük Karaman’daki Dil Bayramı kutlamalarını anlatıyor heyecanla... “Biz ilk kez operayı Dil Bayramı’nda gördük ve izledik” diyor. Stadyumlarda kızlı-erkekli gösterileri anlatırken o yıllara gidip kâh heyecanlanıyor, kâh hüzünleniyor.
Kağnıcı Ailesi ile eski Karaman günlerini yâd ettik. Karaman ve Frankfurt arasında bir zaman yolculuğuna çıktık. Sağlığı yerinde fakat biraz yorgundu Ziya Amca… İnsanın bir yanı gurbet görmeye görsün yorgun ve yarım kalıyordu bazı şeyler… Bir gurbetçi çocuğu olarak içimde 45’lik bir plak çalıyordu Neşe Karaböcek söylüyor şarkıyı “ Gurbet o kadar acı ki, ne varsa içimde / Hepsi bana yabancı, hepsi başka biçimde” Şimdi bu yorgunluğa bir cümle kurmak için ne o gurbeti yaşayanın ne de bu hikâyeyi yazanın kelimeleri yetmiyordu.
Programı Youtube’de Uyanış Medya kanalımızdan izleyebilirsiniz.