Karaman'da Ramazan Sohbetleri... (5)

TAKİP ET

'Ruhu doyanın karnı zaten doyar' der büyüklerimiz… On bir ayın sultanı Ramazan ayı birazda iç dünyamızda hasbıhal ayıdır. Bu ramazan ayında birbirinden değerli konuklarımızla ruhumuzu doyuracak sohbetler ile Karaman'da eski ramazan geleneklerine birlikte ışık tutacağız.

Varlık âleminde her şeyin bir kalbi vardır. Senenin kalbi de ramazandır. Ramazan hatıraları yüzümüzde hep tatlı bir tebessüm... Ramazan ayı bir dingin mevsim, en çok da kalbin orucu! Birlikte iyileşmenin yollarından biri...

İstedik ki ramazan sohbetleri; hem bizleri iyileştirsin, hem de ruhumuza iyi gelsin.

Karaman’da Ramazan gelenek ve göreneklerimizi birlikte kayıt altına alacağımız konuklarımız bakalım ne Ramazan hikâyeleri anlatacak?

Ramazanın gelişini bize ne hatırlatır? Çocukluğumuzun ramazanları nasıldı? Konuklarımızla birlikte Karaman’daki Ramazan hatıralarımıza birlikte ışık tutmaya devam ediyoruz.

Bugün ki konuğumuz Hollanda’da yaşayan hemşerimiz Ali ALGIN:

Ali Algın Gurbetteki Ramazan’ı anlatacak bize;

GURBET ELDE RAMAZANLAR...

Bizim yaşıtlarımıza ramazandan söz etsen, hemen “ahh... O eski ramazanlar” diye başlarlar.

Amma gurbeti görmeyenler, bilmeyenler gurbette ramazanı bilemezler.

Hasta düşmek zordur, gurbette daha da zordur.

Ölüm acıdır, gurbette daha da acıdır.

Gurbette ramazanlar da dini duygular ikiye katlar.

Gurbette ilk yıllarım ramazanın uzun yaz aylarına denk gelmişti. Okyanus kıyısındaki bu küçük şehirde kendimi hep gurbet içinde gurbette hissetmişimdir. Çünkü Türk de yoktu bu şehirde.

O yıllarda bizimle beraber 4 hane Türk aile vardı. 80 li yıllarda ramazan tam yazın ortasına denk gelmiş, nerdeyse 17 saat oruç tutuyorduk. Hem çalışır hem oruç tutardık, sıcak olduğu gün susuz dudaklarımız kururdu. Öğle ortasında 45 dakika mola olurdu iş yerinde 45 dakikada uykuya dalardım. Uyandığımda sanki Allah uykumda hem su içirmiş hem karnımı doyurmuş gibi uyanırdım.

Hollandalılardan çok anlayışlı, takdir edenler olduğu gibi, oruçlu Müslümanlarla gırgır geçmek isteyenler, iş verimini düşürüyor diyenlerde vardı. O yüzden biz açlığımızı, bitkinliğimizi asla belli etmezdik. O tip insanların karşısında, Sefa ile Merve arasındaki kostak yürüyen ashap gibi canlanırdım. Gurbette insan hep biraz duygusal olur. Amma ramazan ayında duygusallığımız zirve yapardı. Hayallerim giderdi taa doğduğum topraklara, köyüm düşerdi aklıma. Minarelerde yanan mahyalar gelirdi gözümün önüne. Selalar çınlardı kulaklarımda...

Akşamüzeri tüm avlumuzu saran anamın tereyağı kokulu yemekleri mis gibi kokardı burnuma. Köyümün mayalı ekmek tüten sokaklarındaki kokularını özlerdim Caminin önüne her gün iftarda gelen Ayçiçek kokulu pişiler gelirdi hayallerime. Hayallerimden uyandığım da gurbette olduğum, bunların hiç birinin burada yaşanmadığı acı gerçek vururdu yüzüme.

Gözlerim dolardı.

O zamanlar Hollanda’da 2 TV kanalı vardı. Hollanda 1 ve 2, gündüzleri televizyonlarda hiç program olmazdı. Vakit geçirmek için Okyanus'un setlerini dolaşırdım. Her evde radyo vardı, kısa dalga olmayanı radyodan saymazdık. Çünkü kısa dalga vatandan ses verirdi. Ondan gelen ses vatanın sesiydi. İftar vakti ezan okunurdu, Ankara da iftar vakti deyince, hemen saatte bakardım.

Vay be, daha bizim 4 saat var orda iftar oldu derdim... Vatan da olanları, orada yaşayanları kıskanırdım.

Şimdiden Helder de Türk nüfusu artı. 25 -30 hane olduk. Cami yaptırdık, küçükte olsa cemaatimiz var. Camide sohbetimiz var. Sayısını bilmediğimiz kadar Türk televizyonumuz var. İnternet yaygınlaştı, her an vatandan gelen dost sesleri var.

10-15 günde bir gelen mektupları, her bayramda postadan beklediğimiz tebrikleri unuttuk mis gibi tereyağı kokusu olmasa da, galiba gurbet hafifledi mi ne? Yoksa hasrete alışan yüreğimiz mi katılaştı.

Bilmiyorum ama hala çocukluğumdaki ramazanlar tüter burnumda. Her iftar vakti duygusallaşırım, gözlerimin yaşı ile iftarımı acarım. Gurbette benim Ramazanlarım hep hüzünlü geçmiştir.

Bu yıl Ramazanı vatanım da geçirecem, amma hasret alın yazısı olmuş gurbetçinin. Bu seferde gurbette kalan evlatlarım düşecek aklıma. Onların hasreti sızlatacak yüreğimi.

Galiba bu hasret ölene kadar sürecek.

Tüm dostlara hayırlı Ramazanlar diliyorum.

HABER/Röportaj: Yasemin KÜÇÜKCİCİBIYIK