Karaman'da Ramazan Sohbetleri (17)

TAKİP ET

 'Ruhu doyanın karnı zaten doyar' der büyüklerimiz… On bir ayın sultanı Ramazan ayı birazda iç dünyamızda hasbıhal ayıdır. Bu ramazan ayında birbirinden değerli konuklarımızla ruhumuzu doyuracak sohbetler ile Karaman'da eski ramazan geleneklerine birlikte ışık tutacağız.

Varlık âleminde her şeyin bir kalbi vardır. Senenin kalbi de ramazandır. Ramazan hatıraları yüzümüzde hep tatlı bir tebessüm... Ramazan ayı bir dingin mevsim, en çok da kalbin orucu! Birlikte iyileşmenin yollarından biri...

İstedik ki ramazan sohbetleri; hem bizleri iyileştirsin, hem de ruhumuza iyi gelsin.

Karaman’da Ramazan gelenek ve göreneklerimizi birlikte kayıt altına alacağımız konuklarımız bakalım ne Ramazan hikâyeleri anlatacak?

Ramazanın gelişini bize ne hatırlatır? Çocukluğumuzun ramazanları nasıldı? Konuklarımızla birlikte Karaman’daki Ramazan hatıralarımıza birlikte ışık tutmaya devam ediyoruz.

Bugün ki konuğumuz, Celalettin ÖLMEZ

Ölmez, Ramazan ile ilgili düşüncelerini ‘Uyanış Ramazan sohbetlerine’ anlattı.

“Ramazan'ın geldiğini; manevi bir iklimin hepimizi kuşatması, camilerimizin dolması, yardımlaşmanın artması, huzur ortamının hissedilmesi.                       

Yaşadığımız ortamı, yaşayamayanları düşünmek, ihtiyaç sahiplerine, yükseköğrenim gören gençlere yardımcı olmak.                 

Babam rahmetli Kerim Ölmez, şakacı bir insandı. Çarşı merkezinde - şu anda kapalı otopark - Sucu' nun Kahvesi muhabbet mekanıydı. Rahmetli Kemal Bayat, bir Ramazan gününde çarşıda gezen Onbaşı, İrebiş, Elif, Mehmet Emin... gibi Karamanımızın güllerini “Kerim Ağa’nın evinde iftar var” diye gönderir. Anam rahmetli, durumu anlar, hepsini iftarda ağırlar. Kemal Bayat Amca, ertesi gün Sucunın Kahvede, “Kerim Ağa iftar nasıl oldu?” diye şakasını yapar. Allah'ın rahmeti üzerlerine olsun.                                       

Bu güzel ayda iftar hazırlığı telaşı, ev hanımlarına düşüyor. İhtiyaçların gündüzden temin edilmesi, kendilerini mutfağa adamaları unutulmaz.           

Hiçbir zaman yemek seçmem. Bütün çorbalar vazgeçilmezimdir. Zaten çorba yetiyor ve artıyor.        Peygamberimizin; “ORUÇ TUT, SIHHAT BUL” hadisi pusulamız olmalı.

HABER/Röportaj: Yasemin KÜÇÜKCİCİBIYIK